škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İlk Yardım İlkeleri

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mutluoztan

  • Kıdemli Üye
  • ****
    • İleti: 370
    • Profili Görüntüle
İlkyardım, hasta veya yaralı kişiye, daha ciddi bir tıbbi yardım uygulanmadan önce yapılan ilk bakımdır. İlkyardımın amacı, durumun kötüleşmesini önlemek için aktif olarak müdahale etmek, yaşam desteği sağlamak, yaralının etkin tedavisini başlatmak, zararı en aza indirmek ve yaşam kaybını önlemektir. İlkyardım tıbbi bakımın bir alternatifi değildir. Ancak ilkyardım eğitimi alan kişiler, durumu ve aciliyetin derecesini tayin etme ve profesyonel tıbbi yardım ulaşana kadar yapılabilecek en doğru şeyleri belirleme yeterliliğine sahiptir. Yaralanmanın, ölüm olaylarının dördüncü ana nedeni olduğu düşünülürse, ilkyardım eğitiminin gerekli olduğu çok açıktır. Düşmeler en sık rastlanan yaralanma sebebidir. Ancak trafik kazaları en ölümcül olanıdır. Yaralanma ölümlerinin %22’si trafik kazaları sonucu oluşmaktadır.

İlkyardım inceleme ve araştırmayla başlar. Bir yaralıya yaklaşmadan önce olay yerinde, yaralı ve kurtarıcının hayatını tehlikeye atabilecek faktörlerin önlenmesi gerekir. Daha sonra yapılan ilk inceleme, yaralının hayatını kurtaracak işlemlerin hemen uygulanmasının gerekip gerekmediğini belirler.

İlk Yardımın Temel Aşamaları
Solunumun Durması
Kalp Krizi
Bilinç Kaybı
Yaralanma ve Şiddetli Kanamalar
Kırıklar ve Çıkıklar
Burkulma ve Gerilme

İLKYARDIMIN TEMEL AŞAMALARI :

İlk önce yaralının genel sağlık durumu değerlendirilir. Yaralının omuzlarına hafifçe dokunup ona seslenerek bilincinin yerinde olup olmadığı saptanır.

Derhal ambulans çağırılır.
Yaralı, boynu ve başı sabit tutularak sırt üstü yatırılır.
Yaralının bilinci kapalı ise çenesi yukarı kaldırılarak başı geride tutulur. Böylece dilin, nefes borusunu kapatması önlenir.
Yaralının nefes alıp almadığına bakılır. Nefes almıyorsa ağzından veya burnundan suni teneffüs yapılır. Nefes verirken göğüs kalkıyor mu diye bakmak gerekir. Nefes verme aralarında akciğerlerden hava boşalması beklenmelidir.
Kan dolaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için nabız kontrol edilir. Nabız, adem elması ve boyun kası arasındaki bölgeye, üç parmakla hafifçe bastırılarak kontrol edilir.
Yaralının nabzı yoksa kalp masajına başlanır. Temel yaşam desteği tek kişi ile yapılıyorsa 15 kalp masajı ve 2 tam nefes şeklinde tekrarlanarak uygulanmalıdır. İki kişi ile ise 5 kalp masajı 1 nefes şeklinde uygulanır. Temel yaşam desteği, sadece solunumu ve kan dolaşımı durmuş kişilere uygulanır.
Eğer nabız var, solunum yoksa her 5 saniyede bir nefes verilmelidir.
Solunum ve kan dolaşımı sağlandığında temel yaşam desteği kesilmelidir.

SOLUNUMUN DURMASI :

Yapay solunumun en basit ve etkili metodu, hastanın akciğerlerine kendi nefesinizi güçlü bir şekilde üflemektir. Ağızdan ağıza solunum, solunumu çok zayıf ve düzensiz olan hastalara da uygulanabilir. Bu durumda nefes verişinizi, hastanın nefes verişine göre ayarlamanız gerekir.

En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra, ağızdan ağıza solunuma başlayın. Bu sırada hasta, sert bir zeminde, sırtüstü yatmalıdır. Eğer boyun yaralanmasından şüphe edilmiyorsa, bir elinizle hastanın başını çene kemiğinden yukarı doğru çekerken diğer elinizle de alnına bastırarak başın geride kalmasını sağlayın. Eğer boyun yaralanmasından şüpheleniyorsanız, hastanın başına veya boynuna müdahale etmeyin. Hastanın başını sarsmadan sadece çenesini nazikçe kaldırarak nefes borusunu açmaya çalışın.
Eliniz hastanın alnındayken başparmağınız ve işaretparmağınızla burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine yerleştirin ve 2 güçlü nefes verin. Daha sonra her 5 saniyede 1 nefes verin. Her nefeste hastanın göğsünün kalktığını görmelisiniz. Hastanın göğsü genişlediğinde nefes vermeyi kesin. Ağzınızı çekin ve yüzünüzü hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylelikle kulağınız hastanın ağzı seviyesinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden havanın çıkışını dinleyin ve göğsün inişini izleyin. Daha sonra solunum işlemlerini tekrarlayın.
Hastanın bilek veya boyun damarından nabzını kontrol edin. Eğer nabız yoksa ve kalp masajı eğitiminiz varsa kalp masajına başlayın. Buna hasta kendiliğinden solunuma başlayıncaya veya tıbbi yardım gelene kadar devam edin.

Ağızdan buruna solunum :

Eğer hastada yüz yaralanması varsa kişinin ağzına nefes vermekte zorlanırsınız. En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra hemen ilkyardıma başlayın. Kişiyi sert bir zemin üzerinde sırtüstü yatırın. Bir elinizi hastanın çene kemiğine yerleştirip, yukarı doğru kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyun ve çeneyi yukarı doğru iterken alnı aşağı doğru bastırarak hastanın başına pozisyon verin.Derin bir nefes alın ve ağzınızla hastanın burnunu kapatın.Hastanın ağzını da çenesini iterek kapalı tutun. Hastanın burnuna kuvvetle nefesinizi verin. Ağzınızı çekin, hastanın çenesini açın ve havanın çıkışına izin verin. Bu işlemi 5 saniyede bir tekrarlayın.
Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs:

Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs işlemi yetişkinlerdekine benzer, sadece ağzınızla çocuğun hem ağzını hem de burnunu kapatmalısınız. Çocuğun başını çok geriye çekmeyin yoksa nefes borusu tıkanabilir. Nefesleriniz daha yumuşak olsun. Çocuklarda 4 saniyede 1 nefes (dakikada 15 nefes), bebeklerde 3 saniyede 1 nefes (dakikada 20 nefes) verilmelidir. Çocuğun göğsü kalkmaya başlayınca nefes vermeyi kesin. Her nefes veriş öncesinde yeniden nefes alın.

KALP KRİZİ :

Kalp krizi yaşamı tehdit eden acil bir durumdur. Kalbi besleyen ana damarların daralması veya tıkanmasına bağlı olarak kalbin bir bölümüne yeterli kan ve oksijen gitmemesi sonucu oluşur. Eğer bu kan ve oksijen yetersizliği uzun sürerse kalp kaslarının bir bölümü ölür.

Kalp krizi belirtileri, aşağıdakilerden birkaçını ya da hepsini içerebilir. Santral göğüs bölgesinde aniden gelen ve ezici bir basınçla hissedilen, sabit, 20 dakika veya daha uzun süren, kola, omuza, boyuna, çeneye, sırt ortası ve mideye vuran göğüs ağrısı, aşırı terleme, bulantı, kusma, yoğun halsizlik, akıntı, korku, soluk mavimsi gri deri rengi, mavi tırnaklar ve nefes darlığı. Kalp ağrısı hazımsızlıkla karıştırılabilir. Eğer ağrınızın sebebinden emin değilseniz güvende olmak için kalp krizi gibi ele alın. En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın ve aşağıda verilen ilkyardım talimatlarını uygulayın.

Kalp krizi tedavisi, hastanın bilincinin kapalı ya da açık olmasına göre değişir.

A) Bilinci Kapalı, Nefes Almayan Hasta :

En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın, daha sonra müdahaleye başlayın. Kişiyi sert, rahat bir yere sırtüstü yatırın. Elinizi hastanın çenesine koyup yukarı kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyup aşağı bastırarak başını arkaya yatırın. Hastanın alnındaki elinizin baş parmağınız ve işaret parmağınızla hastanın burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine sıkıca bastırın ve iki yavaş, derin nefes verin. Arada tekrar derin bir nefes alın ki hastaya taze hava verebilesiniz. Göğüs kafesinin yükseldiğini görene dek hava üflemeye devam edin. Hastanın göğsü yükseldiğinde hava vermeyi durdurun. Ağzınızı çekin ve başınızı hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylece kulağınız hastanın ağzının üzerinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden hava çıkışını kulağınızla hissedin ve dinleyin ayrıca göğsün alçaldığını gözlemleyin. Bu solunum işlemini her 5 saniyede 1 nefes vererek sürdürün. Kişinin bilek ya da boyun atardamarını 5-10 saniye boyunca nabız için kontrol edin. Eğer nabız yoksa, kalp masajı eğitimi aldıysanız kalp masajına başlayın. Suni solunum kalp masajı sırasında da sürdürülmelidir. Bu işlemi tıbbi yardım gelinceye ya da hasta nefes almaya başlayıncaya kadar sürdürün.

B) Bilinci Açık Hasta :

En yakın acil sağlık kurumunu arayın, ilgiliye olası bir kalp krizini ve oksijen ihtiyacını iletin.
Hastayı nazikçe oturtun ya da yan oturur pozisyona getirin. Yatmak nefes almayı zorlaştırır.
Özellikle boyun çevresindekiler olmak üzere giysileri gevşetin. Hastayı bir battaniye ya da palto ile sararak sıcak tutun. Hastayı sakinleştirin ve rahatlatın ama herhangi bir şey yedirip içirmeyin.Eğer ambulans bulunamıyorsa hastayı en yakın hastanenin acil servisine götürün.Bilinçsiz hasta kendine gelirse ve solunumu başlarsa yukardaki adımları izleyebilirsiniz.

BİLİNÇ KAYBI :

Bilinç kaybı sadece koma durumu için geçerli bir tanımlama değildir; aynı zamanda kişinin uykulu, dikkatinin dağınık ve varlığınıza tepki veremediği durumlar için de söz konusudur. Beyin travması (kaza veya darbe sonucu), kan kaybı, oksijensiz kalma (boğulma), metabolik bir hastalık (diabet) veya ilaç nedeniyle zehirlenmeler sonucu oluşabilir. İlk olarak en yakın acil sağlık kuruluşunu arayın sonra ilkyardıma başlayın.

Not: Eğer omurilik zedelenmesinden şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın. Omurilik zedelenmesi söz konusu değilse omurgayı esnetmeden, hastanın başını ve vücudunu eş zamanlı olarak yana çevirebilirsiniz; ancak baş ve vücudun birbirleriyle olan konumlarını bozmayın. Bir insanın bilinci yerinde değilse normal refleksler ve kasların gevşekliği kaybolur. Bu nedenle olabilecek en büyük tehlike dilin boğazı tıkaması veya ağızdaki yabancı cismin nefes borusunu tıkamasıdır. Nefes borusunu açıp solunumu sağlamış olsanız da asla baygın birisini yalnız ve müdahalesiz bırakmayın.Komaya giren bir insanın nefesi kesilebilir, sonuç olarak da kalbi durur.

İLKYARDIM POZİSYONU :

Omurilikteki bir hasardan şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın. Gerekli herşeyi yaptıktan sonra acil tıbbi yardımı beklerken hastayı ilkyardım pozisyonuna getirin. Eller ve ayaklar vücudun rahat ve sabit olmasını sağlayacak şekilde olmalıdır.

Yanına diz çöküp kolunu başının arkasına atın
Karşı taraftaki kolunu göğsünün üstüne koyun ve bacağını dizinden büküp kendi tarafınızdaki bacağın üzerine koyun
Dikkatlice başı da vücutla birlikte kendinize doğru bir elinizle döndürün ve diğer elinizle yüzünü koruyun
Başını geri itin, çeneyi öne çıkarın ki rahat nefes alsın ancak çeneyi vücuttan daha alçakta tutun ve sıcak tutun


YARALANMA VE ŞİDDETLİ KANAMALAR :

Yırtılmış bir atardamar nedeniyle çok kısa zamanda yüksek miktarda kan kaybedilebilir. Şiddetli kan kaybı kişiyi şoka ve bilinç kaybına götürebilir ve eğer durdurulamazsa ölümcül olabilir. Yetişkin bir insan 1.5 litre kadar kan kaybederse ya da bir çocuk yarım litre kan kaybederse, kan kaybı şiddetli kabul edilir. Yaralı bir atardamarın duvarlarındaki kaslar yarayı kapatmak için pıhtı oluşumuyla birlikte kasılacaktır. Eğer pıhtılaşma herhangi bir nedenle gerçekleşmezse kanamanın kontrolü çok daha zor olacaktır. En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın ve ilkyardıma başlayın.

Küçük yaralanmalarda kanama kısa sürede kendiliğinden durur. Ancak derin bir yarada kan o kadar hızlı akar ki pıhtı oluşumuna fırsat kalmaz. İlk yardımın amacı kanı mümkün olduğunca kısa sürede durdurmaktır.

Kişiyi sırtüstü yatırın ve mümkünse yaralı kısmı yukarı kaldırın. Bu kan akışını azaltacaktır.Cam veya metal gibi derinde olmayan ve kolay hareket ettirilebilen cisimleri yaranın içinden çıkarın ama derine saplanmış cisimlere dokunmayın.Temiz bir bezle yaranın tam üstüne, kanama durana dek 5-10 dakika basınç uygulayın. Yaranın ağzı açıksa her iki kenarı da birbirine doğru itin. Eğer yaranın içinde herhangi bir şey varsa basıncı cismin çevresine uygulayın, üzerine değil Sağlam ve temiz bir bandajla yarayı sıkıca sarın. Eğer hazırda bir bandaj yoksa bir parça temiz bez kullanın. Turnike kullanmayın. Eğer kan, bandajın dışına taşarsa bandajı çıkarmayın. Onun yerine üzerine biraz daha bez koyun ve sıkıca bağlayın Burun Kanamaları:

Sık rastlanan acil durumlardan biridir. Kafa travması sonucunda burun veya kulaktan kanama, kafatası kırığı olduğunu gösterir ve kontrolü zordur. Bu tip kanamalarda temiz bir bez ile buruna hafifçe bastırılmalı ve hasta mümkün olduğunca çabuk acil sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır.

Diğer nedenlerle oluşan kanamalarda, burun deliklerini sıkarak veya üst dudak ile dişetleri arasına yuvarlak gazlı bez yerleştirerek basınç uygulanır. Hastayı oturtun ve başını öne eğin. Hastanın sakin olmasını sağlayın ki endişelenerek kan basıncının artmasına sebep olmasın. Burnun üzerine buz koyun. Tüm bu uygulamalara rağmen kanama devam ederse hastayı en yakın sağlık kuruluşuna götürün.

KIRIKLAR VE ÇIKIKLAR :

Röntgen olmaksızın bir kemiğin kırık olup olmadığını belirlemek her zaman mümkün değildir. Eğer emin değilseniz, yaralanmaya sanki kırıkmış gibi yaklaşın. Eğer kişi çok ağrılıysa, yaralı bölgesini hareket ettiremiyorsa, üzerine ağırlık veremiyorsa ya da yarada şekil bozukluğu varsa kırık veya çıkıktan şüphe edin. Çıkık bir kemiği yerine oturtmaya çalışmayın. Bu sadece bir uzman tarafından yapılabilir. Kolu veya bacağı bulduğunuz pozisyonda sararak sabitleyin ve yaralıyı hastaneye götürün. Eğer yaralı hareket edemiyorsa ambulans çağırın.
Hastanın birşey yiyip içmesine izin vermeyin,çünkü hastanın kemiklerini genel anestezi altında düzeltmek gerekebilir ve yemek hastanın kusmasına neden olabilir. Kişiyi sıcak tutun ve şok olasılığı açısından sürekli izleyin.
Kanama varsa önce onu tedavi edin. Kişiyi olabildiğince az hareket ettirin. Hareket, kırık kemikleri daha da ayırır ve organları yaralayabilir. Açık bir yara varsa temiz bir bez parçasıyla kapatın.

Tespit Uygulaması :

Tespit genellikle gereklidir. Hareketi önleyerek kırığın daha da kötü olmasını engelleyebilirsiniz. Bu, özellikle hastanın nakli veya tıbbi yardımın gecikeceği durumlarda önem taşır. Tespit malzemesinin sert olması gerekir. Mümkünse bir üst ve bir alt eklemin oynamasını engelleyecek derecede uzun olmalıdır. Tespit, tahtalarla, karton parçalarıyla, gazetelerle yapılabilir. Kırık bir üst kol veya bacak için yaralı uzvu tespit etmeden önce kol ile gövde arasına veya bacaklar arasına destek koymak gerekir. Tespiti bağlamak için bez (bandaj, kravat vb.) kullanın.

Kırık ön kol :

Hastanın ön kolunu 90 derece açıyla vücuduna yapıştırın, avucu göğsüne gelirken başparmağı yukarı doğru olmalı. Ön kola tespit uygulayın. Tespit dirsekten el bileğine kadar uzanmalı. Tespiti, kırığın altından ve üstünden bağlayın. Ön kolu boyundan geçen geniş bir sargı ile parmakların dirsekten biraz daha yukarı seviyede olmasını sağlayacak şekilde asın.

Yaralı bacağın sağlam bacağa tespiti :

Nazikçe yaralı bacağın dizini düzeltin. İki bacak arasına bezler koyun. Yaralı bacağı diğer bacağa birkaç yerinden bağlayın, ama kesinlikle tam kırık üzerinden olmasın. Eğer iki geniş tespit bulma olanağınız varsa bunları kullanmak en idealidir. Tespitler bacağın tüm uzunluğu boyunca olmalıdır.

Omurga Yaralanmaları :

Eğer hastanın boyun veya omurgasında ciddi ağrı varsa, kol veya bacaklarında his kaybı varsa, mesane veya barsak kontrolünü yitirmişse omurga kırığı veya çıkığı olabilir. Bu tip vakalarda, hastanın hayatı tehlike altında değilse veya kusmaya bağlı olarak boğulmuyorsa, hastayı kıpırdatmamak gerekir. Eğer hastayı hareket ettirmek gerekirse vücudunu dümdüz tutmalısınız. Beli veya boynu bükülmemeli, vücudu dönmemeli. Hastayı kapı, masa, ütü masası veya geniş bir kalas gibi sert bir zemin üzerine yerleştirmelisiniz.

BURKULMA VE GERİLME :

Kasta veya tendonlardaki yırtılma, gerilme; bağlardaki veya eklem kapsülündeki yırtılma ise burkulma olarak tanımlanır. Burkulma ve gerilme dokuların aşırı zorlanmasından olur. İki yaralanma için de belirtiler aynıdır. Ağrı, şişme ve morarma... Ciddi burkulmalar sanki kırıkmış gibi tedavi edilmelidir. Ağrı ve şişmeyi azaltmak için soğuk su ya da buz torbası kullanılır. Eklem veya kası, elastik “8” şeklinde bandajla sarın ve 1-2 gün için üstüne bastırmayın. ”8” şeklinde bandaj uygulamasını ayak çevresinde 1-2 kez dairesel olarak sarın. Bandajı diagonal olarak ayağın üstünden ve bileğin çevresinden geçecek şekilde bağlayın; bandajı ayağın üstünden aşağı doğru ve ayağın tabanından geçirin. “8” şeklindeki dönüşlere devam edin, ayak (parmaklar hariç), bilek ve bacağın altı kaplanana kadar bandajlayın; bant ya da klipsle bandajı sabitleyin.


İLK YARDIM İLKELERİ

İlk yardım, kaza ya da ani hastalık durumunda profesyonel yardım ulaşıncaya kadar, hastayı korumak ve yaşamını desteklemek için yapılan işlemlerdir. Kaza ölümlerinin yaklaşık %10'u ilk 5 dakikada, %54'ü ise ilk yarım saatte oluşmaktadır. Bu nedenle ilk yardım eğitimi almış kişilerin kaza yerinde yapacakları etkili bir ilk yardım, ölümlerin yarısını engelleyebilir ve sakatlıkları da azaltabilir.

1. Ek kazalara meydan vermemek :

Sıklıkla karşılaşılan bir durum, heyecanla yardıma koşanların ek kazalara uğramaları, yaralanmaları ve bazen hayatlarını yitirmeleridir. Gecenin bir vakti yardım için viyadükten atlarken düşenler, arabasını biçimsiz park ettiği için zincirleme kazalara neden olanlar ve iyi niyetle koşuştururken ezilenler... Başına taş düşen ya da çığ altında kalan bir dağcıya yardıma koşan da, aynı felakete uğrayabileceğini unutmamalıdır. Keza suda boğulmak üzere olan birine doğru yüzen kişi de, şayet kendini karaya bağlayan bir ipten ya da tükendiğinde tutunabileceği bir tahta parçasından yoksunsa boğulabileceğini asla unutmamalıdır. Banyoda baygın yatan yakınınıza koşarken, onu zehirleyen tüp gazdan sizin de etkilenebileceğinizi veya yerdeki birine dokunup kontrol ederken onu çarpan elektrik akımının size de zarar verebileceğini hesaba katmalısınız. Arama-kurtarma çalışmalarına katılanlar da, yardıma giderken kendi yaşamlarını sürdürebilecek asgari teçhizata sahip olmalı ve merkezle haberleşme bağlantısını koparmamalıdır.

2. Yardım istemek :

Bazen bir cep telefonu bazen telsiz, bazen de üçüncü bir kişi, birazdan anlatacağımız ilkyardım uygulamasını, "yardım gelecek" güvencesiyle daha rahat yapmanıza imkan verir. Unutmayın, daha çok insan, daha etkili yardım ve yaralıların daha doğru şekilde taşınması demektir. İlkyardımda kahramanlığın yeri yoktur. Ne kadar mükemmel yaparsanız yapın, çok zorunlu haller dışında temel ilkyardım uygulamasının ilk beş on dakikasında nefes nefese kalır, tükenirsiniz.

3. Doğru değerlendirme yapmak :

Bir kazazedeyle karşılaştığınızda zamana karşı yarış başlamış demektir. Sizin burada dakikalarca okuduğunuz uygulamayı, saniyeler içinde yapmanız gerekir. Dolayısıyla her türlü girişimden önce, kazazedeyi yerinden oynatmadan, ona ne olup bittiğini anlamaya çalışmalı ve burada yazılanları bazen aynı anda yapmalısınız. Kazazedeyle iletişim kurmaya çalışmalı, "sana ne oldu, adın ne" gibi sözlü uyarılarda bulunmalısınız. Cevap varsa işiniz büyük ölçüde kolaylaşır. Ondan elini ayağını oynatmasını isteyin. Böylece omuriliğinde bir yaralanma olup olmadığını anlayabilirsiniz, özellikle bir yerden bir yere taşınması gerekiyorsa bunu muhakkak bilmeniz gereklidir. Sözlü uyarılara cevap ararken, bir elinizi kazazedenin alnına koyun. Bu sayede şuuru bulanık, boyun omurlarında kırık olabilecek kazazedenin istemsiz hareketlerde bulunmasını ve omuriliğine zarar vermesini engelleyebilirsiniz.

Hastanın Yeniden Canlandırma İçin Değerlendirilmesi :

Hastaya sözlü uyarı verilir. (Adın ne, sana ne oldu vb.) Hasta sözlü uyarıya konuşarak veya hareketle cevap vermezse, ağrılı uyarı verilir. Burada da hastanın sesle ya da mimikle tepkisine bakılır.

Ağrılı uyarana da cevap alınamazsa :

1- Göz bebeklerinin ışık reaksiyonuna bakılır. Göz kapakları açılıp kapatılarak veya varsa fener ışığı yakıp söndürerek göz bebeklerinin ışıkta küçülüp küçülmediğine bakılır:

küçülme yoksa,
- küçülme çok azsa,
- biri küçülmüyorsa,
....beyinde problem var demektir!

2- Hastanın kalbinin çalışıp çalışmadığına bakılır. Sağ elin işaret ve orta parmağı boynun yan tarafında bulunan şahdamarının üstüne konur ve nabız olup olmadığına bakılır.

3- Hastanın nefes alıp almadığına bakılır. Göğüs kafesinin kalkıp inişine bakılır, ayrıca soluk sesi, nefes kokusu algılanmaya çalışılır. Ne zaman canlandırma (resusitasyon) işlemine başlanır:
- Nabız alınmıyor,
- solunum yok,
- göz bebeklerinde ışığa az da olsa bir cevap var ise,

....hızla kalp akciğer canlandırmasına başlanmalı!