Övünmek gibi olmasın otomobilimin markası Skoda Roomster… Şaka yapmıyorum ciddi söylüyorum. Otomobil satışlarının ülke genelinde yüzde 40 düştüğü, bütün markaların ağladığı şu aylarda Skoda, satışını yüzde 14 oranında artırmış. Benim otomobilin bir yeni modeli olan ‘Yeti’ yok satıyor. Hatta İstanbul’da ikinci el Yeti bile yok.
Nereden nereye geldik değil mi? Bundan 10 yıl önce Skoda dendiğinde bacakları içe doğru çarpık yaşlı kadınlar akla gelirdi. Trafik ışıklarında beklerken çok rahat ederdim. Çünkü elinde kirli bez ile güya cam silen Roman çocukları, ön panjurda Skoda armasını görünce, hiç beklemeden arkadaki otomobillere giderdi. Öyle bar, otel kapılarındaki valeler de suratıma bakmazdı. Konuşmaya tenezzül etmez, otoparkı elleriyle tarif ederlerdi.
Şurası bir gerçek, o çilekeş çarpık bacaklı Skoda kamyonetler ve otomobiller, Türkiye’nin çok kahrını çekti. Köy yollarında çok insan ve yük taşıdı. Renault Toros gelene dek köylü kardeşimin favori aracıydı. Şimdi aklıma geldi. Sık sık hatırlatıyorum. Polonya’dan kız aldığım zaman, Polonya resmen Demirperde’nin başkentiydi. Varşova Paktı’nı duymuşsunuzdur. Kadere bakın, şimdi Avrupa Birliği vatandaşı ile evli sayılıyorum. Komünist ülkeden kız aldım, sayesinde AB vatandaşı gibi vizesiz Avrupa’yı dolaşıyorum. İşte o zamanlar yaklaşık 26 yıl bütün Demirperde ülkelerinde olduğu gibi Polonya’da en havalı otomobil Skoda’ydı. Sanırım Komünist Parti üyeleri alabiliyordu. Çekoslovakya’nın Skoda’sına sahip olmak kolay iş değildi. Dolar biriktirmek de yetmiyordu.
Beni hiç yolda bırakmadı
Şimdi Çekoslovakya yok, Çek Cumhuriyeti ile Slovakya var. Skoda da sadece Çek otomobili değil, Alman devi Volkswagen ile evlendi. Fabrikaları birleşti. Avrupa’da ilk otomobili yapan Çekler, Alman teknolojisi ve disiplini ile birleşti, düşünün artık… Dünün çarpık bacaklıları bugünün en sağlam ve itibarlı otomobili durumuna geldi. Ee parası da öyle oldu. Bütün modelleri Volkswagen kadar hatta Octavia’sı Passat’tan daha pahalı. Aman bunu cam silici çocuklar duymasın.
Ben de her Türk erkeği gibi otomobilim ile eşimden çok ilgileniyorum. Çok seviyorum diyemem ama yakındır. Yolda giderken eşimiz çukura düşse, çıkaracağımıza ‘Niye önüne bakmıyorsun’ diye söyleniriz. Ama otomobilimize birazcık sürtseler ‘önüne baksana ulan’ diye bıçaklamaya kalkarız. Zaten birazcık para kazanınca da ilk iş olarak otomobili değiştiren bir milletiz. Sonra da ‘Bu otomobile yeni eş iyi gider’ deriz. Yalan mı?
Altı yaşındaki Skoda’mı hâlâ ilk günkü kadar seviyorum. Gözümüm içi gibi bakıyorum. Beni hiç yolda bırakmadı. Benzinden yana açgözlü değil. Vergi adı altında devlete az haraç verdiriyor. Ama bazı kişiler sevgimi kıskanıyor. Özelikle parklarda sağımı solumu çiziyorlar. Önemli değil Skoda servis ve yedek parça olarak da sahibini koruyor. Maltepe’deki hastaneye benzeyen servisinde her tarafını güzelleştirdim. Genç kız gibi oldu. Bu arada Skoda’yı ülkemize getirten, yıllarca temsilcisi olan Orhan Yüce’yi rahmetle andım. Yüce ağabeyimiz Çek Cumhuriyeti’nin en önemli ‘şeref madalyası’ ile taltif edilmişti. Galatasaray camiası için de her zaman çok büyük insandı. İyi ki Galatasaray’ın bu halini görmedi.
Bugün gazetesi yazarı Aykut Işıklar
Kaynak: http://www.bugun.com.tr/carpik-bacakli-skoda-simdi-yok-satiyor--yazisi-1269223