Bir çok konuda olduğu gibi araç seçimi konusunda da tek bir doğru yok.
Farklı ihtiyaçlara göre tasarlanmış ve Türkiye'de marka algısı farklı olan araçlar var. Bunun karşılığında sizin ihtiyaçlarınız, bütçeniz, marka ve prestij algınız var.
Sizin için en iyi araç bu iki olgu arasındaki kriterleri en çok örtüşen araçtır diyebiliriz. Dolayısıyla herkesin farklı görüşe sahip olması gayet doğal.
Örneğin kendi açımdan karar verirken şöyle analiz yapmıştım.
- Uzun vadeli mi kullanacağım?
- Evet 6-7 yıl > Bu durumda ikinci el değer kaybı çok önemli değil.
- Genişlik ve konfor istiyor muyum?
- Evet. Aile genişledi, geniş bir aile aracı lazım, D sınıfı olsa süper olur.
- Aracın spor araç tadında performanslı olması gerekir mi?
- Hayır. 1.4 benzinli veya 1.6 dizel yeter.
- Marka algısı ve prestij önemli mi?
- Pek değil
- Sahip olma maliyeti ve yakıt ekonomisi önemli mi?
- Evet
- C sınıfından (Focus) D sınıfına geçmeye yeterli bütçe var mı?
- Evet
- Otomatik şanzıman olmalı mı?
- D sınıfına konfor için geçiyorsam tabiki olmalı.
- Donanım seviyor muyum?
- Evet, hele uzun süre kullanacaksam full alayım.
- İkinci el olabilir mi?
- Aman benden uzak olsun, sıfır olsun 6-7 yıl kafa rahatlığıyla mis gibi kullanayım. Bütçe de yetiyorsa kesin sıfır olsun.
Bu soruları sorarak D sınıfındaki Mondeo, Superb, Insignia, Peugeot 508, Audi A4, BMW 3 gibi araçları detaylı inceledim. Belirttiğim kriterleri en iyi karşılayan yeni kasası ve tasarımı beni tatmin eden Superb'i aldım.