@
rsimsek,
En son paragraftan başlayım." O kadar çok sineye çektiğimiz, hiç sorgulamadan her şeyi "çok normalmiş" gibi kabullendiğimiz,"mukadderat", "fıkratında var", "kader", "kısmet" "yerçekimi var, düşecek elbette, havada tutacak halimiz yok ya" ! deyip geçiştirdiğimiz.
Tabi konfor isteyen, zamanı kıymetli olanlar (?) kimlerse (!), zamanı kıymetli olan az biraz erken kalkar yada uçağı tercih eder, konfor isteyen mercedese biner, zaten özel şöförü vardır telefonla işleri ayarlarken köprüden mi geçmiş Yalova' dan mı geçmiş zaten farkında bile değildir. Hatta son moda, iş yerinin tepesine helikopter pisti yaptırır helikopterle gider-gelir. Konforu sevenler için benim emekli maaşım "çekirdek" parasıdır.
İşin gırgır tarafı bir tarafa, iyi bir arşivciyimdir. Rahmetli babamdan geçti. Bana bıraktıklarınıda aynen muhaza ettiğim gibi aynen devam ediyorum. Siz bana sorun 1985 yılında Ağustosun 25. de dolma biberinin pazar fiyatını size kuruşu kuruşuna bakar söylerim. Neyse, aşağıda bir fatura fotografı vereceğim, hiç aklıma gelmezdi fotografı çekip bu konuda kullanacağım neredeyse 40 küsür yıldır bodrumdaki dosyalarımdaydı. Lisenin sonunda ek olarak teknik resim kursuna gidiyorum. Çizim malzemeleri alınacak babamla o zamanlar fotografta gördüğünüz kırtasiyeciye gittik.Çizim için gerekli ıvır-zıvırı aldık, iş geldi bedeli ödemeye. Tam hatırlamıyorum 110-120 TL civarında bir para tuttu. Korkunç paradır bu tutar o zamanlar için, bizim pederin maaşının 6 yada 7 de biri. Ama ilginç olan babama kırtasiyecinin oğlunun söyledikleri....
"Biz size (devleti kast ediyor-O tarihte babam TKİ' de çalışıyor) satış fiyatından % 25 indirimle mal veriyoruz.Ali abi (babamın adı) size de bu indirimi yapacağım"
Sene 1966, tüccar - devlet ilişkisine bakın birde bu günkü "devleti nasıl sövüşlesem" anlayışına. Nereden nereye ve biz buna ilerledik
?....., 21600 km oto yolumuz vaaaaa, 81 ilde çalışmayan bölgesel hava alanlarımız var... nüfusumuz lafta 77 milyon vs. vs. ama ülkede adam kalmadı devletini seven...!!!!
"Sayın
@bipekkan da kesinlikle haklı. Fakat şöyle düşünmek lazım; kendisi kadar sıklıkla ve uzun süreli olmasa da ben de ihalelerde bulundum. Mevzu bahsi ihalelerde kendisi zikrettiği şartlarda o ihaleyi kotarmak ister miydi? Olaya bütün bakmak lazım. Yolcu garantisi de hesaplanarak fiyat verilmektedir. Yoksa 50 milyon € nu topla ve devret şeklinde değil ki!"
Çok basit bir cevabım var.
En son 1992 de yaptığımız bir ihalede devletin net 1.003.600 DM' ını kurtarmak uğruna tam 2010 tarihine kadar mahkemelerde ekibimle birlikte süründüğümü elbet bilemezsiniz. Üstelik çeşitli bilirkişilerce (İTÜ-Boğaziçi-ODTÜ dahil) verilen 14 adet ana ve ek bilirkişi raporu da % 100 lehimize olduğu halde. Kısacası benim köprülerimin altından çok sular aktı ve bu ülkenin ne olup olmadığını sapına, dipsiz kuyusuna kadar bilen 8-10 bin kişi varsa bu ülkede, biride benim.
Edindiğim tecrübeye göre son 30 yılda ve bunun son 14 yılıda dahil böyle ihaleleri kotarmak istemek, dini, manevi değerlerde bir tarafa, insan bir noktada "vicdan" denilen bir kavramla baş başa kalır. Bu durumları vicdanınıza yedirebiliyorsanız ne ala. Bana sorarsanız asla bu ülkede "tırnak çakısı alım" ihalesine bile bulaşmazdım. Hele hele teknik bir alanda asla bir tahsilde yapmazdım. Çünkü gerekmiyor, bu ülkeninde ihtiyacı yok böyle insanlara (!) Ya bakkal dükkanı işletirdim bir köşede (Onunda riskleri var
) yada yurt dışında elimde onlarca olan imkanlardan birini kullanır, emekli maaşımı bile oradan alırdım. Hiç olmazsa bu yaşta bir yığın hastalıkla uğraşmaz, tribünden ülkeme bakar sadece anlamsız bir şekilde "cık-cık" derdim.