Kendi turumu yazayım (2 sene önce eşim ve çocuğumla yaptım).
Beylikdüzünden sapancaya varış ve kahvaltı. Kahvaltı yaptığım yer Çiftlik Çerkes Kahvaltısı isminde bir mekan. Kahvaltısı 10 numara, tesis yeşillikler içinde.
Daha sonrasında safranboluya gidiş ve orada 1 gün konaklama. Safranbolu'da genelde tüm oteller, eski konakların butik otele çevrilmesiyle elde edilmiş. Ben Havuzlu Asmazlar Konağı'nda kaldım, memnundum.
Safranbolu muhteşem bir yer. Çok iyi korunmuş ve çarşısı çok otantik. Burada özellikle kanyonu ve tepesindeki cam seyir terasını mutlaka görün derim. Ayrıca buraya yakın birkaç mağarayı da görmek isteyebilirsiniz.
Safranbolu'dan sonra, Bartın-Amasra yolundan gidip, dünyaca ünlü ağaç tünellerinden geçin.
Burada en az 1 gün konaklayın. Amasra şirin bir yer.
Burada gezin, tozun. Ancak denize girecekseniz yakınlardaki Cide ve Kurucaşile koylarına gidin araçla.
Amasra'da uygulama otelinde kaldım, ama hiç memnun değildim. Tavsiye veremiyorum. Burada oteller genelde full çekiyor. Erken Rezervasyon önemli.
Sonrasında Kastamonu'ya gidiş. Burada etli emek yemeden gitmeyin. Ama konaklamayı burada yapmadım.
Oradan Sinop. Burada Ahmet Muhip Dranas Uygulama Oteli'nde 1 yerine 2 gün kaldık. Burası Türkiye'nin en güzel koylarından Hamsilos Koyu'na yakın bir yer. Deniz muhteşem. Oteli fazla bilen yok. Otelin kendi kumsalı var. Deniz genelde çarşaf gibi.
Sinopta ayrıca Erfelek barajı ve çevresindeki alabalık tesislerini de görmek isteyebilirsiniz. Buradan yine erfelek şelalelerini de mutlaka görün derim.
Amasra ve Sinop arasında epey koy var. Arabanın arkasına mutlaka katlanır sandalye ve şemsiye atın. Belki gözlerden uzak bir yerlere rastlarsnız
Sinoptan sonra direk Ordu. Burada isterseniz konaklayabilirsiniz. Ama kalmayacaksanız da mutlaka Teleferikle şehri tepeden görün.
Biz sonrasında memleketim olan Trabzon'a geçtik. Şehre girmeden Akçaabatta köfte yiyin. Şehirde sırasıyla Sera gölü, Sumela manastırı, Boztepe, Atatürk köşkünü dolaşın.
Trabzon'da mecburen kalacaksınız en az 1 gün. Benim akraba ve arkadaşlarım olduğundan konaklamaya para vermemiştim. Dolayısıyla otel tavsiye edemiyorum.
Buradan Çaykara'ya gidin ve Uzungölü ziyaret edin. Sabah gidip 1 gün kalabilirsiniz. Ancak ben tavsiye etmem.
Çaykara'dan sonra Rize'ye geçin ve ayder yaylasına çıkın (Villa De Pelit'de kaldım, memnundum). Burada 1 gün mutlaka kalın.
Ayder'den sonra muhteşem bir doğa güzelliği içinde olan Zilkale'yi dönüşte es geçmeyin.
Rize sonrası bence Artvin'e geçmezseniz karadeniz turu yapmış sayılmazsınız. Çünkü Artvin diğer illere göre doğası nispeten daha bakir bir yer. Sabah yola çıkıp (yol çok virajlı) mutlaka Borçka'da Karagöle gidin. Bu arada Şavşat'ta da karagöl var karıştırmayın (vaktiniz çoksa buraya da gidin, benim vaktim yoktu). Karagöl'de eminim hayatınızda hiç görmediğiniz kadar güzer bir manzara göreceksiniz. Buraya giderken yanınızda mangal götürme ihtimaliniz olsa müthiş olur. Çünkü göl kenarındaki tesiste yiyecek birşey bulmak zor.
Karagöl'den sonra durmadan Maçahel yaylasına gidin ve buradaki Tema Vakfının Konuk Evi'nde 1 gün kalın. Buradan bal almayı ihmal etmeyin.
Maçahel'de Türkiye'de tek kırımda dökülen en yüksek şelale olan Maral Şelalesi görmeniz gerek (Resimde şelalenin dibinde görünen minik şeyler insan
. Ancak yol çok kötü. Ben köyden 4x4'ü olan birini tuttum. Aracı riske atmadım.
Maral Şelalasine kadar arabayla gidilip, buradan yaklaşık 25 dk yürüme olduğunu da söyleyeyim şelaleye kadar.
Biz tüm bu geziyi yaptıktan sonra dönüşte Ordu'da mola verdik. Samsun üzerinden Bolu'ya gidip orada 1 gün kaldık (Ab-ı Revan Butik Otel'de kaldım. Fiyat ve hijyen süperdi) Kaldığımız odanın penceresi, direk ormana bakıyordu.
Tüm bu güzelliklerden sonra maalesef mega köy İstanbul'a döndük.
Sorunuz olursa özelden yazın yardımcı olayım.