Mühimmat
25 şehit...
Su işleri bakanımız Hindistanda Pakistanda olur böyle şeyler diyor.
*
E madem öyle, git oralarda bakanlık yap diyeceğim ama... Aşağıladığı Hindistanla Pakistanın bırak el bombasını nükleer silahları var, böyle bi facia yaşamadılar.
*
Böyle şeylere illa örnek göstereceksen...
Böyle şeyi yaşayan ülke başka!
*
Ocak 2009...
Beşar Esadın Bodruma ailece tatile geldiği, Başbakanımızla sarılıp kucaklaştığı, Cumhurbaşkanımızın tarihimizde ilk kez Suriyeyi ziyaret ettiği, iki ülke savunma bakanlarının işbirliği anlaşması imzaladığı, sınırda ortak tatbikat yaptığımız günlerdi.
*
İran tarafından kiralanan, İranın Bandar Abbas limanından demir alan, Suriyenin Lazkiye limanına giden, Rusyaya ait Rum bandıralı Monchegorsk isimli gemi, Kızıl Denizde ABD donanması tarafından durduruldu. Hayrola? Birleşmiş Milletlerin İrana silah ticaretini yasaklayan ambargosu vardı, aranacak, ne taşıdığına bakılacaktı.
*
Bakıldı, iki ton patlayıcı bulundu. Rum Kesimine baskı yapıldı, Limasol limanına kabul edeceksin, el konulan patlayıcılara bekçilik yapacaksın denildi. Nerden biliyoruz böyle denildiğini? Wikileaks belgelerinden biliyoruz... Rum Kesimi, gemiyi mecburen kabul etti, yükü indirdi, Egangelos Florakis deniz üssünün mühimmat depolarına taşıdı.
*
Rum basını isyan etti, kardeşim, İran bu, zurna değil, başımızı belaya mı sokacaksınız manşetleri attı. Rum Savunma Bakanı, napayım birader, gidin derdinizi Dışişleri Bakanına anlatın, onun başının altından çıkıyor demeye getirdi... Ki, aynı günlerde Rum Devlet Başkanının Esadı yumuşatmaya çalışıp, bir-iki gün idare ediver, halledicem, ABD fena sıkıştırıyor dediği ortaya çıktı.
*
Temmuz 2011...
Bir-iki gün derken, iki sene geçmiş, coğrafyanın tansiyonu değişmiş, Suriyede içsavaş başlamış, Rusya ve İran devreye girmiş, salağa yatarak Esadın patlayıcılarını hâlâ vermeyen Rum kesimi, güzel bi yaz sabahına uyanmıştı... Ki, hayalet el dokundu, deniz üssünün mühimmat deposu havaya uçtu! Donanma komutanı dahil, 13 kişi öldü.
*
Ocak 2012...
Saint Petersburgtan demir alan, Suriyeye giden, Saint Vincent bandıralı Rus gemisi, yakıt ikmali için Limasolda demirledi. Rum makamları, sizi rahatsız etmek istemeyiz ama, kurallar gereği aramamız gerekiyor dedi. Geminin Rus kaptanı ise, hiç boşuna yorulmayın şekerim, buyrun belgelerimi, harbi harbi 60 ton mühimmat taşıyorum, müşterim de Suriye Savunma Bakanlığı dedi!
*
Batı basını, ki, en başta bizim muhterem basınımız, gemiye el konulduğunu, çünkü, AB üyesi olan Rum Kesiminin Suriye ambargosuna uymak zorunda olduğunu yazdı. Halbuki, kazın ayağı öyle değildi. AB gerçekten el konulmasını istemişti, ancak, mühimmat deposunu unutmayan Rumlar, bu sefer yemezler abi cevabını vermişti. Rus gemisi depoyu fulledi, püfür püfür gitti.
*
Ha unutmadan...
*
Mühimmat deposu patlayınca...
Rum Savunma Bakanı istifa etti.
Rum Dışişleri Bakanı istifa etti.
Rum Genelkurmay Başkanı istifa etti.
Televizyonlarda laylaylom sirtaki yapmaya devam etmediler, üç günlük yas ilan ettiler.
Bitmedi...
Yunanistana kaçıp, sırra kadem basan Genelkurmay Başkanı hakkında, Larnaka mahkemesinden tutuklama kararı çıkardılar. Herif, savcıya mektup yazdı, Yunanistanda yargılanmak istiyorum diye yalvarıyor.
Bitmedi...
Dışişleri-Savunma bakanları yargılanıyor.
Devlet Başkanı yargılanıyor!
Soruşturma kurulu oluşturuldu, bu kurulun raporunda asıl sorumluluk devlet başkanına aittir denildi, tıpış tıpış gidip, ifade verdi.
*
Adı üstünde...
Mühimmattır.
*
Bizde ise insan hayatı sudan ucuz...
Sanırım o nedenle su işleri bakanı açıkladı!
Yılmaz Özdil den alıntıdır....