Kotasız internet tarihe karışıyorNe bereketli bir hafta; yazacak ne çok şey var böyle?
Mesela HP’den bahsedebiliriz. Kulağınıza çalınmıştır mutlaka; firmanın İcra Kurulu Başkanı Mark Hurd cinsel taciz suçlamasının ardından görevinden ayrıldı. HP’nin tarihinde çok da büyük bir skandal değil aslında bu. Hurd’ün 5 sene önce göreve gelme sebebi de firmanın kendi yönetim kurulu ve bir grup gazeteciye karşı yürüttüğü bir casusluk faaliyetiydi örneğin.
Oysa HP ölçeğindeki her firmada bu tip krizleri başlamadan bitirmek, kaynağında kurutmak için titizlikle hazırlamış modeller var. HP’ninkini getir.net/flb adresinden inceleyebilirsiniz. 7. sayfada basit bir diyagramla açıklanan sisteme göre yapılan iş, alınan karar, açıklanan bilgi için izlenmesi gereken metod gösteriliyor. En ufak bir şüphede yapılacak şey belli: amirine danış! Ama işi yapan bizzat ‘en üst’ ise olayı ilahi adalete teslim etmek dışında bir seçenek de kalmıyor.
Dünyanın en büyük markalarından birini böyle bir sebepten dolayı bırakmak Mark Hurd için üzücü olabilir. Ama iş anlaşmasından dolayı hisse senedi ve tazminatlardan oluşacak 28 milyon dolarlık ikramiye eminim bir miktar teselli edecektir (
http://getir.net/fld).
Sosyal ağlardan da söz edebiliriz.
500 milyon üyeyi deviren ve 20 milyar dolar pazar değerine ulaşan Facebook uzun
süredir Google’ın canını sıkıyor. İnternetin en büyük markası Google, ne yaptıysa sosyal ağ denen alanda varlık gösteremedi. Twitter parlamadan 2007’de benzer bir hizmet olan Jaiku’yu satın aldı; tutturamadı. Facebook’tan önce Orkut.com’u geliştirip herkese açtı, hüsran. İnterneti değiştirecek dediği Wave platformu havlu attı...
Şimdi birebir Facebook’a rakip olacak yeni bir ağ üstünde çalışıyorlar. Dünyanın en büyük içerik sağlayıcısı ve web tabanlı oyun üreticisiyle bir araya gelip stratejilerini paylaşıyor ve destek arıyorlar. Son olarak bu planın parçası olarak web oyun üreticisi Slide şirketini satın aldılar.
Hedef doğrudan Facebook olsa da İcra Kurulu Başkanı Eric Schmidt ‘var olan bir
şeyi kopyasına kimsenin ihtiyacı yok’ diyerek farklı bir arayış içinde olduklarının ipuçlarını veriyor. Maya bu sefer tutacak mı hep beraber göreceğiz.
Memlekete dönersek her zamanki gibi ilginç bir gündem bekliyor bizi.
Turkcell aylık mobil internet kullanımının geçen yıla oranla 16 kat arttığını açıkladı.
Bu patlama firmanın gelirini aynı dönemde yüzde 79 artırmış. Faktörler arasında artan akıllı cep telefonu kullanımı, 3G erişim ve hizmetleri ve USB modemleri (Turkcell jargonuyla Vınn) sayabiliriz.
Elbette 4GB kotalı internet için ayda 40 lira vermemizin payını da unutmayalım.
Mobil gündemdeki bir diğer mesele Blackberry. Kamuoyunun daha çok internet sansürleriyle adını duyduğu Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer konuyu araştırdıklarını açıkladı (kırmızı alarm!). BTK’nın elini attığı herhangi bir konudan şu ana kadar hayırlı bir sonuç çıktığı vaki değil.
Mesele de şu; Blackberry üstünden yazdıklarımızı (eposta ve messenger mesajları) devlet okuyamıyor, takip edemiyor. Olacak iş mi siz söyleyin? Kul dediğin devlet malı. Dinler de, döver de, sever de... BTK’nın araştırma sonucu ve kararı çıksın da konuşuruz detaylıca nasıl olsa.
BTK ve internet demişken yüzümüzü güldürecek bir sevindirici haber daha vereyim. Ülkemizde kotasız internet tarihe karışmak üzere. Türk Telekom tarafından yapılan başvuruda limitsiz tarifelere alım durduruluyor ve kalan bütün paketlere hızına göre 500MB ile 100GB arasında değişen kotalar geliyor. Getir.net/flf adresinden tam listesine ulaşabileceğiniz bu teklif şu an inceleme aşamasında. Bu konuda bir eleştiriniz, karşı fikriniz ya da öneriniz varsa http://getir.net/flg adresindeki formu adarici@btk.gov.tr ve mileri@btk.gov.tr adreslerine yollayabilirsiniz. Bu yeni düzenlemenin korsan içerik koplayamayı engellemek için getirildiğine dair söylentiler kulağıma geliyor ama inanmak istemiyorum. Resmi bir açıklama olmadığı için de yorumlamak yersiz. Ama online videoların, oyunların patladığı, bulut bilişimin altın çağını yaşadığı, her şeyin internette depolanıp erişildiği bir zamanda 8mbit internet için
25GB kotanın mantığını anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Güzel, eğlenceli şeyler yazmaya hasretim ama manzara da böyle işte. Sansür, kota, kısıtlama, yüksek fiyat gibi bunca olumsuzluk ve engele rağmen dünyanın en kalabalık internet nüfuslarından biri haline geldiysek bu başarı değil de nedir şimdi?
Yaşadığımız ortam Şeytanın Avukatı filminden bir sekansı hatırlatıyor bana. Şeytan, Tanrı’nın insanlara kurduğu düzeni şöyle özetler: bak, ama dokunma. Dokun ama tatma. Tat ama yutma! Türkiye’nin teknoloji tarihindeki özeti de böyle işte...
Böyle şeyler yazarken kendimi nedense Muppet Show’un aksi dedeleri Statler ve Waldorf gibi hissediyorum. (konuşturmayın dedeleri, sonu fena bitiyor!)
Radikal/ M. SERDAR KUZULOĞLU