Sistemin uygulanışındaki yanlışlıklar, sistemin yokluğundan daha zararlı bence. Hız limitleri konusunda uyulan standartlarda bir problem var veya kahvehane sohbeti gibi çalışan bir karar heyeti var.
- Bir çok yerde hız kuralları yolun yapısıyla uyuşmuyor. Aklı başında bir çok sürücü edindiği tecrübelerle gitmesi gereken azami hızı tahmin edebilir. İşi şansa bırakmamak adına tabelalara uyduğunuzda bazen "demek ki bu nedenle burada limit düşükmüş" diyebiliyorsunuz. Bu bazen virajların sertliği, eğimin çokluğu veya asfaltın yapısından anlaşılıyor. Ama çoğu zaman neden o hızla gitmeniz gerektiğini anlayamıyorsunuz. Bildiğim kadarıyla tabelası olmayan bir hız düşürme nedeni bulunmuyor.
- Bir çok yerde azami hızı düşürmek için makul mesafe bırakılmıyor. 110km/s limitli yolda birden bire 70km/s tabelası ile karşılaşabiliyorsunuz; fakat o da ne; 100 metre sonra 50km/s tabelası, bir 100 metre sonra ise 30km/h tabelası var. Bu yolda 100km/s ile seyir ediyor iseniz 30km/s altına inmek için 7-8 saniyeniz var. Elbette teoride bu süre hızı düşürmek için yeterli, fakat bunun için gereksiz yere 10km/s2 ivmeyle yavaşlamak gerekecek. Bu ivme yaklaşık 0.28G gücünde oluyor; 80kg bir insanda 22kg basınç, 1500kg araçta 420kg öne yığılma demek. Çoluk çocuk yolculuk ederken rally heyecenı yaşamak istemediğimiz için genelde makul ivmeyle yavaşlarız. Bu sırada ceza yeme olasılığımız var.
- Sadece hız denetimi bence adil değil. Uzun yollarda en büyük problemlerden biri kural ihlali yapan ağır araçlar. Özellikle eğimli yollarda 40km/s ile giden kamyonu başka bir kamyon 45km/s ile sollamaya çalışıyor ve bu orta şeritten 90km/s üstü hızda seyreden diğer araçlar için büyük tehlike oluşturuyor. İki şeriti tıkayan bu kamyonların peşine takılmak istemeyen diğer kamyon veya otobüs ise üçüncü şeride geçiyor ve hızlı giden araçlar için tehlikeyi arttırdığı gibi uzun süre açılamayan yoğunluğa neden oluyor. Gereksiz sollama yapmaya çalışan bencil kamyon sürücülerine engel olmak çok zor olabilir ama üçüncü şeride çıkmaları kesinlikle yasak olduğundan dolayı denetlenmesi çok kolay bir durum.
Sonuç olarak, trafik denetleme sistemlerinin vatandaşın güvenliğinden ziyade gelir kaynağı amacıyla kullanıldığını düşünüyorum. Günde ortalama 1.5 saat araç kullanıyorum ve bu kadarcık süre içinde bile onlarca kural ihlali yapan sürücü görüyorum.
Neredeyse hiç uyulmayan kural ihlalleri;
- Geçiş önceliğine uymamak
- Sollama şeridi ve emniyet şeridi işgali
- Takip mesafesine uymamak
- Kırmızı yandıktan 2-3 saniye sonra bile geçişe devam etmek
- Çıkamayacağını bildiği kavşağa girerek diğer yönlerin trafik akışını engellemek
- Dönüşlerde ve şerit değiştirirken sinyal vermemek
- Durmak için yavaşlarken sinyal vermemek
- Dururken flaşör açmamak
- Ters yönde gitmek
- Sollama yapan aracın şeridine dönmesini engellemek
- Ana yola kontrolsüz çıkmak
- Soldaki araçtan hızlı gitmek (sağdan sollamak)
- Makul mesafe olmadan başka araçların önüne kırmak, makas atmak
- Yaya geçidinin önünde duran aracı sollamak
- Kırmızı ışıkta durmamak (kırmızı yandıktan 2-3 saniye sonra geçenler değil, bunlar hiç bir zaman durmaz)
- Ağır vasıtaların en sol şeridi kullanması
- Ağır vasıtaların binek araçlar kadar, hatta daha yüksek hız yapması
- Makul limitin üstünde hız yapmak
Bunlar sadece aklıma gelenler, kim bilir unuttuğum neler var. Sadece bazen belli noktalarda kota doldurmak için kesilen cezalar dışında bu ihlallerin neredeyse hiç biri cezalandırılmıyor. Bu ülkeyi terk etmeyi istememdeki en büyük nedenlerden biri budur. Öyle bir hale gelmişiz ki, trafik kurallarına uyan insanlar garip karşılanıyor ve aşağılanıyor.
-- gereksiz örnek --
Oturduğum sitenin otoparkında araç koyacak o kadar yer varken, herifin teki çıkış yolunu engelleyecek şekilde kamyonetini bırakıp gitmiş. Çoluk çocuk bekliyoruz, bu arada diğer taraftan da gelmek isteyen de kamyonet nedeniyle bekliyor. Herif 10 dk sonra geldiğinde bana 1 dakkalığına geldiğini söylüyor; diyorum ki benim hayatımdan 1 dakikayı benim rızam olmadan alamazsın, araç koyacak yer çokken (ambulans falan değilsen) bunun hiç bir bahanesini hoş görmek zorunda değilim. Aldığım yanıt şu "öldün mü!". Bu olayın benzerini kesin yaşamışsınızdır. Tabi herif çekilince yine geçemiyorum; çünkü diğer taraftaki araçtaki adam tepki göstermediği gibi benim daha uzun süredir beklediğimi ve kendisinin 2 metre geri gitmesiyle geçebileceğimi bildiği halde kamyonetten oluşan boşluğa daldı ve geçişimi engelledi. Sonra ben 15 metre geri giderek bu muhterem şahsa yol verdim. Sonra kamyonet sahibi maganda arkamdan geldi ve site çıkışına kadar taciz etti. Ara sokaklarda izimi kaybettirdim. Biri zaten maganda, diğeri "ben şurdan sessizce sızayım da diğer insanlar ne halleri varsa görsün" tipi vatandaş modeli. Trafiği çoğunlukla bu iki model oluşturuyor.
-- gereksiz örnek --
Sorunun temeli ise tamemen "bencillik". Tabi bu ülkede bencillik sonucu başka insanları mağdur eden veya devletin "yol" hizmetinin aksamasına neden olan kişiler makul oranda cezalandırılmadıkları için gün geçtikte daha da kötüye gidiyoruz; maalesef bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor.
Öncelikle her gün hayattan soğutan, maddi kayıplara uğratan, hatta bir çok insanın hayatını elinden alan bu "basit" görünümlü ama toplumun kültürünü etkileyen ihlaller engellenmelidir. Bence başlama noktası burasıdır; bunları çözmeden oluşturulacak hiç bir sistem ne kurrallara uyan insan oranını arttırır, ne kazaları azaltır, ne de devletin hizmet kalitesini arttırır; sadece devlete ve bazı kurumlara gelir sağlar.
Gereksiz uzun bir yazı oldu, kusura bakmayın. :gaz: