Hep iyi şeyler duymak istiyorum ama maalesef Ankara'daki servisler hiç şaşırtmıyor. Hasar durumunda bu kaskoların anlaşmalı olduğu yerlere götürün arkadaşlar hizmette epey fark oluyor..

Ses metal sesi üstad. Süspansiyonlardandır diye tahmin ediyorum ben de. Diğer benzer konularda da yazmış arkadaşlar amortisör başları, burçlar v.s. yağlayınca geçer/geçti demişler. Bakıma götürdüğümde gösteririm diye düşündüm ben de. Lastiklerden kaynaklı deyince acaba lastikler boyut olarak zorluyor olabilir mi ki? Pirelli cinturato benimkiler bu arada..

17 inçlerde orjinal lastik ölçüsü 225/45/17 değil midir? Şahsen bendekiler öyle ki sadece 17 inç jant istiyorum diye sipariş etmiştim yani lastik ölçüsü belirtmemiştim. Markanın önerdiği de bu ölçü diye biliyorum.
 
215/45/17 yaptığınızda siz yanağı daha da inceltmişsiniz. Yani yanak yüksekliği 101,25 mm olması gerekirken, siz 96,75 mm yapmışsınız 18-19 inçlerdeki gibi..
 
Yedek lastik konusunda ise size katılıyorum bana da kimse bilgi vermedi 16 inç geleceğini ama normal karşıladığımı söyleyebilirim.
 
Yanak kalınlığı fark etmeksizin her lastiğin balon yapma riski mevcuttur ancak ince yanak olunca esneme payıyla alakalı bu risk artmakta, daha dikkatli olmalıyız.
 
Naçizane önerim, ki ben 30 bin filan olduğunda düşünüyorum, 215/50/17 almanız. Yanak ölçüsünde de tam tersi 6,25 mm artış olur, riski düşürmüş olursunuz ve konforda da hafif artış olacağı muhakkak.
 
Geçmiş olsun tekrar..

Aynen.. Gönderdiğim e-posta yı paylaşabilirim, adamlara dedim ki 'Türkiye Dist. Yüce Auto ile görüştüm, böyle böyle oldu diye bir bir anlattım, yardımlarınıza ihtiyacım var v.s.' gayet usturuplu bir şekilde derdimi anlattım. Adamlar bana tek muhatabınız Yüce'dir diye dönüyor. Lan ben zaten adamdan işimi çözememişim ki sana yazıyorum, şikayetçiyim birader. Peşine de bi sitem e-postası gönderdim tabi ona yanıt gelmedi. WV'a attığım postaya bile daha seviyeli ve düzgün bir cevap gelmişti.
 
Bu garanti işinde de hani 2 yıl uzatalım filan, hiç anlamam. Ben senede en fazla 15 bin yapan biriyim, araç 1 yaşına geldiğinde yetkili servis bakımı yaptırırım, bir sene sonraki bakım zamanı geldiğinde de zaten 2 yaşına gelmiş, garanti dolmuş oluyor, dolayısıyla yetkili servise gitmem gerekmiyor, servisle işim bitmiş oluyor.
 
Arabalarda bir hata/eksiklik varsa zaten 2 yıl içinde çıkar arkadaşlar, garanti uzatmaya hiç gerek yok diye düşünüyorum; uzattıkları garantiye de zaten her şeyi dahil etmiyorlar.
 
Bu arada Yüce'nin garanti konusunda çok hassas olduğunu bilin, en ufak müdehale edilmiş bir araçta doğrudan garanti dışı diye biliyorlar.
 
Ayna ile ilgili sorunda elektrikçiyi epey sıkıştırmıştım; yazılım, vag-com v.s. yaptırmayı düşünüyorum diye. ECU denilen cihaz eğer yanarsa, Dist. doğrudan parçayı kendine gönderilmesini istiyor ve orda kontrol ediyorlar kodlarda değişiklik var mı diye bakıp, garanti kapsamnda olup olmayacağına karar veriyorlar demişti. Vazgeçmiştim ben de bunun üzerine
Tabi biraz yoğurdu üfleyerek yemek benimkisi bunca şeyden sonra ama bilginiz olsun..

İlk konumun (tanışma için açtığım başlık hariç tabi) böyle olmasını istemezdim ama bir yerden başlamak gerekiyordu, herkese merhaba.
2014 Ekim 15 te sipariş etmeye karar verdiğimde Ankara’daki bayilerin en erken 2015 Mart’a gün vermesinden anlamam gerekirdi işlerin sıkıntılı yürüyeceğini. Alalı 6 ay olmuş şimdi mi aklına geldi diye adama sorarlar elbet ama geçen ki servis tecrübemden sonra şart oldu. (Aracı alırken ki sipariş sürecinde yaşadıklarımı aşağıda paylaştığım şikâyet mektubundan görebilirsiniz)
Octiye laf yok, gerçekten kalite bir araç; sıfır Mercedes/BMW leri de sürüyorum, aradaki fark hakikaten az. İnanmak istemeyenler olacaktır tabi.
Ancak bu Skoda’nın yetkili bayi/servislerinde gerçekten bir problem var. Servise giden bir arkadaş da yazmış kendimi sanayi de hissettim diye; aynı duyguyu yaşıyorum ben de. Skoda Çek Cumhuriyeti ile de yazıştım onlarda da, distribütörde de işlerin biraz amatör yürüdüğü kanısındayım.
2-3 hafta önce arkadan çarptılar ve tampon hasar gördü. Tümüyle elden geçip boyanması gerekiyor, hasarlarda en hafif olanıdır yani başımıza gelen. And’a götürdüm, ancak öyle boyamışlar ki hiç yapmadım ama sanırım ben daha iyi boyardım. Toz zerrecikleri kalmış boyanın altında, bir yerde de boya göl olmuş ve tam akarken kurumuş kalmış. Damla damla iz var yani. Bu ne dedim: ‘olabiliyor boyarken, 2 hafta sonra geleceksiniz pasta cilayla düzeltilecek’ dediler. Bu şekilde düzelecek bir şey değil ama yine de götüreceğim. Forumda bir arkadaş da aynı yere kaputu üç kez boyatmak zorunda kalmış bahsettiğim acemilikler yüzünden. Götürmeden önce bu arkadaşın yazdıklarını okumuştum ancak ben belki tamponu değiştirirler diye düşünmüştüm. Eksper gelmedi bile, kaskomun anlaşmalı olduğu RS Servise sevk etti, onlar bakıp söyleyecekmiş değişim mi yoksa tamir mi olacağını; And’ın bana dediği de evet burası çok önemli:
‘RS bakacak eğer tamir olur derlerse boyayıp gönderecekler, biz de takacağız’
Böyle olunca iyi, RS yaparsa temiz olur herhâlde dedim ama öyle olmuyormuş; değiştirmeyin tamir edin deyip servise geri yolluyorlarmış. Sonra sordum, Hakan beydi sanırım, hani onlar yapacaktı: ‘e biz nasıl para kazanacağız o zaman’ dedi. Servisler hakkında artık tecrübeli olduğumdan hiç uzatmadım elbette.
Tecrübelerim mi?
Sipariş süreciyle ilgili problemi bir yana koyalım, aracı aldığımın ertesi günü henüz araba 26. Km de iken tavanında bir bombe olduğunu fark ettim. Bombe derken tabi çok küçük, sanki fabrikada birisi çalışırken bir şeye kızmış, elindeki yıldız tornavidayla içerden tavana vurmuş. Bombeden ziyade küçük bir kabarma, çıkıntı diyeyim. 1 mm filandır sanırım ama o kadar para verip, 2.5 ay bekleyip böyle bir şeyle karşılaşınca insan kabullenemiyor, bir de tavan olunca.
Aracı aldığım gece Konya da kalmıştım ertesi gün pazardı, hemen gittim bayiye ancak kapalıydı. Ankara’ya geldim, galerici bir arkadaşa gösterdim, fabrikasyon bir hata dedi. Tavan döşemesi veya arka tavan yolcu lambası takılırken fazla güç uygulanmış ya da kaporta şasiye çakılırken penç mi deniyor hatırlamıyorum fazla bastırılmış olabilir dedi.
Yüce oto müşteri hizmetlerini aradım hemen konuyla ilgili şikâyetlerimi ilettim, en yakın yetkili servisimize götürün incelensin ona göre hareket edelim dediler; Efe’ye götürdüm ve aynı yorumu yaptı oradaki ustalar da.
Lakin ustalar tamam diyor, ama ben bir rapor tutulmasını filan istiyorum elime belge bir şey verin bu arabada böyle bir sorun var diye, kırk takla atıyorlar vermemek için. Bundan bir şey çıkmaz, aslında o kadar da bir şey değil, boşuna uğraşıyorsunuz v.s. sanayideki konuşma/davranış üslubuyla ikna etmeye çalışıyorlar. Efe’nin patronu da şans eseri ordaydı ancak alamadım bir yazı adamlardan. Yüce’ye sormamız lazım, onların karar vermesi lazım v.s. Fotoğrafını çekiyorlar çıkmıyor fotoda çok küçük olduğundan filan..
1 hafta oldu ses gelmiyor servisten derken artık ben aradım Yüce’yi müşteri ilişkileri yöneticisiydi sanırım arkadaş (Konmar ile ilgili yazdığım şik.mektubuna cevap verende oydu) onunla ayrıntılı bir şekilde görüştüm. 1 hafta daha geçti (tabi yine ben arıyorum);
-aracın fabrika çıkış fiyatı üzerinden %8 para ödemesi ve hasarın ücretsiz tamiri,
-ikinci olarak aracın değiştirilmesi ama 2015 model farkıyla kendi arabamın ben de kaldığı süre boyunca kira ücretinin ödenmesi (2015’te de aracın fiyatının 2-3 bin düştüğünü biliyorsunuzdurJ)
-son olarak yine kira ücretinin düşülerek aracın parasının iadesi seçenekleri sunuldu.
Mantıklı gelen ilk seçeneği seçtik mecburen, ancak bir türlü ödeme yapmadılar. Kendileri aramıyordu zaten, bu sefer ben arıyorum ulaşamıyorum, adam zaten müşteri şikâyetlerine bakan/cevap veren mercii, adamı kendine şikâyet ettim bir e-posta daha döşedim; info@skoda-info.cz ‘e tüm süreci özetleyen bir mektup yazdım, tek muhatabınız ülkenizdeki temsilcimiz Yüce Auto’dur diye döndüler; o da olmadı customercare@volkswagen.de ‘e bir e-posta gönderdim onlar da ‘biz iletiyoruz, aynı grup firması olsak da müşteri ilişkileri birimleri ayrı’ deyip Skoda ile görüşmeniz gerek diye yanıtladılar. Sinir harbi, of-puf diyerek yine bizim adama döndük tabi.
Arabayı teslim aldığımdan beri böyle bir isteksiz biniyorum, sorun arıyorum, bildiğin arabaya bok atmaya çalışıyorum; küsmüştüm resmen octime ama araç çok başarılıydı.
Sonrasında e-posta ile evraklar (sanırım mailleşmelerin de bir etkisi oldu) gönderildi bana onları doldurdum gönderdim, Nisan ayında ancak alabildik 3,250.-TL’yi. Hak geçmesin, bir de kapı-marşpiye takımı hediye ettiler bu Octavia yazanlardan. Tavana da dokundurtmadım bu arada orjinalliği bozulmasın diye ama geçen hafta dolu yağdı 10-15 tane iz var (sanırım yaramadı bu araba bizeJ) şimdi mecburen dokundurtacağız.
Bu arada unutuyordum az kalsın: sağ ayna hani geri vitese takınca aşağı iniyor ya, benimkinde bazen iniyor, bazen kalkıyor, bazen giderken içe-dışa doğru hareket ediyor dans ediyordu ayna bildiğin. Bir haftasonu mu ayırdım, Efe deki elektrikçiyle 1 saata yakın gezindik. Bir arıza olduğunu anladı ama yine de savuşturmaya çalışıyor, bunlar zaten superbde oluyor bi, ilk kez görüyorum octavilarda filan anlayamadım ben de v.s. türü mantıklı açıklamalarda bulunuyor J e ne yapmamız gerekiyor bir arıza olduğunu sen de kabul ediyorsun: ‘arabayı bir gün bırakman lazım oturup incelememiz gerekiyor’ dedi. Tamam dedim sonrasında bırakmak için tekrar gittim, araştırmıştım, bunlarda hafıza motoru oluyormuş onlarda arıza olabiliyormuş dedim ‘öyle bir arıza olmaz’ diyorlar. Atölye şefiyle muhatap oluyorum, Efe’de tadilat vardı, ‘şimdi buralar çok karışık sen bir ay sonra gel’ filan diyor (abartmıyorum uslub bu) dedim ben zaten daha önce gelmiştim gördüğüm muamele buydu, tavandaki sorundan baya ahbap olduğum servis müdürüyle görüştüm (müşteri memnuniyeti temelli hizmet anlayışına geçmiş bu arada Yüce, doğrudan performansa göre ücretlendirecekmiş çalışanlarını) epey hassasiyet gösterdi. Nihayetinde bıraktım 1 gün ve yazılımsal bir hata varmış düzeltmişler şimdi gayet iyi çalışıyor ayna.
İçiniz şişmiştir okurken tahmin edebiliyorum ama inanın ben normal bir insanım J Bundan önce Peugeot 207 vardı, onu da sıfır almıştım, 4 yıl sorunsuz bindim. Hem alırken, hem de servislerinde herhangi bir sorun yaşamadım. Ya onu geçtim, octiyi alırken babama da Dacia aldık bir tane, emin olun ne kadar kibarlardı teslimatta olsun, satışta olsun adamlar. Kışlık paspas da vermişlerdi : ) Hatta bunu aracı almaya gittiğimde Konmar’ın sahibine söylüyorum dalga geçiyor benimle onlar Dacia biz Skodayız diye. İlkyardım seti bile yoktu ya arabada.
Son bir not, Konmar ile ilgili yazdığım şikâyet mektubuyla ilgili bir şey yapıldı mı diye Yüce’deki arkadaşa sormuştum bir görüşmemizde; sorunlu bayiler olarak bir listeleri oluyormuş, bunlar 16. sırada iken benden sonra 1. Sıraya alınmış, daha da ne oldu bilmiyorum.
Sonuç olarak araba iyi ama bu marka iyi temsil edilemiyor diye düşünüyorum. Aracı aldığıma pişman mıyım? Hayır, yine olsa yine alır mıyım? Evet. Maalesef bu paraya daha iyi bir araç yok, hem de bir Alman. Maksadım kızgınlığımı biraz olsun paylaşıp azaltmaktı, kazasız günler, iyi forumlar dilerim.

Konmar Şikayet Mektubu:
 
Ankara’dan 17.10.2014 tarihinde Skoda Konya Yetkili Bayisi Konmar Otomotivden Octavia 1.2 TSI Elegance DSG araç sipariş etmek istedim. Ankara’daki bayiler Mart-2015’e gün verdiğinden, yılbaşına yetiştiririm diyen Konmar ile görüşmeye başladım. Araç için distribütörün verdiği teslim tarihinin 52. hafta olduğu söylendi. Bu tarihe yetişeceğine taahhüt istediğim bayi; söz veremeyeceğini, bu tarihi distribütörün verdiğini, ellerinden gelen bir şey olmadığını, gecikme olabileceğini, yeni yıla kalma olasılığı olduğunu ve böyle bir durumda da o günkü fiyatların geçerli olacağını belirtti. Bu riski üstlenerek, 2,450.-TL’lik opsiyonel donanımla sipariş etmek istediğim araç için 10,000.-TL kaparo istendi, yaptığımız görüşmelerde 5,000.-TL’de anlaşıldı ve banka havalesiyle ödeyerek aracı sipariş ettim. Bu şekilde sipariş ettiğim araç 14.12.2014 tarihinde bayinin elindeydi.
 
52. hafta dendiğinden bununla paralel olarak, kendimi araç bedelini 25.12.2014 tarihinde ödeyecek şekilde hazırladım. Araç henüz bayiye gelmemişken yaptığımız görüşmelerde, aracı 2015’te teslim alacağımı, ancak parasını araç geldiğinde (yani 52. haftada) ödeyeceğimi belirtmiştim. Aracın geldiği günden bir gün sonra 15.12.2014 tarihinde, tüm sipariş sürecinde muhatap olduğum firma ortağı Orçun EKESOY ile görüştüğümde de araç bedelini en erken 25.12.2014’te ödeyebileceğimi belirtmiş ve karşılıklı mutabakat sağlamıştık.
 
İşte bu noktadan sonra araç bedelinin gönderilmesi ile ilgili problemler baş göstermeye başladı. Sanıyorum firmanın diğer ortağıyla sorun yaşandığından olsa gerek, araç geldikten sonra sık sık (Orçun EKESOY çekinmiş olacak ki) çalışanlardan Şeyma ELMACI tarafından aranarak aracı teslim almam için sıkıştırıldım.
 
“Ozan Bey, Okan Bey ile Orçun Bey toplantıda aldıkları kararda aracı yarın (17.12.2014) size teslim etmeye karar verdiler (kurumsal bir imaj çizilmeye çalışılıyor sanırım)”
 
1 gün geçiyor:
 
“bekleyen müşterimiz çok, yılbaşında yoğun olacağız hafta sonu sizi buraya bekliyoruz“
Bir sonraki görüşmede:
 
“arabanız burada bize emanet, başına bir şey gelirse biz sorumlu oluruz, bizi zan altında bırakıyorsunuz”
Daha sonra Orçun EKESOY ile görüşme imkânı bulduğumda da:
 
“aracın geldi bak bur da bekletiyoruz, soranlar var almak için, gel teslim edip gönderelim, biz yılbaşına yetiştiririz dedik ve 2 hafta önce getirdik” (araç gelmeden 3 gün evvel kendisiyle görüştüğümde de inşallah yılbaşına yetiştireceğiz dediğini belirteyim)”
 
Henüz aracın gelmesinden 1 hafta geçmiş ve kendisiyle ödeme yapacağım tarihte anlaşmış olmamıza rağmen:
 
“bak biz senin arabanın parasını ödedik ithalatçı firmaya, ama sen bize ödemiyorsun, senin yüzünden kredi kullanmak zorunda kalıyoruz ve faiz ödüyoruz”
 
diyerek nakit sıkışıklığı yaşadığını, benimse ödeyebileceğim tarihi söylediğimi ve kendisinin de bunu kabul ettiğini hatırlattığımda:
 
“bak Okan da beni sıkıştırıyor çok bunaldım -senin yüzünden kredi kullanmak zorunda kalıyoruz, araba gelmiş neden bekletiyorsun- diyor bana, bu yıl ki hedefleri de tutturamadık zaten” v.s.
 
şeklinde, hiç daha önce başıma gelmeyen, gerçekten beni çok geren diyaloglar yaşadım.
 
Son olarak, tüm bu konuşmaların üzerine her iki tarafta mağdur olmasın diyerek aracı satıp kaparomu iade edin dediğimde ise “bulamazsın böyle araba, 2-3 ay daha beklersin” tarzında ikna edilmeye çalışıldığımı ve böyle bir şeye yanaşılmadığını da belirtmek isterim.
 
Nihayetinde bu gereksiz gerilimin ardından araç bedelini, defalarca öncesinde ödeyemeyeceğimi anlatmaya çalıştığım bayinin hesabına 25.12.2014’te havale edip, geçtiğimiz cumartesi günü (03.01.2015) aracı teslim aldım. Yani arabanın bayiye ulaştığı tarihten 10 gün sonra araç bedelini ödemiş, bundan 1 hafta sonra da aracı teslim almış oldum.
Değinmeden geçemeyeceğim bir husus da, günler öncesinden teslim alacağım tarih belli olmasına rağmen aracın trafik seti olmadan ve iyi temizlenmemiş bir şekilde teslim edilmesiydi. Jantlarında çamur, camlarında leke ve içerisinde koyu parmak izleri ve yoğun toz vardı.
 
Kullanılan üslubun kurumsallaşmış bir markaya ne kadar yakıştığını anlayabilmeniz için doğrudan aktardım aramızda geçen konuşmaları. Güvenip itibar ettiğim Konmar Otomotiv’den, herhangi bir sözleşme yapmadan sadece telefon görüşmesiyle, büyük bir hevesle sipariş edip ödemelerini yaptığım aracın beni bu kadar bunaltmış olmasını ve teslim almaya giderken dahi bayiye duyduğum öfkenin aracın heyecanını fazlasıyla bastırdığının altını çizmek isterim.
 
Bayilik verirken hangi kıstasların dikkate alındığı, verilen hizmetin ne kadar müşteri memnuniyeti temelli olduğu sanırım daha iyi sorgulanmalı. Başta gayet iyi anlaştıkları müşterilerine, sonradan nakde sıkıştıklarında 10 gün için ne kadar küçüldüklerini; profesyonel/kurumsal bir yaklaşım beklenirken, ticari hayatına yeni başlamış küçük bir işletme refleksiyle hareket ettiklerini, ne derecede ticari ahlaka sahip olduklarını anlamak zor değil diye düşünüyorum.
 
Ne kadar ciddiye alınırım bilemiyorum ama bundan sonra Skoda markasına daha temkinli yaklaşacağımı, hele hele bu bayinizi kimseye kesinlikle tavsiye etmeyeceğimi bilmenizi isterim.
 
Saygılar.
 
Yüce Auto'nun yanıtı:
 
Merhabalar Ozan Bey,
 
Öncelikle markamızı tercih ettiğiniz için teşekkürlerimizi sunar, Skoda Ailesi’ne hoşgeldiniz dileklerimizi iletiriz.
 
Araç satın alım süreciniz ile ilgili olarak yaşamış olduğunuz negatif deneyimler en az sizler kadar bizleri de üzmüştür. Bu süreçle ilgili olarak satış bölge yöneticilerimize her detayla ilgili olarak ayrıntılı bilgi verilmiş ve takibatı satış bölge yöneticilerimiz tarafından gerçekleştirilecektir.
 
İlerleyen süreçte olası yetkili servis ihtiyaçlarınız için bizlerle irtibata geçtiğiniz takdirde gerekli randevu organizasyonları ya da aracınızla ilgili her türlü konu için bizlerle irtibata geçebileceğinizi önemle belirtmek isteriz.
 
Bildiriminiz için sonsuz teşekkürlerimizi sunar, siz değerli müşterilerimizin geri bildirimleri ile ortaya çıkacak kooperatif memnuniyet süreçlerinin her iki taraf içinde en doğru yol olduğunu düşünmekle beraber, markamızı tercih ettiğiniz için en derin saygılarımızı sunarız.
 
Saygılarımla / Best Regards

Yılbaşında benle beraber bir tanıdığımız da Superb almıştı, 2-3 hafta önce Antalya'ya giderken 120 km hızla sol ön teker patlayıp, parçalanıyor ve araba takla atıyor. Araç pert oldu. 17' inç Pirelli Cinturata lastikler..

Yılda 15.000 Km yapan biri için 1.2 TSI ortalama 700.-TL daha fazla tüketiyor 1.6 TDI ye kıyasla, ancak daha mantıklı oluyor:
A) 1.2 'nin yıllık vergisi yaklaşık 600.-TL; 1,6'nın yıllık vergisi yaklaşık 1,000.-TL.
B) Dizel motorun yıllık bakım masrafları ile benzinli motorun yıllık bakım masrafları arasında ve kasko bedellerinde fark var.
C) Octavia için baktığımızda alırken 10,000.-TL fark veriyorsunuz dizel için, elbette satarken de bu farkı geri alıyorsunuz ama 10,000.-TL'nin senelik faizini kimse göz önünde bulundurmuyor ki en önemli fark da burda ortaya çıkıyor. Misal araç kredisi kullanıyorsanız 10,000.-TL fazla veya az çekmeniz durumunda toplam ödeyeceğiniz tutara bir odaklanın.
D) Bir de motor arızası durumunda dizelin daha masraflı olacağını ve tüm bunların üzerine bir de benzinli aracin keyfini düşünün.
Ha ben yok pompaya yanaştığımda depoyu 200.-TL'nin altında doldurunca psikolojik olarka iyi hissediyorum diyorsanız orası ayrı:)
 
Garanti uzatmaya gelince fabrika zaten 2 yıl garanti veriyor ve bir üretim hatası varsa, DSG de problem varsa bu 2 yıl içerisinde ortaya çıkıyor. Tabi yılda 3.000 Km yapacaksanız bu sorunların ortaya çıkması için çok şans vermemiş olursunuz arabaya, o zaman garanti uzatımı düşünülebilir. Ama unutmayın ki burdaki amaç sizi yetkili servise çekmektir. Araç firmaları da asıl gelirleri servislerden elde ederler zaten.