Octavia macerasından sonra yaklaşık 4 yıldır beraber olduğum W204 FL Coupe den ayrılmak durumunda kaldım. Hem kızımın büyümesi ile 4 kapı ihtiyacı hem de Coupe nin km sinin artması bu değişimde etkili oldu.

Aslında iç hacmi biraz daha büyük olduğu için E Coupe düşünüyordum ama istediğim temizlikte ve donanımda bir araç denk düşmedi. Bu arada hiç aklımda yokken oldukça dolu olan W205 nasip oldu.

Renk: Dağ Grisi, KM: 45 bin. Gece paketi, 360 Kamera, Distronic, aktif direksiyon yardımcısı, aktif park yardımcısı, sağ-sol hafızalı recaro koltuk, ILS aydınlatma, navigasyon, Burmester elektrikli bagaj, arka perdeler, yalıtımlı yan camlar.

Coupe ile aynı motor ve aktarmaya sahip olmasına rağmen Coupe den daha atak. Özellikle Sport ve Sport+ kendisini hissettiriyor. Yakıt olarak aynı kullanım stilinde 1 lt daha fazla yakıyor. Ancak sunmuş olduğu donanım ile Coupe ye göre biraz daha şımartıyor.

Bugün uzun zamandır aklımda olan seramik uygulamasını yaptırdım. Öncesinde demir tozu temizliği, kil ve cila uygulaması yapıldı. En sonunda da kaput ve bagaj eşiği koruma için şeffaf film uygulaması yapıldı.

Araçlardaki yay ve amortisör sistemi aracın yol tutuşunu arttırmak ve yoldaki titreşimi hissettirmemek için tasarlanmıştır. Araç ile yer arasındaki tüm iletişimi süspansiyon sistemi sağlar. Bu yüzden doğru yay ve amortisör kullanılması son derece önemlidir. Binek otomobillerde helezon yaylar kullanılır, yük taşıma gibi işlemlerde kullanılan büyük çaplı araçlarda ise makas yay sisemi kullanılır. Tır otobüs ve benzeri türdeki araçlarda ise havalı süspansiyonlar kullanılmaktadır. Bu yüzden de otobüs veya tırlar durduklarında yani süspansiyonun içindeki havayı atması gerektiklerinde  fıss  diye bir ses gelir. Araçlardaki yayların asıl amacı yoldan gelen titreşimi azaltmak amortisörün amacı ise yayların salınımı ayarlamaktır.


Günümüzde yay ve amortisör sisteminin tam olarak ne işe yaradığından habersiz olan birtakım tuningçi ve tuning tutkunları, araçlarını alçatmak için yayın bir bölümünü kestiriyorlar ve aracı indirmiş oluyorlar. Şekildeki süspansiyon sisteminden inceler olursak eğer. Kıvrımlı demirin bir bölümünü kestiğimizde amortisöre yük biner ve araç frenleme esnasında kendisini öne atma, çukurdan geçerken birden küt diye bir çarpma sesi gelmesi  yay ın maksimum sıkıştığı noktada , Yol tutuşunda düşüklük savrulma eğilimi gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir.

Ekonomik olarak araç alçaltmak istiyorsanız eğer en iyisi spor süspansiyon sistemi kullanmaktır. Spor yaylar sert ve kısa olurlar. Sert oluşlarından dolayı çok yaylanmaz ve amortisör sıkışmaz. Amortisör ayarları da ona göre olduğundan bir sorun teşkil etmez ancak şuda bir gerçektirki spor süspansiyon sistemi kullanılan araçların amortisörlerinin patlama olasılığı daha yüksektir. Sadece spor yay takmak ta amortisör ile uyuşmaz. Yine sorun yaşarsınız. En sağlıklısı komple süspansiyon sistemini değiştirmektir. Ayrıca spor yaylar, araca tanınan değerden daha büyük cant modifiyesi yapılırken de kullanılır. Normalde araç yaylanırken tekerlek ile araç arasında boşluk düşünülmüştür. Siz o boşluğu lastik ile doldurduğunuzda spor süspansiyon sistemi kullanmanız gerekir. Böylece araba çok yaylanıp tekerlek sürtme yapmaz. Ancak spor yay takılan bir araç hiçbir zaman normal zamanı kadar konfor vermez. Yoldaki takırtılar alışana kadar sizi bir süre rahatsız eder, yoldaki çukurları hissedersiniz...

Doğru olmakla beraber, motor sporlarına süspansiyon sistemleri üreten ciddi firmalar var. Bilstein, Eibach, H&R vb. Bu firmalar ciddi ArGe ile sokak kullanımına uygun yay, amortisör vb üretiyorlar. Ben en son Eibach dan yay aldigimda aynı model araç için 3 farklı seçenek vardı. Ön ve arka akslarin Max yük miktarına göre kataloktan seçip aldım. Diyeceğim şu ki, bubtur ciddi firmaların ürettiği  ve araciniza uygun olan yayı alirsaniz problem yasamazsiniz

Bu resimlerde uçağın burun kısmına dikkat ederseni bir açıklık göreceksiniz. Bunun 2 sebebi var. İlki plastik kitin tam oturmaması. Bu noktada ilgili yerin önceden tespit edilip aradaki boşluğa macun  - zımpara-astar-boya atılması gerekiyor. Ama ben kit nasılsa hatasızdır diyip hemen yapıştırdığım için açıklık kaldı. Bu tür açıklıkları işkence mandalı kullanarak sıkıştırabilirsiniz ama maalesef ben de yoktu. Buradan edindiğim tecrübe montaj ve yapıştırma aşamasından önce bu tür bir araya gelecek parçaları test edip hata varsa tespit etmek.

İlk maketten edindiğim tecrübe ile bu sefer iniş takımlarını en sona bıraktım. Bir makette sizi en çok burası zorluyor. İniş takımlarının çok küçük ve çok fazla sayıda bileşeni var. Bunları monte etmek tam bir işkence. Çünkü çoğu yerine oturmuyor. Üzerinde çalışmak için de çok küçükler. Yine de bir şekilde altından kalkabildim.



İniş takımları da bittikten sonra sıra kanatların takılmasına geldi. Ayrıca Boya ve decalleri koruma için son kat olarak parlak vernik uyguladım.

F-16 fotolarına bakarsanız uçağın çok farklı gri tonları olduğunu görebilirsiniz. Buna uymak için bayaa çalıştım. Üst gövde mavi-koyu gri karışımıolmalıydı, kanopiden buruna kadar ise çok açık bir gri kullandım. Alt gövde de ise daha açık olan beyaz - açık gri - bebek mavisi tonlarından yararlandım. Hasegewa kitin montaj klavuzunda hangi panelin hangi marka boyanın hangi renk kodu ile boyanması gerektiğine kadar yazıyor. Bu özellik ok hoşuma gitti ama tabii hem markayı hem de o koddaboyaları temin edebileceğim bir yer olmadığı için renk tonlamasına nette baktığım resimlere göre, elimdeki boyaların karışımından elde ettim.

İşleme her zamanki gibi boyanın plastik yüzeye tutunması sağlamak için astarlama işe başladım. Tüm parçaları Motip Akrilik Renksiz astar ile astarladım. Bu sefer ilk maketteki hataya düşmedim. Hem daha uzaktan spreyledim. Hem de katmanlar arasında 1 saat e yakın bekledim. Tüm astarlama işlemi ise bir günümü aldı ve tamamen kuruması için bekledim.

Paintbrush tabancası henüz edinemedim. Tüm boyama işlerini fırça ile yapıyorum.

O nedenle bazı küçük parçaları tabla üzerinde boyamak çok daha kolay oluyor. Yine bu şekilde küçük parçalarla işe başladım. Ve pilot koltuğumuzu hazırladık



Bu işe yeni başladığım için her renk boya henüz elimde yok. Maket boyaları da hem pahallı hem de akrilik olanlar çok nadir. Bu nedenle bazı renkler için piyasada hobi boyama için kullanılan akrilik boyalardan aldım. Bu boyalar kalınlık olarak plastik maket boyamak için çok uygun değilmiş bunu anladım. Bir şekilde ya çok kalın ya da çok ince kaldı. Tam kıvamı tutturamadığım için bazı yerlerin boyası oldukça acemi işi oldu.

Ancak renkleri karıştırmayı ve aynı karışımın tonunu daha sonra da tutturmayı tecrübe edindim. Pilot koltuğunda kullandığım renkler bu şekilde karışımlardan elde edildi.



Daha sonra pilotumuz boyandı ve kokpitimiz hazırlandı.

2013 ocatvia da da aynı durum söz konusuydu.hatta bazen cama değil direkt göze yansiyordu

kolay gelsin. geçen yutubda ferrari f1 aracın maket yapılışını izledim. dedim yuh. adam bi fırın boya yapmadı(sprey boya yaptı)

Youtube daki maket ve özellikle dioroma videoları inanılmaz. Bir anı canlı sahne gibi ortaya çıkarıyorlar resmen. Onların yanındaki benimki çok amatör işi.

Boya işine gelirsek cidden bildiğiniz boyacılık. Eğer bir air brush ınız varsa gölgelendirmeden ince işçiliğe kadar her şeyi yapabilirsiniz