Olayları sosyal ve ruhi olarak değerlendirerek şu çıkarımları paylaşmak isterim;
İlişkilerini arabasının üzerine planlayan yığınla insan var...apartman park yeri kavgası, araba çizme, yol kenarı park kavgası, trafikte öne kırma, yan bakma, far yakma, korna, vs..vs...
Kabul edelim ki bizim toplum hâla yerleşemedi...basit konular hâla adliyelik...
İnsana saygı, empati, öfke kontrolü, ve en önemlisi ''sabır''....
Hayrın ve şerrin nereden geldiğini unutuyor, ''eyvallah'' demiyoruz...Hâla intikam alma, haddini bildirme peşinden gidiyoruz, şeytana hizmet ediyoruz.
Arabanın aynasına yazıyoruz ama, evden çıkarken ''Ya Allah'', ''Bismillah'' demiyoruz...
Yaşamımızı, dinimizin kurallarını ''sözde'' uygulayarak yaşadığımızı sanıp, elalemin ülkesinde dinimize saldırıyı kınamaya, bağırmaya, tepki gösterirken, burnumuzun dibinde yaşanan bu gibi basit kişisel olaylarda, yol gösterici dini kuralları hiç hesaba katmıyoruz...
Yazık işte...