Nasıl az yakarız?
Bu durumun her motor için genel geçer bir açıklaması yoktur. Başta Otto ve Diesel olmak üzere birbirinden alakasız iki çeşit motor var zaten. Ama yinede bir şeyler karalamaya çalışayım.
Öncelikle motorunuzun özelliklerini ve tepkilerini gerçekten iyi bilmek gerekiyor ve olayın birde psikolojik boyutu var, arkamdan gelen gökdelen gibi dorseli Axor selektör çakıp duruyordu, asla sinirlerinizi bozmayın, bu yüzden disiplinden kopacaksanızda hiç başlamayın bence zaten bu işe. Basmazsan 3.5 yakar, bassam 5 yakar lan nolacak sanki diyip fazla tınmam derseniz, bu işten zevk yerine zul duymaya başlarsanız zaten ben ve anlattıklarım size saçma sapan şeyler gibi gelecektir. Ama artık cidden koymaya başladı bana, hem hız cezaları hemde yakıt fiyatları. Uzun vadede güzel tasarruflar elde edilir. Tabi görece "güzel" tasarruflardır bunlar. Günde 100 km bindim, 1.5 litre az yaktım bana 4.5 TL bırakır. 10 günde 45 TL
Bana iyi para ama zenginsen kasma. 10.000 km de 450 lira.
Şimcik, baştan bütün pasif tüketim artırıcıları yok etmek lazım. Örneğin gündüz far falan yakmam abi burası Belçika değil, TR'de saçmalık. Far açmayın. Daha sonra hava karardığı zaman farları açacağız değil mi? Bu beraberinde bir çok ampül yakacak.
Ön ve arka parklar, Plakalıklar, içerideki tüm gösterge torpido aydınlatmaları vs...
Torpido aydınlatması en kısıkta olsun.
Öncelikle ön parkları LED yapın, plakalıkları LED yapın ve Xenon kullanırsanız iyi olur. Xenonlar hem daha iyi aydınlatır ve daha az elektrik çekerek çalışır, çok daha az. Yaz-kış arabayı çalıştırıp hareket etmeden evvel (turbo ise) max. 30 saniye bekleyin ve derhal harekete geçin. Ben atmosferik bir arabada saniye beklemezdim.
İlk harekete geçer geçmez horç diye gazı pampiklemeyin. Ve asla düşük viteslerde araca fazla çevirtmeyin. (dizelde 3000 gibi mesela, bir TDI 3000 devirde asla şehir içinde ihtiyaç duymayacağınız ve tahakkuk edemeyeceğiniz kadar güç üretir, alt viteste bu gücün bir anlamıda yoktur zaten)
Tabi aracınızın bakımlıda olması lazım, yani yağının çok kıral bir yağ olması gerek. Rastgele 10-40'tır her arabaya uyandır Castroldür kıraldır paşadır şeklinde bir hareket bilmiyorum, TDI için kalındır. Bu ne demek peki? Turbo yağlamasında zaafiyettir (tabi bunlar çok düşük %'ler ama yapacağımız tasarrufta ben her 100 km'de 0.2 litrenin hesabını yapıyorsam onuda yaparım) Yağ tam spesifikasyona uyacak ki, rahat kaysın, ince yağ olsun dirence binmesin silindir. Açın bakın hurdacılar sitesinde kapağı sökülmüş bir 1.4 TDI'ın ne kadar aslında küçük, avuç kadar bir makine olduğunu göreceksiniz. Her şeyin önemi var.
Yakıt filtresini max. 25-30 bin km'de bir değişirim. Eskimiş filtre her zaman çok yaktırır. Yani anlatmak istediğim araba ilgili ellerde olacak, titiz bakılmış olucak.
Bunları niye anlatıyorum, 15.000 km'dir yağı filtresi değişmemiş adam çıkıpta bana yalan sölüyon 5 litreden aşağı yakmaz demesin diye. Zaten bunları skodam'a falanda koymuyorum adım gibi eminim arabaya eşek niyetine binen veya sorsan kaç bin km yolun var diye daha ehliyeti olmayan adamlar ahkam kesip yalanlayıp asabımı bozacak çünkü.
Neyse, konumuza dönelim. Arabayı bitirdik, gelelim insan faktörüne. Birincisi arabada 4-5 kişi iseniz bu durum daha önemli bir hal alır, 100 km'de bir 0.5 litre eklemek lazım üzerine TDI için konuşuyorum. Bunu belirteyim.
Şöför faktörü. Olayın %75'idir yani bence. Biraz bu konudaki teknikler mi desem teknik değil aslında tarz yani, bilimsel bi açıklama falan değil sadece 50.000 km lik Fabia TDI tecrübelerimden çıkardıklarım, zaten hepiniz az çok tamamını bilirsiniz, biz direksiyona geçmeden öncede bilirmuşsunuzdur ama içinizdeki o tozlu arşivlenmiş bilgileri canlandırmalı. Zira bende canlı
He birde gereksiz her ağırlıktan kurtulun.
Buradan sonra anlatacaklarım 1.4 TDI içindir. Zira her araba farklı, mesela ben Frontera'da en güzel tüketimi 1300-1500 devirlerde yakalardım, Fabia o devirde gitmez bile 4-5 viteslerde
Öncelikle dur-kalk trafiğindeki tepkileriniz mühim. Metre metre ilerleyen trafikte sürekli debriyaj+gaz yapıcaksınız. Gaza yarısına kadar basıp cihazı 2500-2750 devre çıkarırsanız zaten olay bitmiştir
Debriyajınızı öyle iyi tanıyacaksınız ki, resmen volan baskıyı okşayacak kalkışlarda. Böle tın tın tın yeni uyanmış köpek gibi ağır ağır kalkacak araba. TDI için düzde 1250 (+-250 rpm) yeterlidir, istop ettirirsiniz, doğaldır, zira baskıyı iyi bırakamışsınızdır, yani debriyajı.
Arabayı okşaya okşaya çok minik bir titreme efekti alabilirsiniz, debriyaja biraz daha sakin davranın geçecektir, gazı azıcık ittirin hemen düzelir.
Araba kalktı trafikteki tüm arabalar gibi, ama artık sizin bir farkınız var, onlar horrrr gaz toynaklarken siz artık çok düşük emisyon salınımları ile hareket edeceksiniz artık.
Öndeki araba gitti, bizde yukarda dendiği gibi harekete geçtik ya, trafiğin durumuna göre öndekinin duracağı vakti kestirin, ya hemen geri debriyaja basıp arabayı salın, yada asla hızı artırmayın, 1. viteste hiç bişeye basmazsanız 10'la gider kendi zaten düzde anlık bi 5 civarı ile. Şayet baktınız trafik yürüyor, 1.viteste hiç anırtmayın, 1500 gibi 2 leyin, yine abartı bi eğim yokken tabi, 2 de sakin sakin trafiğin o sıkı akışında akmaya çalışın, 2. vitestede hiç bişeye basmadan istop etmeksizin gider 20 civarı bi hız ile
Ve az ilerde trafiğin duracağını kestirdiğinizde sakın ola ki tam öndekinin kıçına girince frene basmak zorunda kalmayın, evvelden salın arabayı, sal abi, sürüne sürüne aksın... Zaten duracak.
Resmen araç okşanacak.
Ve trafik açıldı veya açık bir yoldayız, nasıl ivmelenelim, zira yakıtın gözüne ivmelenirken kor araba.
Şöyle ki, hop 1'ce 30 2'de 60 3'te 80... Böle harıl harıl olmaz. O zaman yakar. 1. viteste arabayı azcık ittirir ittirmez 2 leyin, mesela 1. viteste 20 km hıza çıktıktan sonra, şanzımanlar biraz uzun gelecektir ve aracı zorlayacaktır diye düşünebilirsiniz, ama bunun önüne şöyle geçiyoruz, asla ve asla şiddetle gaz ittirmeyeceğimiz için motor karışım oranında sıkıntı yaşayıp boğulmayacaktır. 2. viteste yine ayağımız o kadar narin itecek ki gazı hızlanmak için, motor hiç titremeden bir bakmışsınız 2500 devre gelmiş, ama bunun için sabır lazım, ağğııııırrrr ağır devirlenecek. Hırrr diye yapacaksan olmaz o iş, çok yaptım biliyorum
2. viteste max 2500'ü görünce 3'leyeceğiz, yine 3. viteste okşar stil 2500 devre gelicez, ve en son vitesimiz 4. vites.
4. viteste düzde mutlu mesut gider, rampa gelirse azıcık gaz ittirme ile devri 2250'nin biraz üzerine atmalıyız. Ama bu esnada çok yakacaktır. İşte benim anım anım anırdığım mevzu bu, yokuşa gelince gaz ittirmek veya vites düşürmek olmamalı, yokuştan önce meyil aşağı ise gaz kesip 0.0 okumak yerine bi anlık 2-2.5 görerek çoook rahat 4. vites devri 2000'den 2500'e atlar, 2500'dede rahat tırmanır zaten 4'te kuşkunuz olmasın. Yokuşun derecesine göre 4.5-7 arası okumak doğal anlık. Ama düşük devir yakalanırsan 12-14 okursun.
Sabit gidişlerde ise 4. vites yine çok ekonomiktir, inişi-çıkışı-düzü araba flextir, 2500 de tınmaz her şeye ve az yakar. Ama 5. viteste öyle değil işte, 5. viteste size tüm samimiyetimle söylüyorum ben 110 km'nin altında mutlu mesut gidemiyorum. Rampa görünce ya çok gaz yada 4 istiyor. Tabi cihazı çok küçümsediğimi sanmayın gazı koduğum gibi o da .....na kor elbet hara güre titre mitre toplar ama yaktında
Yazık gerek yok, biz okşar stil, dizel makinesini mazottan çok hava ile götürmeye çalışan insanlarız.
Dediğim gibi 5 uzun gelir. Biraz acele varsa ve yakıttanda feragat etmeyi gerektirirse ben 5 te 120'ye kitleyebilirim, zira 90 ile (ki öle rahat gitmez 90 ile, uzun 5. vitesin 2000 devrine tekabül eder ve ıkınır makine sabit kalmak istedikçe) arasında fazla fark yok. 90 yerine kastırıp 4'te 75'e sabitlerim.
Yol ilerde durmanızı veya ciddi yavaşlamanızı gerektirecekse bunu çok çok önceden sezerek o yere kadar ki mesafeyi beleşe getirin, gaz kesin, devir düşünce alın peygambere, tam artık fren zamanı gelince zaten mini bi fren dokunuşu ile duracaktır.
Hem yakıttan, hem balatadan tasarruf
Gelelim anlık ekran ile seyahat durumuna. Asıl adama ekonomiyi yaptırtan bu mübarek olay işte, direk püskürtülenden oranlar şırrak diye verir yaktığını hort diye. :p
Kimi yol olur ki dümdüzdür ama ayağınız biraz gazda kalmıştır, anlık 4.7 falan okursanız, çooook çok mini mini bir geri çekme yapın, yani çok az, hemen 2.x'lere düştüğünü göreceksiniz, çok yaşarım bu durumu, mesela rampa bitimlerinde artık geri gelmeli o ayak biraz. Tamam yol düzelir anlıkda düşer ama birazda siz düşmesine yardımcı olun ki ekonomi tam olsun.
Bir diğer karşılaşılabilecek durum ise devir 2000-2250 arası olsa dahi tüketim sapıtabilir, 8-9-10... gibi, derhal 3 leyip, daha az gaz vermeyi deneyin
Motor kasılıyordur, tüketim artık çok önemli değil, gerekli koşullar alt vitesten itibaren tekrar sağlanır.
Rampa iniş görünce hep uyanığız, derhal gaz kısacağız. 0.0 yazdırınca dizellerde kompresyon çok yüksek, iniş aşağı olsa bile devir kaybına uğraması muhtemel, o yüzden anlık 1-2 li bir şeylerde kalırsak daha sağlıklı olur.
Bakın bir diğer mevzu biz hızımızı aslında hep artırmak istemeliyiz en boş beleş yoldan. Yeri geliyor coğrafyamda 6-7 km'lik inişler oluyor, korkmayın, 5 leyin değecektir çünkü, anlık 2 seviyelerinde hızınızı artırmaya çalışın yer çekiminin yardımı ile, 160'lara kadar çıktığım oluyor kimi inişlerde bu şekilde, peki bu hız bize ne sağlar? Şunu;
Her inişi geri çıkarsınız
Geri çıkarken, rampaya sarılınca gazı biraz daha ittirin, anlık tüketiminiz mevcut ortalamanızın 1 litre falan üzerinde olmalı en fazla, ve hız kaybetmekten korkmayın, bu şekilde az yakarak zaten kendi hızımız olan 70'e kadar ne kadar geç düşersek o kadar kâr
Birde şu durum var, memlekete 2 gün kar yağar ama vatandaşım 4 ay kışlık lastikle gezer ve yaptığı her kilometrede gereksiz yere fazladan yakıp durur. Yuvarlanma direnci yüksek kış lastiği asfaltta arabaya fazla yaktırmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Ben özellikle bu kelek lastiklerimi seviyorum, o kadar düşük ki yuvarlanma direnci, çok rahat hareket ediyor araba.
İşin güvenlik boyutu var, ben orasını lastik yerine zaten halletmeye çalışıyorum
Tabi klima falan açarsanız zaten biraz artar tüketim, fazla açmamaya çalışın, 75 km gibi düşük bir hızda sağ ön camı iki parmak aralayın, birde sol arka camı aralayın ki pom-pom yapmasın, içersi gayet güzel oluyor bahara kadar idare eder bir sistem.
Olayı anlık tüketim ekranını açık tutarak kafada bitirmek o psikoljiye girmek lazım, bunu yaptıkça aracı tanıyacaksınız. Daha da az yakmaya başlayacaksınız. Dizel makinesi sabit devri sever, hava ile yürür. Belli bir devre ulaşıp sabitleyin ne yaparsanız yapın dalgalı kullanmayın benzinli gibi, sevmez. Kimi yolda 160'a çıkana kadar 16-17 yakar ama rampa mampa bilmem 160'e sabitle 6-7 ile gider
Sabit devir çok önemli dizelde.
Tabi aracı sürekli böyle kullanmamakda lazım. ayda bir kez, iniş aşağı temiz açık bir yolda ciğer açmak lazım. Şöle sabah saatlerinde soğuk havada, iniş aşağıda olsun ki zorlanmasın, çokda yakmasın, hali hazırda geçerken bi topuklanabilir bir kaç km anlık 10-11 görürsünüz o kadar.
İstop etmeden biraz beklemeyi unutmayın.
Şimdi gelelim çeşitli olası eleştirilere, len Hakan 7.500 km'de bir bakıma sokuyon, 100-120 liralık yağ kullanıyon, hani len bunun tasarrufu?
Birincisi ben cahil değilim arabaya eşek muamelesi yapacak, o benim para ile satın alınmış metâm. Ona fazla bakmak benim için bir extra gider değil, gelecek için şimdiden edilmiş tasarruftur. Öle zırt pırt araba alıp satmam, tecir değilim. Tabi kişiden kişiye değişir, sonsuz saygılıyım ama şanzımanına bile 115 liralık yağ koyup ben hay anasını gitti bütün para yerine, şanzımanı uzun seneler kurtardık diyorum kendi kendime. 120-130 bin km'de yağlama zaafiyetinden bir prizdirek bilyası dağılıp şanzıman açılsa ben masrafı bırak arabadan soğurum.
Yürüre mekaniğe iyi bakmalı, çekingen ve korkak bir sürüş tarzı ile bu değerler zor değil.