Sennanın sağlam hayranıyımdır.Elimde güzel anlamlı bir kaç fotoğrafı var.
Ayrton Senna'yı efsane yapan değerlerVefatı üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen Ayrton Senna efsanesi hala eski gücüyle yaşıyor. Yeni çıkan filme gösterilen yoğun ilgi bunun bir kanıtı. Fakat 3 kez Dünya Şampiyonu pilotun sadece F1 kitlesi tarafından değil, tüm Dünya tarafından sevilmesinin nedeni nedir? Autosport'dan Simon Strang bu konuyu kaleme aldı.
Şu anda yarışan bir Formula 1 pilotu ile ilgili bir film yapılsa izlemek için sinemaya gider miydiniz? Peki belki bazıları giderdi, fakat 'Prost' ya da 'Lauda'. Hatta 'Fangio' o da olmadı 'Schumacher' isimli bir filme gider miydiniz?
F1'i takip eden biriyseniz cevabınız büyük ihtimalle 'evet' olacaktır. Peki şimdi hiç F1'i takip etmeyen birine bu soruyu sorun. Acaba o gider miydi? Acaba bu isimleri tanır mı? Biraz zor değil mi?
Ama bahse varım Ayrton Senna ismini duymuşlardır.
Senna filmi bu hafta İngiltere'de vizyona girdi. Ve eminim bundan haberiniz vardır. İşte bu yüzden bu aralar efsaneyi yad etmek için çok doğru bir zaman.
Film F1 takipçileri tarafından mutlaka izlenmeli. Ama bu filme bir belgesel yerine Senna'nın hayatını kutlayan bir film gözü ile bakılmalı. Filmde sporun en karmaşık şampiyonunun psikolojik tarafına odaklanılıyor. Bu iş de oldukça başarılı yapılıyor çünkü film Dünya çapında ödüllere layık görüldü.
Film efsane adamın hayatı hakkında geniş çaplı bir bilgi hazinesi sunuyor. Onun bize bıraktığı mirası anlamak ve öğrenmek adına önemli bir kaynak. Sadece genç motorsporları hayranları değil, herkes bu filmden kendine bir pay çıkartabilir.
Şu anda yarışan genç pilotlara bakarsanız, çoğunun Ayrton Senna'yı örnek aldığını görebilirsiniz. Özellikle Lewis Hamilton. Fakat 2008 F1 Dünya Şampiyonu pilot Senna vefat ettiğinde sadece 9 yaşındaydı. Senna 88'de ilk kez şampiyon olduğunda Hamilton daha okula bile gitmiyordu. Bu nedenle Lewis için Senna'yı tam olarak örnek alması pek kolay değil. Ama yine de Brezilyalının sahip olduğu ün pilotlar tarafından hayran kalınmasına yeterli oluyor.
Peki Senna'nın bu gizemli çekiciliği nereden geliyor? Herkes onun inanılmaz hızlı ve pist ile bütünleşen bir pilot olduğunu biliyor, fakat bu yeteneklere sahip olan tek pilot değil. İstatistiklere baktığınızda bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Mesela Michael Schumacher, Senna'nın çoğu rekorunu kırmayı başardı.
Martin Brundle, Senna'nın nasıl bu kadar ünlü olduğuna şu sözlerle cevap veriyor: 'Bence o bunun için çaba sarfetmemiş olsa da küresel ölçüde F1'in bir ikonu haline geldi. Bunu başarmasını sağlayan şey ise sürekli kalbini dinleyerek hareket etmesiydi. Her zaman dürüst ve alçak gönüllüydü. Aracını sürerken o kadar duygusal bir hal alıyordu ki, insanlar onun erdiğini düşünüyorlardı.'
'Geçen gece Senna filmini izlerken aklıma şöyle bir soru geldi. 'Cadwell Park padoğunda bizimle geyik yapan bu adam nasıl uluslararası bir efsaneye dönüştü?'.'
İlk akla gelen cevap ölümünün milyonlarca kişinin gözleri önünde bir canlı yayında gerçekleşmiş olması olabilir. Ama tek sebebi bu demek büyük bir hata olur.
Senna o dönemin en başarılı F1 pilotuydu. O sıralarda kaybettiği liderliği geri almaya çalışıyordu, ve maalesef makineler pilotları gölgede bırakmaya başlamıştı. Ayrıca sporun en büyük elçisiydi. Bisikletteki Lance Armstrong veya tennisteki Roger Federer gibiydi. Öte yandan 34 yaşındaydı ve eski rakipleri Nigel Mansell ile Alain Prost ortalıkta yoklardı. Onların yerine çok daha ateşli gençlere karşı mücadele ediyordu. Yani vefat ettiği anlarda bir dizinin en dramatik bölümlerini oynuyor gibiydi.
Elbette bir ünlünün ölmesi efsanesini güçlendirir. Üstüne üstlük Senna şöhretinin tamda doruk noktasında, yani eğer bir trajedi yazarı olsanız tam olarak belirleyeceğiniz bir noktada aramızdan ayrıldı. Arkasında büyük bir dram bıraktı.
Brundle konu ile ilgili, 'Bu Elvis Presley'in ölümü gibiydi. Yani o tür bir etkiye neden oldu. Sadece motorsporu takipçileri değil, tüm insanlık bu ölümden etkilendi.' diyor.
Senna ile 1994'de beraber çalışmış olan Williams'ın ortak kurucusu Patrick Head, ölümünün Senna efsanesine bir katkısı olduğunu kabul ediyor, ama asıl nedenin bu olmadığını düşünüyor.
'Fernando Alonso ile ilgili bir film yapılabilir mi emin değilim. Ama Senna hem pist üstünde, hem de pist dışında çok renkli bir karakterdi. Sadece başarıları değil, bunları elde ediş yolu ve verdiği tepkiler de sıradışıydı. Maalesef ölümü de efsaneleşmesinde etkili oldu denebilir. Ama bir efsane olmak için ölmek zorunda değildi.'
İşte olay bu değil mi? Senna'nın dramatik ölümü efsane olmasının tek nedeni değil. Elbette bir etkisi var, ama efsanenin asıl kaynağı daha derinlerde saklı.
Eğer yarışırken ölmek ile efsane olunsaydı, Gilles Villeneuve, Jim Clark ve hatta Mike Hawthorn da onun pozisyonunda olurlardı. Elbette değiller, çünkü Senna toplum nezdinde bir yarış pilotundan öte bir insandı. O bir simgeydi. Dine bağlılığı, ropörtajlardaki ateşli ve içten tavırları, Brezilya'daki sorunlara yaklaşımları ve elbette olağanüstü bir yeteneği olması onu efsane yapan değerlerdi.
Filmde de kısa bir bölümde ekrana çıkan Sir Jackie Stewart, Senna'nın nasıl efsane olduğu yönünde farklı bir görüşe sahip. O Senna'nın dönemindeki pilotların, pilotluktan öte insanlar olduğuna inanıyor.
'30 yıl Ford ile, 17 yıl Goodyear ve 17 yıl Elf ve ayrıca 40 yıl Rolex ile çalıştım. Yani yarışmayı bıraktıktan sonra da hep işin içinde kaldım.'
'David Beckham'ın nasıl ünlü olduğuna bakın. O spor dışında da bir simge oldu. Her zaman iyi giyinimli ve o aktiviteden bu aktiviteye koşturan birisi.'
'Peki neden günümüzdeki pilotlar sadece yarışıp, pist dışı aktivitelere katılmıyorlar? Çünkü artık pilotlar o kadar çok para kazanıyorlar ki, pist dışı aktivitelerle para peşinde koşmalarına gerek kalmıyor.'
'Bence bu onlar için uzun vadede iyi bir şey değil. Ben bugün bile yarışlara gittiğimde onlarca hayranım ile karşılaşıyor ve imza dağıtıyorum. Neden hala ilgi çekiyorum bilmem... Bu inanılmaz. İşte bunun nedeni benim sürekli sporun her türlü aktivitesi içinde bulunmamdır.'
'Şu anda gridde bulunan bir çok pilottan daha çok para kazanıyorum ve kazanacağımda, ekmek parası kazanmak kolay bir iş değil! İşte Senna da benim gibiydi.'
'Senna ile son yıllarda çok sık görüşüyorduk. Ve bana yarışmayı bıraktıktan sonraki planlarını anlatıyordu. İşin içinde kalıp güvenlik konusunda çalışmak istiyordu. Maalesef onunla yaptığım son ropörtajın ardından benimle hiç konuşmadı.'
Stewart'ın bahsettiği ropörtaj filmde mevcut ve filmin tadını kaçırmamak adına burada ropörtajdan bahsetmeyeceğim. Fakat o ropörtaj Senna'nın kişiliği hakkında güzel bir fikir veriyor. Aslında Stewart'ın Senna'yı kızdıran sorusu gerçek verilere dayanıyordu ve ciddi bir şekilde araştırılmıştı.
Stewart'ın da dediği gibi o zamanlarda pilotların medya aktiviteleri daha samimi ve dış etkilerden uzaktı. Ve o zamanlar pilotlara ulaşmak daha kolaydı. Padokta bir pilottan rahatça imza alabilirdiniz, çünkü etrafta son teknoloji güvenlik kapıları ve bariyerleri yoktu. Ayrıca o zamanlar pilotlar daha bir gizemli ve merak uyandıran hayatlara sahiptiler. Çünkü internet yoktu. Bu devirde bir pilot ne laf dese, aynı saat içinde yüzlerce internet sitesinde haber yapılıyor. Bir süre sonra pilotların bir çekiciliği kalmıyor.
Senna, Piquet, Mansell ve Prost gibi pilotlar herkes için gizemliydiler. Onlar korkunç makinelere karşı koyan güçlü savaşçılardı, onlar modadan ve modern kültürden sıyrılmayı başarmışlardı. Onların her biri kendi başlarına özel bir kişilikti. Ve ayrıca hiç biri Senna kadar etkili ve olağanüstü değildi.
Brundle konu ile ilgili, 'Bence İnternet ve saatler süren TV yayınları pilotların değerini düşürüyor. Bir yarışta Hamilton ile yapılan ropörtaj miktarı benim 10 sezonluk kariyerimde yaptığım ropörtaj sayısına eşittir herhalde. Yani pilotların herşeyleri ortada artık.' yorumunu yapıyor.
'Bir de Twitter denen olay çıktı. Her an ne yaptıklarını takip edebiliyorsunuz. Ayrıca yarışlarda on-board kameralar ve takım telsizleri de işin gizemini ortadan kaldırıyor.'
Head de bu görüşe katılıyor.
'O zamanlar güvenlik seviyesi bu çağdakine göre çok alçaktaydı ve insanların karmaşık Formula 1 araçları hakkındaki bilgileri oldukça sınırlıydı. Araç performansları da çok değişkendi ve hep tahmin edilemeyen şeyler olurdu. Aniden %30-40'lık ekstra bir güç elde ederdiniz ve uçardınız. Bu pilotlar için çok zorlayıcı bir etkendi.'
Senna bir sıralama turları üstadıydı. 65'inden 29 polünü zorlu turbo motorlar döneminde elde etmişti. Ve hala pol pozisyonu rekorunda tüm zamanların 2. ismi.
'Şimdiki F1 pilotları herşeyi daha genç yaşta kavrayabiliyorlar çünkü imkanlar çok daha iyi. O zamanlar bir pilotun olgunlaşması yıllar alıyordu.'
Belki de bu yüzden filmin yönetmeni Asif Kapadia'nın FOM'un kayıtlarından elde ettiği perde arkası çekimlere filmde geniş bir yer vermiş olmasına rağmen filmden sonra hala Senna'yı tam olarak tanımış olmuyor ve onu daha çok araştırmak istiyorsunuz.
Sonuç olarak tüm bu saydığımız etkenler onun efsanesini yaşatsalar da, efsane olmasında en büyük etki Senna'nın inanılmaz bir pilot olduğu gerçeğidir. Belki de F1 tarihinin en ünlü pilotu o ve olmaya da devam edecek. Sadece Prost'u değil, Mansell'i, Piquet'yi ve Rosberg'i mağlup etmeyi başarmış bir pilot. Hem istatistiklere, hem de kişiliğine ve insanlarla olan iletişimine baktığınız da bu saydığımız diğer şampiyon pilotlara oranla çok daha üst bir seviyede olduğunu görebilirsiniz.
Brundle, Senna'yı özel yapan en önemli etkeni 'O pistte ikili mücadeleye girişmek isteyeceğiniz en son pilottur, ama aynı zamanda bir kaza olduğunda meslektaşının yardımına koşan tek pilot da odur.' sözleriyle özetliyor.
Peki yapılan film Senna'nın bu özelliklerini doğru bir şekilde yansıtıyor mu?
McLaren takım patronu Martin Whitmarsh konu ile ilgili, 'Onun hayatı bir roman gibiydi, ayrıca kişiliği de oldukça enteresandı. Film onu tanıyanlar için çok etkili, sadece tanıyanlar için değil, tanımayanlar için de çok etkili bir film. Ayrıca Prost ile olan düşmanlığı da çok harika yansıtılmış.' yorumunu yapıyor.
'Filmin Alain'e adil davrandığını söyleyemeceğim, fakat bu rekabet filme çok şey katıyor. Yakışıklı Latin adam, Fransıza karşı.'
'Ayrton'u gerçekten tanıyan kimse var mıdır bilmiyorum. O kesinlikle içine kapanık bir insandı. Onunla iyi arkadaş olduğunu söyleyenler olabilir, fakat onun çevresinde sürekli olan insanlar olduğunu hatırlamıyorum.'
'Çok özel biriydi. Onunla 4 sene beraber çalışmış olmama rağmen onu tam olarak tanıdığımı iddaa etmiyorum. Onu tanıdığını iddaa eden bir çok insan var, ama ben onlardan biri değilim.'
Anlaşılan o ki, bu efsanenin hep bir yanı gizemli kalacak. Ve üzerinde yapılan araştırmalar sonsuza kadar sürecek. Bence onu tanımak isteyenler için film iyi bir başlangıç noktası.
Kaynak - Autosport (Simon Strang)
Prost ...
Kendisinden sonraki McLaren efsanesi ile ( Hakkinen )