Hakan & Utku' dan Hafta Sonu Keyfi
Okan Bayülgen gece programlarını artırdı. Bebek çok ağlıyor diye evden kaçıyor galiba...
Roberto Carlos Fenerbahçe'den gitti. En azından ülke gündemindeki bir maddenin çözüldüğünü gördük.
Olayların geçtiği yerlerin isimleri bazen sorunu da anlatıyor aslında. "Ayamama" deresi taşıyor, "Bulanık" ilçesinde silahlar konuşuyor.
Sperm bankası önlerinde de koruma görevlileri var mı? Onlar da bir çeşit prezervatif mi oluyor?
Sperm bankasından kredi aldın ama ödemedin diyelim, haciz işlemi nasıl oluyor? Burucu timler mi geliyor?
Andropoza giren erkekler emekli maaşlarını sperm bankasından mı alıyor?
Sokaklardaki konuşan tartılar neye yarar cidden? Kilonu görünce inanamıyorsun da ille birinin söylemesi mi gerekiyor?
"Format" ve "konsept" kelimeleri olmasaydı nasıl zeki ve vizyoner görünmeyi başaracaktık acaba?
Berlusconi'nin olaydan sonraki ilk sözleri: "Burnumu boşverin! Orası sağlam mı orası?..."
Newton, ağacın altında toprağı eşelerken yer elması bulsaydı acaba her şey daha mı farklı olurdu?
Domuz gribinden sonra beddular da değişti: "El öpenlerin çok olsun"
Gece Aşk-ı Memnu'yu soluksuz seyredip ertesi gün edebiyat sınavında sıfır alan bir nesil yetişti. Ne güzel!
Yaprak Dökümü dizisi hâlâ devam ediyor. Sonu belli bir roman daha ne kadar uzayabilir ki? Tüm oyuncular kekeme bile olsaydı şimdiye bitmeliydi.
Siyasette taban politikası: Önce tabanı yağla, tabandan kuvvet al sonra tabanları yağla, tabana kuvvet!
İnternet gazeteciliğine inanmıyoruz. Yolda biri ölünce üstüne wireless internet bağlantısı olan lap-top örtebilir misin?
Şimdiki gençlerin hayatı gözlerinin önünden youtube videosu gibi geçiyor.
Gizli ajandı. Hastalandı. Bilinmeyen bir hastaneye yattı. Gizli şekeri varmış.
Sümerler'de neler olduğunu harfiyen öğreniyoruz. Bugün Türkiye'de neler olduğunu bilen yok.
Televole hatunu duyarlılığı.. "Sen yanmasan ben yanmasam nasıl geçinecek bunca solaryum merkezi?!"
Okan'da "döşü kıllı adam arayan kadın". Hülya'da "bacakları kıllı entel kadın" Bizimki de nankörlük. Gündem bulduk da kılsızını arıyoruz.
Halit Ziya Uşaklıgil günün birinde yazdığı romanın yastık satışlarını artıracağına ihtimal verir miydi acaba?
Bir dizi projemiz var yeni sezon için, adı "Sezon Finali" Daha ilk bölümde yayından kalkarsa diye işi garantiye aldık.
Pazartesi Sendromu: Sonraki günlerin de bundan farklı olmayacağını bilmek.
Alıntı :
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2010/01/02/hakan__utkudan_hafta_sonu_keyfi