Arkadaşlar aşağıdaki yazıyı sonuna kadar okuyun lütfen!
"Jerusalem Post: ‘Türkiye Kürt Baharı’yla Karşı Karşıya!’
Son günlerde Batı basını, onlarca ajans ve basın yayın organında, üstüne basa basa şu ifadeyi, öne çıkarıyor: ‘Şemdinli’de yüzlerce ‘gerillaya’ karşı ‘orantısız güç kullanan ordu kuvvetleri’!
İşte bu ifadeler Libya’da Kaddafi’ye karşı kullanılan ifadelerle aynı! Suriye’de Esad’a karşı kullanılan ifadelerle de aynı! Bilmem mesajı aldınız mı?
Küresel odaklar, CIA ‘bahar’ çalışmaları için, 2005 yılında Responsability to Protect = KORUMA YASASINI çıkarmışlardı…
Yasaya göre hedef ülkede etnik ya da mezhep bazında oluşturulan bir ‘topluluk ’, batıya, ‘zulüm altında’ olduklarını ispatladıkları takdirde, ‘uluslararası camia’ müdahale hakkına sahip olacaktı. Libya bu yasaya dayanılarak bombalandı.
Sadece 1 yıl önce Elize sarayında ayaklarına kapananlar Kaddafi’yi linç ederek ortadan kaldırdı.. Önce Bingazi’yi terör yuvası haline getirdiler. Sonra teröristlerin bir eline bayrak , bir eline silah verdiler.. Bingazi ayrı memleket oldu.. Çapulcuların arkasına özel harekat kuvvetleri, istihbaratçılar ve CIA tetikçileri koydular.. Hükümet kuvvetleri Bingazi’yi ‘eziyordu’! Bingazi halkı korunmalıydı.. Yukardan Libya’yı bombaladılar..
Tüm bunları Responsability to Protect yasası kapsamında yaptılar!
Başlangıç serenadını ‘uluslararası medya’ yaptı.. ‘Bingazi halkı korunmalıydı.. Zalim Kaddafi yok olmalıydı!’
Jerusalem Post’ta Jonathan Spyer 9 Ağustos tarihli yazısında bakın ne diyor: ‘Binlerce düşman askerine karşın birkaç yüz gerilla, Türkiye ordusunun tanklarıyla, savaş uçaklarıyla, helikopterlerle ve koca bir askeri teknolojiyle karşı karşıya!’
‘Alan savunması’
Ellerini sevinçle uğuşturan İsrail basını Türk ordusunun Irak sınırında PKK ile boğuştuğunu uzun uzun anlatıyor ve PKK terör örgütünün Şemdinli’de başarılı bir ‘alan savunması’ yaptığını yazıyor!
BDP’li Şemdinli belediye başkanı Sedat Töre, The Economist’e, ‘Şemdinli halkı ateşle çevrildi’ beyanatında bulunuyor!
Jonathan Spyer, ‘Irak ve Suriye sınırlarındaki Kürt hareketiyle cesaretlenebilecek ‘Türkiye Kürtlerinin’ Türkiye’de ‘Kürt Baharı’nı başlatabileceklerini’ yazıyor:
‘Türkiye, bir yandan Şemdinli’de savaş halindeyken , bir yandan da Irak ve Suriye sınırlarındaki Kürt eyaletleriyle sınır komşusu olma ihtimaliyle karşı karşıya!’ diyor.
Küresel basında çıkan analizler, tarafları ve ilişkileri ve ÇELİŞKİLERİ şöyle sıralıyor:
Esad, Türkiye sınırını kendine yakın olan Kürt grupların denetimine bıraktı..
Bu gruplardan bölgeyi denetleyen silahlı Kürt partisi PYD , Türkiye’nin ve küresel aktörlerin desteklediği Müslüman kardeşler örgütü ve ‘Hür Suriye Ordusu ile mücadele ediyor.
900 kilometrelik Türkiye Suriye sınırı da Hür Suriye ordusu ile savaşan bu grubun elinde.
Türkiye’nin Irak sınırı Barzani denetiminde.. PKK terör örgütü Barzani toprakları içinde. Barzani İsrail PKK ve ABD bloğu Türkiye ile ittifak halinde!
Bu durumda Türkiye celladıyla el ele..
‘Ava giden avlanır!’
Suriye’nin durumu gayet anlaşılır… Esad vatan savunması yapıyor, arkasına Avrasya güçlerini aldı, Libya’da Irak’da, Afganistan’da olanlar başına gelmesin diye savaşıyor..
Türkiye’nin durumu ise anlaşılabilir değil. Kendini arkadan, önden vuran bir ‘müttefiki’ var.
ABD hem Türkiye’ye , hem PKK’ya aynı anda strateji çiziyor.. Bu strateji çerçevesinde Türk ordusu ve milleti 30 yıldır ölüyor!
Ve bu ‘müttefik’, Türkiye’yi, şartlar olgunlaştığı an, ‘Kürt baharı’nı bastırmaya kalkmakla suçlayacak! Türkiye, sınırları içinde ‘ezilen’ bir topluma, zulüm uygulamakla suçlanacak
Dünyada bu kadar garip bir politik kumpasa sıkışmış başka bir ülke yok..
Türkiye ‘ava giderken avlananacak’!
Jerusalem Post’dan Spyer, yazıyor: ‘Arap dünyasında sınırlar, Osmanlı İmparatorluğunun dağılışından beri ilk kez bu kadar belirsizleşiyor.
Geçen yüzyılın ‘kaybedeni’ Kürtler, şimdinin ‘kazananı’ olacak gibi… ABD’nin Irak işgâli bölgede yarı özerk bir Kürdistan yarattı. Irak Kürt bölgesi, Türkiye ile ilişkileri normalleştirirken, bir yandan topraklarını ‘Kürt halkı’ adına Türkiye’ye karşı mücadele yürüten gerillalara açtı.
Suriye’de ise Türkiye sınırı Kürt grupların denetiminde kaldı. Sonuç olarak, Türkiye’nin doğudaki iki sınırı da tehdit altında. Şemdinli’deki harekat ile bir ‘Kürt Baharı’ başlayabilir .. O nedenle Türkiye tüm gücüyle savaşmakta…’
İstihbaratı, üst düzey komutanları, savunma sistemleri ve hükümeti ABD denetiminde olan bir ülke nasıl ‘tüm gücüyle’ savaşıyorsa! Ölüyor demek daha doğru!
İşte 20 gündür süren Şemdinli operasyonundan sonuç alınamıyor.. Her gün şehitlerimize ağlıyoruz … Son bir ayda 100 vatan evladını toprağa veriyoruz..
CHP Milletvekili Ali İhsan Öner “Bölgede PKK’nın rahatsızlık duyduğu vali, emniyet müdürü, kaymakam ve korumaların, hükümet eliyle tasfiye edildiğini” açıkladı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Münir Kutluata, “Şemdinli’deki yüzlerce militan nerede ve getirilirken haberdar olmadığınız ağır silahlara ne oldu?” diye sordu....
Bu soruların cevabı yok… Avlanacak olan ava gönderilen Türkiye hükümeti.. Şemdinli’de ‘alan savunmasına’ geçen PKK arkasında siyasi yapılanması, belediyeler, sivil toplumuyla ‘Kürt Baharı’na hazırlanıyor.. ‘Topu tüfeğiyle Kürt toplumunu öldüren Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı, uluslararası toplumu müdahaleye davet ediyorum!’ beyanı çoktan basında yeraldı.. Şimdi küresel basın ve insan hakları derneklerinin kampanyaları başladı...
Bu harekat belli bir noktaya geldiğinde, ‘Yeni Osmanlı Fatihi’ Tayyip, ‘Teyyip’ olarak telaffuz edilecek, yeni aktörler devreye girecek.. Türkiye Cumhuriyeti’nin zulmü, asıp kestiği kafalar batı haber ajansları ve ekranlardan her yere yayılıverecek, doğuya konuşlanmış ajanların para silah istihbarat dağıtımı ve bombalama eylemleri ortalığı kan gölüne cevirerecek.. Suriye’de olduğu gibi!
Bir ‘Kürt Baharı’, zengin doğal kaynaklar, su, petrol, madenleri uluslararası bankerlerin denetimine verir. Parçalanmış Türkiye küresel çeteleri bir yüzyıl rahat ettirir..
Bu onların planları… Bitmiş ve batmış batı kan operasyonları için kıvranıyor.. Ölüm döşeğinde kan planları yapıyor… İçiniz rahat olsun! Bu hayâsız akının hakkından bu coğrafya gelecek! Yeter ki her aklı başında vatandaş kendi gibi olanları bulsun ve el ele tutuşsun.. Madem işgâl coğrafyasında yaşıyoruz, direniş komitelerinde biraraya gelmeliyiz. Bu YAŞAM HAKKININ SAVUNULMASI yasasıdır ve sonuna kadar anayasal haktır!
Ve ‘Kürt Baharı’ planlayıcıları! Suriye İran Rusya ve Çin ekmeğinize kan doğrayacak, Türkiye ise hepinizi kana boğacaktır! Biz ölmekle bitmeyiz.. Geçen yüzyılda öğrenemediniz.. Birkaç yıla kadar öğreneceksiniz!"
Banu Avar'dan alıntıdır...