Servise gittim. "Cumartesi günü taktığınız ampullerden sonra sis farlarının biri yeri biri göğü aydınlatıyor." dedim.
Bir görevli ilgilenmeye başladı. Yaptı, uğraştı, çabaladı falan, daha sonra da "Abi bu tırnağından atıyor" cinsinden bir şeyler söyledi sağ ampul için.
"Peki neden sol taraf daha parlak, sağ daha solgun?" dedim.
"Abi ampuller farklıdır..." dedi.
Dedim ki: "İşte o imkansız.. Kapalı kutudaki bir çift ampul onlar..."
Neyse, olay servis müdürünün gelmesi ile daha da şenlendi.
"Aaa.. Yan sanayi takmışsınız siz..." deyince ben de dayanamadım.
"Ne yan sanayisi beyefendi?.. Bildiğiniz, belki de bilmediğiniz Osram. Orijinal. Made in Deutschland yani..."
Müdür ısrar etti: "Hayır efendim. Bize göre Doğuş Oto harici tüm ürünler yan sanayidir." ve ben pes ettim. "Size Doğuş Oto ile saadetler dilerim" dedim ama pek anlamadı ya da duymadı bile...
Neyse, olaya gelecek olursak. Ayar yapılabildiği kadar yapıldı ama hala sol daha parlak sağ daha solgun... Arabayı çalıştırdım, sağ ve sol dönüşler çalışıyor mu diye... O da ne? Sol çalışmıyor artık... "Eeee... N'oldu şimdi?" falan derken elektrik ustası baktı ve "Abi bu lamba patlamış ki..." deyiverdi.
Ben hayretler içindeyken "Abi sende bir tane çalışan yok muydu?" deyince, Allah'tan atmamışım da hemen uzattım Cumartesi çıkanlardan birini...
İşin ilginç yanı, şimdi ikisi de aynı parlaklıkta ışık vermeye başladı ve ayarları da tam oldu.
Ben bu işten hiçbir şey anlamadım vesselam...

Bugün sis farlarını, yeni aldığım Osram NB Laser H7 ampuller ile değiştirdim serviste. İkisinin de yönü bayağı farklı oldu... Sizce nedendir? Ayar eksikliği mi, yanlış montaj mı?

Çok teşekkürler

Rica ederim... Faydalı bir sitedir.

Yakıt olarak karşılaştırmak için aslında aracın kilosu, rüzgar direnci, lastik ebadı kriterleri bir birinin aynı yada yakın olması gerekiyor o yüzden aralarında fark olduğu için yakıt olarak da fark olması normal. Mesela Hyudai İX35, Tuscon çok daha fazla yakıyor Yeti'den, Benim için tüketimi makul ama tabi kişiye göre değişir ben şu an ş.içi, ş.dışı karışık 7,5 lt civarı geziyorum o da bana normal geliyor.

Kesinlikle katılıyorum hocam... Aerodinamiği, ağırlığı ve lastik ebatları çoook farklı... Benimki biraz latifeydi aslında...

[MENTION=52]06FSE21[/MENTION]

Geçmiş olsun aracınız kaç km de, titreme olayı hangi viteslerde oluyordu yazarsanız iyi olur, benimde bazen 1 nci viteste aldığım günden beri titreme yapıyor ama diğer özellikle 2 nci viteste sıkıntı yok. Sorun sadece kavrama mı yoksa mekatronikte de sıkıntı var mı.

Teşekkürler...

Araba DSG 7 ileri, 30.000 km civarıydı... Tam km hatırlamam mümkün değil... Dediğim gibi 2. yılı dolmamıştı aracın... (Şu anda 45,000 km'de) Kalkışlar ve özellikle kalkış+kavşak dönüşlerinde bariz sallama oluyordu. Yüksek viteslerde sıkıntı yoktu, aynen herkesin yaşadığı gibi... Zaten bu sıkıntı kendini en yüksek tork gerektiren ilk kalkış ve dönüş esnalarında gösteriyor. Kavrama değişimi ile sorun zırt diye kesildi ve showroomdan aldığım günkü haline döndü araç...

Mekatronik ayrı bir birim, malumunuz... Şanzumana, hangi zamanda ne yapması gerektiğini ileten bir bilgisayar gibi algılayabilirsiniz. Dolayısıyla, yukarıda bahsettiğim sorunun aracın sadece belirli kullanımlarında baş göstermesi, diğer hallerde ise hiç sıkıntı yaşatmaması tamamen mekanik bir durumla açıklanabilir zaten... O da kavrama denilen ünite...

Öte yandan, mekatronikten kaynaklanan bir problemin varlığı, her kullanım koşulunda ve istisnasız bir şekilde kullanıcıya kendini belli eder...

Tek bildiğim, şu anki 1.4 TSI benzinli Yeti'min bir önceki 1.6 benzinli Roomster'ımdan daha çok yaktığı... Ne ilginç... Hem daha yeni teknoloji bir motor olsun, hem de daha çok yaksın!...

Aracımı ilk aldığımda fark ettiğim, bagajın inanılmaz derecede küçük olmasıydı. Çocuklu bir ailenin bagajlarının sığması asla mümkün olmayacağı için stepneyi mecburen çıkarttım. Yerine ince bir stepne aldım ama o da boşa... O da büyükçe bir yer kaplıyordu çünkü... Zaten yan basamaklar nedeniyle benim kriko vurmam mümkün de değilmiş meğerse... Neyse, mini stepne evdeki istaratgahında dinlenirken, araçdaki tek eksiğin lastik basınç sensörü olduğunu gördüm. Daha önceki Roomster'ımda bile vardı ama Elegance donanımlı Yeti'ye bunu koymayı uygun görmemişlerdi.

Daha önce 6 yılda sadece bir kez yerinde ikaz veren bu sistem sayesinde lastiğim yarılmadan değişimi yapılmıştı, uzun yolculuk esnasında... En azından uzun yolda önceden basınç farklılığını haber vermesi halinde, bir torba para ödediğim kaskonun yol yardımı hizmetini alırım, diye düşündüm. Araştırmalarım sonucunda en iyilerden biri olan TyreDog adlı ürünü, bayağı bir paraya kıyarak aldım. (Şu an hatırlamıyorum ama ciddi bir para ödedim) İlk yıl gayet verimli çalıştı. İkinci yılın kış sonunda, lastik değişimi esnasında sensörler yerinden sökülemediği için sübaplar tamamen kesilerek lastik değişimi yapılmak zorunda kaldı. Sensörler resmen süpablara kaynamıştı. Sanayide bir atölyede, çok ince işçilikle (CNS tezgahta) yerlerinden ayrıldı ve kutusuna konuldu.

Galiba, aracın orjinalinde bulunmayan ve ön hazırlığı yer almayan ürünlerin sonradan eklenmesinde bu tip sorunları yaşamak olasılıklar içinde...

Daha sonraları, orijinal lastik basınç kontrolünün gerçek basınç ve sıcaklık ölçer mantığı ile değil, lastik dönüş çapındaki farklılıkları algılayan bir sensör yardımı ile çalıştığını öğrendim. Tesadüfen bu işi Ankara'da yapabilen bir kişiye ulaştım. Bir kablolama ile kabin içine orijinal tuş bağlantısını yapıyor ve yazılımdaki bu fonksiyonu da aktif hale getiriyormuş.

Sonra yine düşündüm ve belki yine rast gitmez diye düşünüp vazgeçtim.

Taktıranlara hayırlı olsun.

Acaba çok ama çok az bir yağlama yapmak gerekir mi acaba sübapın üst dış yüzeyini, diye aklıma geliverdi şimdi... Kış sonunda, lastik değişimi esnasında rahatça çıkarabilmek için onları... Benim durumu yaşamamak için...

Cüneyt bey hayırlı olsun, kazasız ve mutlu günlerde kullanın inşallah...

2014'te 0 km. (siyah) 1.4 TSI Elegance DSG almış biri olarak tavsiyelerim:

1- Boya korumayı yaptırdım. 3-4 hafta sonra inşaat pislikleri yapıştı ve tekrar yaptırdım. 2-3 ay sonra bahçe sulamadan gelen kireçli su lekeleri yüzünden bir daha... Ve daha acısı, bir kış günü arka bahçede, aracın her iki ön çamurluğu köpekler tarafından hunharca dişlendi. Sadece boyası kalkan yerlere rötuş yapıldı ve ben boya korumanın hiç bir anlamı kalmadığına inandım. Tabii, netice itibarı ile bu bir tercihtir ama yaptıracaksanız da, önümüzdeki yıl için, "garantisinin devam etmesi için tekrar koruma yaptırmalısınız" diyen firmalardan uzak durun, en azından...

2- Kılıf işini kesinlikle unutun... Güvenlik önceliklidir... Airbag konusunu önemseyin... Benim de 4 yaşında kızım var, ellerinizden öper... Yaptığı en büyük zarar, sağ ön koltuk arkasını ayakkabısı ile biraz pisletmek... O da istemsiz zaten... Canı sağolsun... Bence bir koltuk arkası organizer ile bunu önleyebilirsiniz. ÖNERİ: Kafalık arkasına bir DVD player almanız daha iyi olur...

3- Rodaj yok artık ama yine de ilk 1.000 km. fazlaca zorlamayın aracı... Frenlere dikkat...

4- Normalde arka kapılar renkli cam olması gerek... Zaten yeterince koyu ve koruyucu bence... Ön camları da aynı ton film ile kaplatabilirsiniz...

5- Bence orjinalini hiç bozmayın... İlla bir ek yaptıracaksanız, ön-arka çamurluk için paçalık taktırın. Şık ve fonksiyonel bir ürün...

6- Bagajdaki stepneyi çıkarmadan seyahat etmemiz asla mümkün olmadığı için, ilk günlerde o işlemi yaptım... Hatta çıkan lastiği, kış lastiği alırken takasa verdim... Zaten benim lastik değişimim mümkün değilmiş, yandaki basamaklardan ötürü... Oradan kriko vurmak söz konusu değilmiş araca... Hiç gerekmedi ve inşallah da gerekmez ama lüzumu halinde kaskonun yol yardımından istifade edeceğiz. Ayrıca, ne olursa olsun, 3 yılda lastik değiştirin. Bir lastik tamir kiti mutlaka iyi olur. Würth en iyisi...

7- Nitrojen faydalı lakin bir sebeple hava kaçırırsa "üstünü normal hava ile takviye etmek konusu" muamma... Bir de her seferinde ekstra para!... Değer mi, bilemem. Güvenlikle ilgili zerre katkısı yok... Lastik ömrünü uzattığı söylenir ama ben zaten 3 yılda lastik değiştirdiğim için bu konudan muafım!..

8- Performans ve ekonomi konusunu bilemem ama tavsiyem hep aynı marka akaryakıt kullanmanız... Böylelikle; yakıt kaynaklı bir sıkıntı yaşadığınızda bunu firmadan talep etme ve sonuç elde etme ihtimaliniz çok ama çok yüksek...

9- Mutlaka ama mutlaka garantiyi uzattırın. Aracınızın DSG olduğunu unutmayın... Çok keyiflidir ama sıkıntı çıkarsa, maddi olarak da sizi çok üzer...

Soracağınız başka soru olursa çekinmeyin...

Keyifli ve kazasız sürüşler dilerim... Tekrar hayırlı olsun...