Tampon değişmi gerçekten değer kaybına girmiyor. Aslında girmemeli de zaten, çünkü plastik bir parça neticede. sök tak bir parça. aynı lastik gibi. lastiğiniz patladığında ve değiştirdiğinizde de nasıl ki aracınız değer kaybetmiyor, aynı şey. yani spoyler gibi ya da ne bileyim kapı kolu gibi ya da ayna gibi. ha şu şekilde bir handikapı var. o da kötü ve kalitesiz boya/vernik kullanılma durumunda boyanın atması ya da zamanla renk değiştirmesi çabuk solması vs... ve bunun sonucunda tekrar boyatılmak durumunda kalınabilmesi durumu. onun dışında bu saydıklarımdan bir farkı yok tamponların. tampon değişti diye daha az ücret ödemek isteyen alıcılar bildiğin ölücülerdir uzak durmak lazımdır. ancak aracın metal parçaları veya şasi konusunda aynı şey geçerli değildir. zira metal parçalar boyasız kaldığında korozyona uğrar. o sebeple zaten araçları spray usulü boyamak yerine boya havuzuna batırıp çıkarırlar fabrikada. en küçük yerde dahi boyanın değmediği alan kalmasın o noktadan çürümeye başlamasın diye.
Şimdiden, "E kapılarda, bagaj kapağı veya ön kaput da sökülüp takılabiliyor" dediğinizi duyar gibiyim. elbette sökülüp takılabiliyor. ancak sonradan spray usulü boyamak, yine boya havuzunun ve vernik havuzunun yarattığı etkiyi yaratamayacağı için ister istemez aracınız, dış etkenlere karşı daha savunmasız oluyor.(nitekim çoğu araç firması gövdenin korozyonuna karşı ömür boyu garanti veriyor ancak fabrikasyon boya olması koşulu ile) ki zaten yakında bu değer kaybı olayı tarihe karışacaktır diye düşünüyorum. tüm araçlar hafifletilmek amaçlı(hafif araç daha az yakan araç demek, bu da her gün dahada sıkılaşan euro normlarına daha kolay ayak uydurmak demek) ve aynı zamanda tamir göremesin parçanın yenisi sipariş edilmek zorunda kalınsın diye(oradan kazanacak zaten parayı) karbon fiber malzemeden üretilmeye başlanacak. şimdilik sadece spor otomobillerde mevcut bu materyal sanıyorum ancak maliyetler düşmeye başladığında tüm araçlar bu sisteme geçecektir.
Firmalar araç satışından değil servis hizmetinden ve yedek parçadan para kazanırlar. Önceki aracım fiat punto idi 2011 model 34 bin tl'ye almıştık sıfır km. servis müdürüyle ahbap çavuş olmuştuk(çok arıza çıkarıyordu). o söylemişti bir defasında, bu aracın dizel versiyonu 41 bin tl diye..(enflasyona bak 41 bin tl'ye dizel punto varmış 5 sene evvel :/) aracın tüm parçalarının servis fiyatı ile son civatasına kadar toplamışlar üst üste ekleyerek... 252 bin tl çıkmış. yani aracı alırsan 41 bine. toplarsan 252 bine geliyormuş. neredeyse %500 kar her parçadan... servisler biraz da bu sebepten direkt parça değişimine giderler. kaskonuzdan direkt olarak %500 karla alırlar parasını zira ve daha az işçilik süresi tutar toplamda, parçayı düzeltme kaynaklama vs. uğraşmayacakları için...
Ülkemizde değişen veya boyanan parçalara ve hatta sandık motor uygulamalarına karşı hatalı bir tutum sergilendiği konusunda sizinle hem fikirim. Piyasanın nasıl oluştuğu ve insanların nasıl bu hale geldiği konusu ise bir başka konu.
Bizim konumuza dönecek olursak, otomotiv sektörü genel olarak galvaniz kaplamalı sac kullanıyor. Gövde pas garantisine başka türlü kimse giremez.
Boya havuzu ise maalesef modern üretim tesislerinde bulunan bir imalat süreci değil. Bahsettiğiniz veya gördüğünüz olsa olsa daldırma kaplama türlerinden biri olabilir. Boya/vernik işlemi robotlar tarafından her aracın her parçasında aynı kalınlıkta olacak şekilde yapılıyor.
Öte yandan sıvı boyayı lokal de uygulasanız, robotla da atsanız mecburen sprey (püskürtme) yöntemi ile yapmak durumundasınız.
Karbon fiber kısmı da yakın gelecekte imalat süreçlerine dahil edilebilir durmuyor. En azından mevcut otomotiv imalat sürecine kıyasen imal etme işçiliği oldukça yüksek ve standartlaştırmak da zor. Yani doğası gereği seri üretime uyarlanabilir değil.
Hasarsız iken çelikten daha dayanıklı olan karbon fiber parçaların içerisinde minicik bir kesit bile çıkartılmış/kırılmış olursa aşırı kırılgan hale gelmesi ve tamir edilememesi de cabası.
Eu normlarını tutturmak için yakıt tüketiminden ziyade emisyon değerleri öne çıkıyor. Aynı aracı karbon fiber malzeme ile hafifletip daha az yaktırmak pahalı bir çözüm bunun yerine egzozdan çıkan gazın içerisine adblue adı verilen sıvının püskürtülmesi ile hem emisyon değeri aşağı çekiliyor hem de bittikçe tekrar satılan bir kalem daha ürün gamına eklenmiş oluyor. Bir taş iki kuş hesabı
Sigorta tarafı ise doğal olarak bizlerin satın aldığı rakamlara parça tedarik etmiyor. Yani yapılan toplama hesap olarak düzgün gözükse bile pratikte o şekilde çalışmıyor. Buna ek olarak sigorta kullanılarak yapılacak parça değişim/onarım kararı servisin yetkili olduğu bir alan değil. Eksper gelip neye karar verirse ona uygun davranmak zorundalar.