Beygir ve tork artışı her zaman çok yakıt anlamına gelmez.
Örneğin Insignia 1.6 atmosferik 115 hp ve düşük tork lu bir arçken Insignia 1.6T 180hp ve 250m prf sunan bir araç. Ama reelde iki aracın yakıt tüketimi neredeyse aynı.
Bunun nedeni güçsüz bir araçta hızlanırken, yokuş çıkarken vs yeterli güç olmadığından daha çok gaza basarsınız, daha yüksek devir çevirirsiniz sonuç olarak daha çok yakarsınız. Ama güçlü bir araçta aynı koşullarda gaza o kdr yüklenmeniz gerekmez ki bu da sarfiyatı azaltır.
Benzer şekilde özellikle artan tork daha az vites geçişi sağlayacağı için burada da tasarruf söz konusu.
Gelelim yol bilg. yanılma olayına. Bence özellikle yazılım tarafından yanıltılmadığı sürece yakıtın yanlış hesaplanması olası değil. Çünkü hesabı etkileyecek parametrelerin hiç biri değişmiyor. Harcanan yakıt, gidilen yol, lastiğin yuvarlanması vs hep aynı. KEndi tecrübemden yola çıkarak stock halde kasa kasa 700km zor yapan aracım yazılıım sonrası çok rahat 750, sakin kullanımda da 800 - 850 km ler görür hale geldi.
Kaldı ki bu işi önceki postlarımda yazdığım gibi öncelikli olarak perf artışı için yapıyorsunuz. Tüketim bir nevi ufak bir bonus oluyor. Ama amaç salt tüketim ise ona göre yazılımlar da var.
Araç ömrüne gelecek olursak, bu biraz şansa biraz da kullanıma bağlı olarak değişiyor. Aldığınız stock araç dahi her zaman sorun çıkarma potansiyeline sahip. Bir sorun çıktığında bunun orj donanımla mı yoksa yazılımla ilgisi olduğunu anlamak güç. ama yazılım olduğunda aha yazılım vardı ondan oldu demek çok kolay. Aracı sürekli sıkıştıran, aracını dinlemeyen birisi orj aracı 100bin km sonra da turbo kırdırır. Ha yazılım yapmışsa bu değer 80bine de düşer, daha erkene de.
Yazılımın motor ömründen düşürmediğini iddaa etmek çok komik, ancak ne ölçüde düşürüyor bunu bilmek gerek. Orj motor ömrü atıyorum 300bin Km ise yazılımda, düzgün kullanım ve bakım ile bu ömür olsun olsun 280bin Km ye iner.
Ama yok siz safe üstü bir yazılım isterseniz, abidik gubidik yerlerde yazılım yaptırırsanız, benim aracım çok hızlı oldu diye sürekli sıkıştırarak kullanırsanız o araç turbo da yer, piston kol da çıkarır, sandık motor da ister.
Benzer bir örneği şöyle vereyim, Astar GTC 1.6T aracıma BRC LPG taktırdım. Aracın LPG de subap eritme problemi riski vardı. Bu problem genede 20bin km sonra ortaya çıkyordu. Ama ben aracımı bu riski göze alarak ve riski min.'a indirecek kullanım şartlarına uyarak kullandım. 30 binde aldığım aracımı 65binde sattım ve hiç sorunu yoktu. Benden sonra alan arkadaşta LPG yüzünden hiç sorun yaşamadı. Ama çevremdeki bi çok kişi LPG sübap eritmesi yüzünden motor kırdı. Neden tabii ki kullanımdan.
Bazı arkadaşlar niye fabrika böyle üretme diyor. En önemli cvp satış politikası. Şimdi Skoda Superb-2 1.6TDI 'ı 140 hp üretseydi, gidip 2.0TDI ı kim alırdı? Bir de ülkemizdeki koşulları yabancılarla karıştırmamakta fayda var. Adam ekonomi istiyorsa gidip ona göre 1.6TDI alıyor, ona göre kullanıyor. Yok perf istiyorsa gidiyor 2.0TSI alıyor ona göre kullanıyor. Araç fiyatları, benzin, vergi vs bizdeki gibi olmadığı için bizdeki gibi az yaksın çok kaçsın mantığı oralarda çok yok. Hal böyle olunca da üreticiler araçları ona göre üretiyor.
Üstelik dikkat ederseniz bazı araçların aynı modellerinin farklı güçteki versiyonları var. 90-110 hp focus lar vb gibi. Bunların arasındaki en önemli fark yazılım farkı. Yani bunu üreticiler de yapıyor. Motorda ufak mekanik değişiklikler olsa daha genelde aynı turbo kullanılıyor. Bu da araç üzerindeki ünitenin daha fazla gücü kaldıracak özelliği olduğunun en önemli kanıtı aslında.
Son olarak bu işte risk hep var. Ama riskleri doğru kararlar ve kullanımla min indirmek de sizin elinizde.