Aslında özellik. Zira araçlara göre alınan tepki değişiyor. Örneğin bizim araçta 830 civarı olan rölanti devri debriyajı yavaşça bırakınca en son 750'ye kadar düşüyor. Sonrasında motor varıyla yoğuyla besleme yapıp aracı güçlü bir şekilde yürütüyor 750 devirde. Tabii bu sırada normalde 0.6 litre olan anlık tüketim yanılmıyorsam 3-6 litrelere ulaşıyor. Yani motor bu "acil durum"u kurtarmak için zengin karışım yaratıyor.
 
Öte yandan bizim arkadaşın 1.6 Vectra'sı halihazırda 700 civarı olan rölanti devrini yarım debriyaj zorlaması durumunda 500 civarına düşüyor ve araç kendini kaybediyor. Ayrıca yakıt tüketiminde de pek bir artış olmuyor. Yani benim tahminime göre bu araçta bizim araçtaki gibi bir "acil durum, tam besleme" sistemi mevcut değil.
 
Aynı motora sahip Astramız aynı şartlarda gaza basmadan yokuş yukarı garajdan çıkardı, o ayrı bir olay.:hanz:
 
 
======================================
 
Kişisel görüşüm;
 
Ben yarım kavramanın kısa tutulması ve ardından aracın kendi kendine gaz vererek gitmesi durumunda baskı balata ile ilgili bir sorun olacağını düşünmüyorum. Ama bu esnada yakıt tüketimi tablosundan gördüğüm değerler bana motorun bu durumdan olumsuz etkilenebileceğini anlatıyor.:favo1:

Ben de bir ilave bilgi ekleyeyim, aklınızda bulunsun.
 
 
Vücut dili uzmanlarının belirttiğine göre yalan söyleme anında erkekler ve kadınlar birbirinden ayrılıyor. Uzmanların belirttiğine göre erkekler yalan söylerken yere bakma eğilimindeyken, kadınlar daha ziyade havaya bakma eğiliminde imiş.
 
Buna sebep olarak, erkeklerin yalan söylerken daha fazla utanmaları ve rahatsız olmaları gösteriliyor.

Hakikaten de görünmüyor yahu... Sanırım internet sitesi güvenlik önlemi almış. Halbuki fotoğraflarda copyright ibareleri mevcut; biz de ona el atıyor değiliz...
 
Ben hepsini PC'ye kaydedip sonra tekrar yükleyeyim en iyisi.:ok:

Bu haber daha önce siteye eklenmedi sanırım. Sitede arama yaptığımda bulamadım. Gene de daha önce eklendiyse başlık imha edilebilir.:ok:
 
=========================================
 
 
Habere gelince;
 
Skoda-Auto, www.skoda-auto.com 'da duyurduğu üzere Octavia A5'in 1.6 MPI motorlu modelinin LPG sistemini orjinal olarak içeren bir versiyonunu satışa çıkaracakmış. (belki de çıkardı, o ayrıntı belirtilmemiş)
 
 
Haberin linki;
 
http://new.skoda-auto.com/COM/about/info/news/News/Pages/OctaviaLPG.aspx
 
 
Bu arada metinde kısaca LPG'nin bildiğimiz faydalarından vb. bahsetmiş. Motorun LPG ve benzin modunda çalışırkenki yakıt tüketim değerleri verilmiş.
 
Ayrıca aracın benzin modunda 102 hp ve LPG modunda 98 hp maksimum güce sahip olduğunu belirterek de, LPG uygulaması sonrası gücün artıp-azalması üzerine dönen tartışmaları sonlandırabileceğini söyleyebiliriz.:ok:
 
1.6 MPI'nin benzinli modda iken 169 g/km'lik CO2 salınımı da LPG modunda 149 g/km'ye iniyormuş.:ok:
 
LPG'nin yakıt tankı ise stepne boşluğuna yerleştirilmiş. 44 litrelik bu tankın stepne boşluğuna yerleştirilmesi sayesinde 560 litrelik bagaj hacmi aynen korunmuş.
 
=============================
 
 
Ha bir de;
 
"Skoda'nın MPI motora orjinal LPG uygulamaya dair bu kararı, Türkiye'deki MPI'lere uygulanan LPG sistemlerinin MPI motor ile sağladığı mükemmel uyuma dayanarak çekinmeden uygulamaya koyduğu belirtiliyor."
 
 
 
 
 
Dersem inanmayın artık; o kadar da değil.:++:
 
 
================================
 
Böylece Skoda, VW'nin elindeki 1.6 MPI motor stoğunu eritmenin iyi bir yolunu da bulmuş sanırım. Keşke makul bir fiyata Türkiye'de de aynı sistem satışa sunulsa...

Bizim şık tasarımlı Cordoba'nın çekici olduğu söylenebilir belki. Ama sadece otoparkta park halinde iken... Zira motor çalıştığı andan itibaren Hakan'ın bisikletli çocuğu düşürmesi gibi bir etki yarattığımı düşünüyorum ortalıkta.:kiki: Ortalıkta bir panik havası falan oluşuyor.:hanz:
 
 
 
Biraz eski bir konu ama bu yarama değinmeden de geçemedim.

Elbette hocam. Hatta keşke bizim araçta da olsa diyeceğim, bana göre en temel güvenlik donanımlarından bir tanesi...
 
Bildiğim kadarıyla fren anında tekerler arasındaki tutunma farkı oluşmasını engelliyor ve fren stabilizasyonunu garantiliyor. Yani örneğin sağ tekerler kuru zeminde, sol tekerler ıslak zeminde iken frene asılırsanız, normalde araç sağa doğru dönerek kontrol kaybedecekken; EBD söz konusu olduğunda araç iz takibini bozmadan frenleme yapabiliyor.
 
Bu olayın tam tersi; yani gaza basma durumunda gerçekleşmesini engelleyen bir sistem de mevcut. (yani yarı kuru yarı kaygan zeminde kalkış) Ancak kısaltmayı hatırlamıyorum.
 
Ha; bir de EBD'nin aslında daha da çok değinilen bir işlevi var. O da virajda frenleme. Yani bu EBD viraj dönüşü esnasında aracın daha sağlıklı bir şekilde yavaşlamasını da sağlayan bir sistem.

:wlc:İyi paylaşımlar dilerim.:ok: