škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

Bilimsel Anlamda "Cehalet"

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mygokhan

  • ŠKODA
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 15591
    • Profili Görüntüle
Bilimsel Anlamda "Cehalet"
  Cornell University'de görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning'in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani "Dunning-Kruger Etkisi" adıyla literatüre geçecek olan teorileri, Türk sağduyusunun yüzyıllardır "cahil cesareti" dediği şeydir aslında.  

  Journal of Personality and Social Psychology’nin Aralık-99 sayısında yayımlanan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" der.  

  Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:  


  -Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
  -Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
  -Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.  
  - Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.


  İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. Cornell Üniversitesi'nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini" istediler.  
  En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60'ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70'e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.  
  En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70'ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü.  
  (Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar.)  
 


  İki uzman psikolog, bu bilinçsizliği, "kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliğine" bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi…  
  İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak" olarak görecektir ve "uyanıklık" bilecektir.  
  Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır. Üstleri de zaten, genelde "aynı yoldan geçmiş" insanlardır.  
  Buna, insan kaynaklarının veya atama yetkisini elinde bulunduranın, iki benzer CV arasından, "kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek" adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu'nun Peter Prensibi'nin yatağını yaptığı da ortaya çıkar.  
  Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır.  
 



  Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?
  1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi havalarına girer.  
  2- Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.  
  3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.  
  4- "Beşer şaşar" diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.  
  5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.  
  6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.  
  7- İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.  
  8- İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.  
  9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir, böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.  
  10- Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına.


kaynak : yrd.doç.dr.Ahmet ALBAYRAK tarafından gelen bir mail.
2004 Skoda Fabia 1.2 HTP
2007 Skoda Roomster 1.2 HTP
2011 Skoda Fabia II 1.2 HTP  
2012 Fiat Doblo Cargo maxi 1.3 Mjet
2015 Ford Courier Van 1.5 TDCI


Ugur A.

  • Ziyaretçi
Ben daha güzel bir yazı  yazardım.:hih:
:++: