Merhabalar,
Citigo ile ilgili çok Türkçe kaynak olmadığı için iki haftadır kullanmakta olduğum araçla iligli izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Aslen Superb 1.4 TSI Elegance kullanıcısı olarak bu ufaklık nasıl bir bakalım: İncelememizde mevzu bahis olan Citigo Elegance ASG 1.0 60 HP.
Citigo bilindiği üzere VAG grubunun VW up!, Seat Mii ile ortak platformunu paylaştığı A sınıfı segmentinde bir şehir aracı. Türkiye’de an itibarıyla 3 araçtan sadece Citigo pazarda. Genel olarak erişilebilir fiyatlarda mini bir şehir aracı üretmek fikriyle üretilen bu platformda 3 araç arasında en hesaplı seçenek yurtdışındaki fiyatlandırma politikasına bakılınca Skoda’ya ait olan model. Türkiye’de Kasım ayında lansmanı yapılan model Ekim ayında sınıfında 32 adet satış rakamı yakalamıştı. Ocak ayının 2 haftası teslim aldığım bu model ise 2012 olmakla birlikte önceki partide satılan araçların aksine yeni direksiyonla birlikte geliyor. Araç Elegance donanımına ek olarak yarı panoramik diyelim; sunroofa sahip. Bu haliyle maliyeti ise 31.500. Sunroofsuz alınmak istediğinde Elegance ASG donanım 29.500 civarlarına kadar fiyat alabildik.
Tasarıma genel olarak baktığınızda Çek sempatikliğine sahip olan bu ufaklık kuzenleriyle aynı DNA’da olmasına rağmen up! Kadar Retro olmayan, mii kadar köşeli olmayan sakin bir bakışa sahip. Skoda’nın Rapid ve Octavia ile devam eden yeni dizayn DNAsı krom logo ve ızgarasıyla ilk kez Citigo’da yer almıştı. Çok alımlı durmasa da ilk bakışta şehir içinde kullanımı ideal ve bayanların ilgisini çekebilecek bir tarzda araç Citigo. Aracı gören arkadaşlar “Superb’den inince bunda seni trafikte adamdan saymazlar” esprisini patlatmaktan geri kalmıyorlar. Gerçekten de araçla trafikte geçirdiğim iki hafta boyunca bu ufaklığın Superb kadar saygı görmediğini ciddi anlamda anladım.
Dış donanım olarak gövde renginde kapı kolları ve ısıtmalı aynalar, sis farı ve ön fara entegre gündüz farı göze çarpan detaylardan.
Araçla ilgili akla gelecek ilk şey ASG şanzımanla ilgili sorular olacaktır. ASG “otomatikleştirilmiş” şanzıman furyasında VW’nin yorumu olarak tanımlanabilir. Düz versiyonundan sadece 2 kilogram daha ağır olan bu şanzıman elektronik bir üniteyle vites değişimlerini 5 ileri kademede tamamlıyor. Daha önce tam otomatik, DSG, Powershift ya da CVT benzeri şanzımanlı bir araç kullandıysanız bu şanzımanı ciddi bir şekilde eleştirebilirsiniz, çünkü vites geçişleri 1-2 saniye civarında gerçekleşiyor ve belirgin olarak hissedebiliyorsunuz. Ancak araç daha sonra da örneklendireceğimiz ekonomik hassasiyetlerle yapıldığı için doğal karşılamak gerekiyor. Geçişler performanslı kullanım ve dik yokuşlar haricinde konfor açısından çok sıkıntı yaratmıyor, normal kullanımda sol ayağınızın rahatlığı da buna eklenirse alışma süresinden sonra zevkli de geliyor. Şanzımanda P (Park) pozisyonu yok sadece D, M,N,R şeklinde ayarlanmış. Manuel modu özellikle boyundan çok daha olgun bir motor sesi çıkaran bu araç için oldukça eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Ancak daha çok yeni olan şanzıman’ın DSG’de olduğu gibi bol bol yazılım güncellemesi alacağını tahmin ediyorum.
Bahsi açılmışken aracımız 1.0 MPI motora sahip, Türkiye’de sadece 60 HP’lik versiyonlarıyla satılıyor. 999cc’den 60 HP güç 95 tork üreten motor 900 kg civarındaki bu araçta düşündüğümüzden daha canlı tepkiler veriyor. 0-100 km hızlanmasını ASG sağ olsun 15,3 sn’de tamamlasa da, özellikle manuel modda çok yoğun trafikte atik kullanıma müsait. Bunu elektromekanik destekli ve çok hafif direksiyon da pekiştiriyor.
Bu minnacık motordan yüksek devirlerde çıkan mekanik homurdanma aracın karakteriyle ilgili ilginç noktalardan birisi. Günlük kullanım koşullarında araç tüketim verileriyle beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Günlük 24 km’lik Ankara’da İstanbul yolu üzerinden Eryaman-Çukurambar ortalamasında 4.2-5 LT arasında değerlerde ortalamalarla şehir içi trafiğinde 35 litre benzinle ilk depoda 700 km’yi aştı. Benzin ‘de km başında 20-22kr civarında tüketim rakamları oldukça iyi değerler. Araç yüklü değilse 100-130 km hız aralığında dahi 5-5.5 lt aralığında düz yolda tüketim gerçekten takdire değer. Ancak doğal olarak 60HP’lik bu araç için yokuşlar ve yük performans ve tüketimi etkiliyor.
EuroNCAP’in 5 yıldızla ödüllendirdiği araçta güvenlikten ise ödün verilmemiş görünüyor. 6 adet hava yastığı, ABS, ESP, EBD, EDL, ASR’ye ek olarak otomatik viteste Hill Hold’da donanımın bir parçası olarak unutulmamış. Bunlar dışında City Safe adı verilen 30 km süratin altındaki hızlarda çarpışmaları önleyen özellik ilginç ve beklenmedik bir opsiyon olarak yine Elegance donanımında standart. Sistem aynanın üzerindeki laser radarla ön kısımdaki trafik ve cisimleri takip ederek sürücünün müdahale etmedi ği ve çarpışmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda devreye giriyor. (Denediniz mi demeyin, denemedim.) Yine araç içinde 4 koltukta da emniyet kemeri uyarısı olması güvenlikte ucuza kaçılmadığının bir göstergesi. Ancak önüne radarı koyarken yanına yağmur ve far sensörleri de konulabilirdi.
Araç 175x65x14 çapında kolay bulunabilen ve pahalı olmayan boyutta lastikler ve alaşım jantlarla geliyor. Aracı Continental Premium Contact 2 lastiklerle teslim aldım ancak, yine Conti TS800 kış lastikleriyle değiştirilmiş hali fotoğraflarda bulunuyor. Arka lastiklerde davlumbazların olmaması görüntü olarak olumsuz olmakla birlikte özellikle temiz olmayan yüzeylerde iç gövdeye çarpan taş seslerinin de içeri yansımasına neden oluyor. Araç normal koşullarda hem yol sesi, hem de rüzgar motor sesi olarak beklediğimden daha sessiz bir seyahat imkanı sunuyor.
Aracın oldukça hafif ancak son derece net direksiyonuyla da birlikte son derece küçük alanlarda U dönüşleri yapılabiliyor. (4,85’lik Superb’den sonra araç olduğu yerde dönüyormuş hissi verdi hatta)
Gelelim iç mekana, öncelikle çok kolay inilip binilebilen yüksek bir oturma pozisyonuyla karşılaşıyorsunuz. Koltuklar günlük kullanım için rahat ve estetik. Kafalıklar ön koltuklarla birleştirilmiş durumda. Krem rengin hakim olduğu ön konsol ve siyah desenli oturma yerleriyle koltuklar aracın karakterinden akılda kalan öğelerden biri. Yan destekleri sınırlı olsa da rahat bir oturma pozisyonu ayarlamak çok zaman almıyor. Citigo görüş açıları olarak boyut ve B sütünü tasarımı sayesinde çok iyi durumda, arka ve yan trafiğe çok kolay hakim olunabiliyor.
Araca bindiğinizde alışık olmadığımız yeni Skoda direksiyonu ile karşılaşıyoruz. Özellikle Rapid ve Octavia geldiğinde en çok beğenilecek şeylerden birisinin direksiyon olduğunu düşünüyorum. Önceki jenerasyona göre çok daha estetik, VW Golf 7 direksiyonuyla da benzerlikler taşıyan direksiyon kullanım rahatlığıyla da çok hoşuma gitti, tek eksiği ise sadece yükseklik ayarlaması yapılabilmesi, derinlik ayarı yapamıyorsunuz. Ayrıca fonksiyon tuşlarının olmaması da akla geliyor. Ön konsol son derece sade, Skoda çizgisine yakın ancak ekonomik olarak sert plastik kullanılmış, kapı kollarındaki krom tercihi ise hoş. Kapılarda da yine aynı kalitede bir çizgi var. Kapıların üst kısmı içeride de gövde renginde.
Ön camlar elektikli arka camlar ise kelebek cam olarak arka dış tarafa doğru açılabilir dizayn edilmiş. Sol kısımda sağ cam için düğme bulunmaması ve cam düğmelerinin ışıklandırılmamış olması bence bir eksiklik.
Retro havasında manuel klima ve kullanımı pratik Radyo MP3 çalar hemen elle ulaşılabilir, basit ve sade modüller. Aux girişinin ise çok ortalıkta olması benim pek hoşuma gitmedi.
Tavandaki Sunroof ve ışık kontrolleri gayet kullanışlı. Ancak orta aynanın otomatik kararmaması bir eksik. Havalandırmalar da yine pratik anlayışı pekiştirir türden. Orta kısımda havalandırma için göğüs üzerinde cama bakan bir ızgara grubu bulunuyor. Bu kısmın üstünde Elegance’da standart gelmesi gerekirken Türkiye paketinde maalesef bulunmayan bir navigasyon ve bilgi ekranı girişi olması gerekiyor. Girişin olmaması sonradan bu opsiyonun takılmasını bir hayli zorlaştırıyor. Navigon tarafından üretilen bu ünite bluetooth, müzikçalar, navigasyon ve ek yol bilgisayarı verileri içeriyor. Türkiye paketinde anlamsızca konulmamış bu dokunmatik ünite ilginçtir biraz araştırma yapıldığında Türkçe kullanım klavuzu ve Türkiye haritasını da içeriyor.
Ancak ne gariptir ki Türkiye’de olması gereken paketin içinde yok, sonradan retrofit yapılması için ünite montaj yeri hazırlığı bile yok. Bu ürün olmadığı için arka park sensörleri de maalesef mevcut değil. Bu konuda tek mutlu olacağınız şey arka kapılarda da ses sisteminin yer alması(İngiltere’de bu bir opsiyon)
Vites kutusu tasarım olarak hoş duruyor yine aynı kısımda 12v ve CitySafe kapatma düğmesi bulunuyor.
Arka koltuklar ilk bakışta sınırlı bir diz mesafesine sahip gibi görünse de ön koltukların açılı yapısı arkada uzun boylu yolcuların dahi rahat oturmasına müsait yapıdalar, Şaft yüksekliğinin belirgin olmaması da arkada kullanım alanını ferahlatmış. Ancak arka koltuklarda cam üstünde tutamakların bulunmaması aslen 3 kapılı bir hatch olarak tasarlandığı ipucunu da veriyor.
Skoda’nın pratik çözümleri araç içerisinde yine yeteri kadar kullama gözü konulmasına olanak vermiş. Camda park fişi tutacağına ek olarak ön konsolda foto ya da not tutmak için kullanılabilecek tutacaklar, torpido gözünde bozuk para, gözlük ve kart hazneleri ve büyük su şişeleri için uygun kapı hazneleri oldukça kullanışlı. Ancak torpido gözü büyük kapağına rağmen sınırlı bir kapasiteye sahip.
Gelelim bagaja; tam boy stepneye rağmen A Sınıfından beklenmeyecek büyüklükte bir bagaja sahip Citigo. Özellikle derinlik olarak orta büyüklükteki bir alışverişi bagaj rahatlıkla yutabilir. Özellikle her köşede askılıklar ve arka koltukları yatırarak daha büyük bir alan oluşturmak mümkün. Bagaj için eleştirilebilecek şeyler tekerlek boşluklarında yalıtım ve kaplama bulunmaması üst kapağın bagajla yükselmemesi ve bagaj aydınlatmasının olmaması olarak sayılabilir.
Toparlamak gerekirse Citigo adına da uygun olarak şehir gereksinimleri düşünülerek üretilmiş pratik bir A sınıfı. VAG grubunda Lupo’dan sonra oluşan boşluğu tamamayan araç özellikle bayanların ilgisini çekecek bir araç. Ancak zaten ekonomik olarak düşünülmüş bir platformda olan aracın Türkiye paketiyle park sensörleri, navigasyon ünitesi, renkli arka camlar gibi özelliklerinin olmaması üzücü. Buna rağmen fiyatının ise çok da ucuz olmadığının altını çizmek gerekiyor. Yine de işletme koşulları olarak düşük yakıt tüketimi ve en alt MTV grubunda olması avantajları olayı dengeliyor.
Diğer yandan VCDS ya da VAS ile Coming Home, Dönüşe duyarlı sisler, hareketten sonra kapı kilitleme, sunroof için comfort kapanma (anahtara basılı tutup), silecekler için tear wiping gibi özelliklerin konfor ünitesine bağlı olarak açılabiliyor olması hoş.
Bir diğer avantaj ise aynı platformdaki 3 aracın parça ve aksesuar uyumluluğuyla bu ihtiyacınızı geniş çerçevede karşılayabilirsiniz. (Aquartz Nano uygulaması yaptıktan sonra koymak istedim
Daha sonradan aklıma geldikçe eklemeler yapabilmeyi umuyorum.