Öncelikle Beko fabrikasının ordaki radarı çoğu Ankaralı bildiğinden sakin başlar yolculuk, Şeker Fabrikasının ışıklarında her ne kadar işkence çekilmişde olsa yeşili uzundur, teselli edicidir.
Valla tıkandı mıydı aynen Şaşmazın ordan sol bacak bi başlar Çiftliğin oralarda saçmalamaya başlarsın istop etmeye falan yazar artık yada fazla kaçırırsın, bir iki tıklama görürsün, Sıhhiye ayrımının oralara doğru artık zıvanadan çıkarsın, tamponda iki çizik için trafiğin anasını belleyenlere sülale kapsamlı selamlar söylersin, en ufak boşluğu tam gaz doldurursun, şerit seçmekten artık beyin soğancığı ısınmış sürekli restart atmaktadır, hep girdiğin şerit tıkanır çıktığın ilerler niyeyse, önünde boşluk verirsin radyoyla oynarken bi bakmışsın 18 tekerlekli çekiciler treylerler önüne kırmış, aha diyorsun otobüs yolu (banketle ayrıdır) boş dalarsın oraya hooop Sincan makineleri tamda o esnada durağa kuyruğu diziverir aniden, önleri tıkanır, kavşaktan sağa ayrılacağı için ışık onları gerilere kadar kuyruklatır, lan acaba Çiftlikten ayrılsam mı? Tren beklemezsek yaşadık olum dersin bi girersin kol gibi kuyruk...
Daha yazayım mı? Sorun söleyim 57 bin kmlik kısa şöförlük hayatımın yarısı o yolda geçmiştir :hanz: