Doğal olarak "Biz nasılsak bizi yönetenler de bizim gibilerden olacak". "Soygun" diyerek işin kolayına kaçmak bize bir şey kazandırmaz! Daha önce başka bir başlığa da yazmıştım. Burada söz konusu soyguna çanak tutanlar olacaktır. Fakat kaza yapıp bir arkadaşının sigortasından hasarı karşılayanların hiç mi suçu yok??? Eylül 2015'te 309 TL'ye yaptırdığım sigorta, yeni aldığım 2005 model araç için bir hafta önce 442 TL tuttu. İnsan faktörü olan her yerde hata vardır. Önemli olan o hataları minimize edip maksimum adaleti sağlayabilmekte. Ama bu tabandan yani bizlerden başlıyor. Yoksa eleştirmek, çamur atmak kolay! Öneride bulunmak, katkı vermek gerekiyor.
Ben kabaca kasko yaptırana zorunlu sigorta aranmasın derken, tabi ki bunun riski, getirisi, götürüsü hesaplanmalıdır. Hasar alanla almayan aynı kefeye konulmamalıdır diyorum. Yoksa bakanlığın bahsettiği "ikisini birleştirelim" sözü sorunu çözmeyecek, zikredildiği gibi ücretleri iyice artıracaktır. Çünkü bırak kaskoyu açıklandığına göre yüzde yirmi zorunlu sigorta bile yapmazken, bakanlık her iki sigortayı da mecburi yapmaktan söz ediyor. Kaza riski fazla olandan istediği kadar yüksek ücret alınması abes sayılmaz (taksilerde ayda bir kaç kaza yapma riskinden dolayı 5-6 bin TL. ye kadar çıkan zorunlu ücreti, tavan ücret uygulandığından artan risk bizlere yansıtılıyor) fakat millet olarak bunun da bir hinliğini bulup her kazadan sonra alacağımız aracı başkasının üzerine almaya çalışırız. Bunun çaresi de sisteme ilk girene nispeten yüksek ücret çıkartılıp kaza yapmadıkça bir sonraki sene primleri hatırı sayılır şekilde düşmelidir.