Merhaba arkadaşlar
Forumda ilk konumu Skoda Rapid ile alakalı açmış bulundum.
Uzun bir zamandır ufaklığı değiştirmeyi düşünüyordum (Hyundai i10)
Sebebi de A segmenti bir Super Mini olması. Aslında öğrenci konumunda yada kız arkadaşım ile vakit geçirmeye gayette uygun olsa da uzun vadeli çekirdek bir aileye yetersiz geliyordu.
1060 kilo boş ağırlığa 3 silindir 66 beygir motor konursa sonucu az çok tahmin edebilirsiniz. [emoji52]
Not : Kibrit kutusu büyüklüğünde bagajı saymıyorum bile.
Sonrası piyasa araştırmasına girdim bütçemin yettiği kadar. (Bütçem 80.000 lira = aile desteği ile)
Annem mesela tam bir Mercedes Benz hastasıdır ikinci el 200 küsür binde W211 kasa Mercedes E alsam hayır demez, o derece.
Neyse bende W211 Mercedes E , istemesem de Bmw E60 (sırf şekli için) ve Audi A6 gibi E Segment'lerine baktım.
Gereksiz fiyat etiketleri, yüksek kilometre yapmış olmaları sebebiyle ikinci el E Segmenti sevdasından kısa sürede vazgeçtim. [emoji20]
E segmenti neyine arkadaşım diyenleri duyar gibi oluyorum.
Onunda kısaca özeti şudur ; Babam İnşaat Mühendisi ve bu sektörde çevresi baya geniştir...
Velhasıl kelam geçmiş bir zamanda bir arkadaşının 2007 model Volvo S80 T6'sını kullanma imkanım oldu , zehride ordan kaptım.
Sonra D segmentlerine ilgi duymaya başladım Bmw E90 3.20 D güzel bir alternatif oluyordu fakat dörtlü flaşörü bile neredeyse opsiyonla veriyor oluşu ve tipik tespihli keko arabası haline gelmesi yüzünden tiksindim Mercedes C180 k'yı araştırmaya başladım onlarında AMG paketi harici bir halta yaramayacağı için temiz bulma kriterim azaldı ayrıca ESP'nin kapanmıyor oluşu neden önden çeker değil ? sorularını kafamda oluşturdu.
Sonra sıfır kilometre candır gerisi maceradır felsefesine kapıldım ve piyasa araştırması ve inceleme videolarına kendimi verdim.
Toyota Avensis , Honda Accord gereksiz demode oldukları için eledim.
Mazda 6'yı malesef ki 2.0 litre mağduru olduğu için eledim , alsam bile yıllık vergisini ödeyemezdim.
Derken Opel İnsignia , Peugeot 508 , Passaaat ve Super B kaldı kafamda.
Peugeot 508 showroom'da inceleme fırsatı buldum sadece kapıyı açıp kapattım Tofaş Şahin sesi verince koşar adımlarla bayiden çıktım.
Ordan Opel İnsignia incelemeye gittim 1.6 T 170 beygir düşünüyordum otomatik vites 1.6 CDTi versiyonu deri koltuk paketi ile 115.000 liraya vereceğini söyleyince satış sorumlusu önce bir heyecanlandım , sonra test sürüşüne çıkınca hiç gitmeyen bir motorla baş başa kalınca ve sert süspansiyonları ile ben Opelim diye bağırınca vazgeçtim derken piyasaya yeni yeni Renault Talisman düştü, 1.6 DCi Twin Turbo 160 beygir ibaresini duyunca tüylerim diken diken oldu, derken inceleme videolarını izledim elektronik amortisörle dahi sert kalan süspansiyon sistemi moralimi bozdu.
Birde gidip yakından incelemek istedim 16 bit çözünürlükte kokpit ortası ekran (öyle ekran koyacaksan Tesla gibi olsun) , ve resmen suni deriyim diye bağıran pörsümüş bir kalça kadar sert yapılı bizon derisi koltukları görünce 140 küsür bin liralık fiyat etiketi ile tezat oluşturuyordu.
Deri koltuk dediğin kadın çantası kadar yumuşak deriye sahip olmalı. [emoji41]
Derken geriye sadece Pasaaat ve Super B kaldı önce Passat inceledim , hoşuma gitmedi.
Özellikle o ahşap görünümlü plastik kaplamaların çıtır çıtır ses yapması ve vites arkası bardaklıkların üzerinde kızak mekanizması sapanla fırlatılmış gibi gevşek duruyor oluşu işçilik kusuru olarak gözüme battı sonra Otopark.com'un hatırına hem 1.4 TSi 125 beygir manuel hemde 1.4 TSİ 150 beygir manuel test araçlarını kullandım ikiside hem performans hemde konfor olarak tatmin etmedi fakat tatlı sert yapılı süspansiyonların arkasında çok başarılı bir yol tutuşununun olduğunu öğrenmem bana hem saçma hemde etkileyici geldi.
Fakat sonradan aslında bir Fernando Alonso yada Michael Schumacher olmadığımı farkettiğim zaman D Segmentin de yol tutuşunun ne yararı var arkadan iten F30 sürücüsümüsün dedim.
Ve finalde geriye Super B kalmıştı standart haliyle bile Passat'tan 15.000 lira ucuz olması aklıma güzel hayaller soktu.
Mesela 0-100'e 1.5 ayda çıkan 1.6 TDi'yı almak yerine 1.4 TSi 150 beygir DSG alabiliyordum aynı paraya Passat ile geriye kalan 15.000 liralık açığa da ağzına kadar dolu opsiyon koyabiliyordum.
Ve bu gazla gidip Super B incelemesi yaptım satış sorumlusuna Carrido Kırmızı ağzına kadar opsiyon dolu Super B almak istediğimi söyleyince satıcının göz bebeklerinin büyüğüdüğüne resmen tanık oldum derken Annem'i zorla test sürüşüne çıkardım , konforu gerçekten şiirdi.
Derken anlaştık her iki tarafla da 15 gün bu hayalle mutlu olduk derken , bizim o kadar paramız olmadığını aslında en boş Super B bile alacak bütçemizin olmadığını anladım ve benim için büyük bir yıkım oldu.
Derken içim kan ağlaya ağlaya C Segmentlerine bakmaya başladım.
Astra K , Golf 7 , Focus , Mazda 3 , i30 , Ceed , Civic, Corolla, Jetta , Leon derken hiçbiri benim içime sinmedi 80.000 liraya piyasada istediğim gibi araba yok derken aklıma Skoda Rapid Spaceback geldi.
Oldukça şık bir tasarım ve Monte Carlo versiyonun kan basıncımı artırıyor oluşu beni resmisayfasında inceleme yapmaya yöneltti.
Şimdi soruyorum ;
Skoda Rapid Spaceback alayım mı ?
1.2 TSi DSG ve Monte Carlo donanım seviyesi ile olacak.
Renk Carrido Kırmızı yada Yarış Mavi.
Sizlerden yorumlar ve izlenimler istiyorum arkadaşlar.
Benzinli 1.0 3 silindir bir Süper Mini'den sonra 1.2 TSi 90 beygir yakıt olarak üzer mi ?
Konforu nasıl , yol tutuşu nasıl , iç mekanı, kronik sorunu vs varmı ?
En önemlisi CD sürücüsü var mı ?
Yorumları eksik etmeyin lütfen çok yazdım biliyorum , kusura bakmayın artık.
LG-H850 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi