Yav hazır öğrenciyiz bi WAT yapalım dedik. Amerikaya bundan ucuza gitmenin bunca zaman geçirmenin başka yolu yok gibi. Herkes gidiyo dedim la bende bi gidiyim V8'lerin sesi nasıymış bi bakıyım dedim :++: :++:
Zaten biliyom gittiğim yerde herkes Türk olacak :++: Irgatlık edecez saati 7.5 dolardan
Bugün vize görüşmem vardı. Öğleyin gittim. Gider gitmez emperyalızmi bileklerime doğru hissettim. Sora belime doğru tırmandı :hanz::hanz::hanz:
Anasını satim konsolosluktan çıkan Silverado'nun Suburban'ın hesabı yok, garibim dönemiyor Çankaya'dada kale gibi yavrular :++: :++: ho-lo, ho-lo :lol:
Sırf vize görüşmesine gitmeye 131$ zaplıyolar, nolcak sanki dedim aha gitti depoya
Evrak kontrolü zart zurt tırıvırıstan işlerden sora salona geldim, dışarda bekle bekle kıçım donduydu karla karışık yağmur vardı bugün. Lan bi girdim sıcacık, ortada bi TV açık onunda kanalı CNN, değişmiyo hiç :lol: Her yer Amerikan bayrağı, Washington resimleri neyim
Lan gözüm etrafa bakınıyo, kalorifer peteği neyim yok. Nası ısıtırlar ki diyom burayı aklım basmadı. Heralde yerdendi. Biraz heyecan oldum küçük su dökim dedim, anasınııııı umumi elçilik helâsında sıcak su akıyor :hanz::hanz::hanz::hanz::hanz:
Etrafını görseniz nası çevrili, yüksek demirler teller neyim, en üstünde bi sıra tel daha var, 4 metre yüksekliğinde vardı temiz, demirlerin iç yüzünede rampa yapmışlar ki olduda telleri aştın, aşağıya kay diye, tam yere doğruda dikine bi beton dökmüşler kayıp ona çarp geber diye.
Parmak izi alacak bi Amerikan Ablam, dedi sol elin 4 lüsünü guy, koydum, sağ 4 lüyü ver dedi, onuda verdim, baş barnahlar dedi, onuda verdim. Taam dur dedi. Bekliyom. La dedi Hakan bi daha koy hele, senin serçe çıkmıyo dedi. Valla dedim benim el ayak biraz büyüktür bu cihazda ufak şindi dedim. Bi koptu, İngilizce kahkahada başka oluyor ha. :++::++:
Hıaaah şinci oldu perfekt verdi bağa. Ama baya kızardı gülmekten. Git otur dedi numaranı gözle bi daha çağırılcan dedi. Böle Ziraat bankasının gelişmişini düşünün, panoda numaran yanıyo gidiyon. O şekil.
Eyi tamam dedim tam döndüm gidiyom, arkadan Thanks! diye bağırdı güldürdün beni diyo
Dedim nolacağmış ya ayıpsın.
Oturduk bebeler var yine orda sen nere ne iş muhabbetleri falan. Ben ortaya kahveyi kurdum :hanz::hanz::hanz:
Neyse sıram geldi gerdeğe yollarlar gibi mülakata yolladılar, bu sefer o Amerikan Abla yoktu. Bi ince adam esmer. Adı vermiyimde İtalyan adı belli. Geldim yanına.
Nörüyon dedi.
Dedim iyi çok şükür sen nassın?
Saol ya iyilik nolsun uğraşıyoz dedi. Baktım diet cola içiyo, (içimden) lan dedim totoş ben kahvaltıda Ballantine's götürürken sen nörürsün ki? :++: :++:
Hangi okul dedi.
Dedim Gazi, İktisatım dedim.
Seviyon mu ki iktisat dedi.
Valla kötü sordun dedim. Ama eeh belki işte seve seve seviyoz tarzı bi cümle kurmaya çalıştım :++:
Takip ediyon mu dedi?
Dedim eh biraz anlarım dedim, borsa falan fişman.
Bişi okuyon mu dergi gaste neyim?
Dedim valla öle abartı şeylerim yokta xxx gazetesinin köşe yazılarına bakarım dedim.
İyi iyi dedi. Ne zaman mezun olucan dedi.
Valla kesin olmamakla birlikte 4-5 sene çeker dedim, uzarda kısalırda, flex yani dedim.
Böle bi cık cık falan tarzı oouuvlamar uvvlamalar. Nere gidicen netcen dedi.
Anlattım biraz bişiler.
Bi sessizlik oldu, bilgisayarla oynuyodu bişiler, arada koladan ötürü geğiriyordu. Belgelerimi imzaladı. Dedi ki Hakan vizeni verdim ama şu şu evrekları Amerika'da yanından ayırma dedi.
Hay saol dedim biliyom zahar ayırmam dedim.
Yapma yauv ne çok biliyon la sen dedi kızdı. :rock1::rock1: (Oh, really, so you're pretty smart, ha?)
Thankkk yoouuu soo much lafını basıp kaçtım :++:
UPS kargo gişesi var. Oraya gidiyon, adres veriyon pasaportuna vize basıp verdiğin adrese yolluyolar. Ben sponsorun adresi verdim. (konsolosluğa 1 km falan :++:)
Dedi 11 TL UPS masasındaki kız. Ooooo-ha! çektim. La bana İstanbuldan menzernalar 3 TL'ye geliyo la dedim. Bu kızda bi sağlam güldü :hanz::hanz::hanz: Napiyim kazık işte dedi, kıymetli evrak dedi. La dedim siz basın vizeyi ben gelir alırım, davşan Eryaman'dan Çankaya'ya yakmaz o kadar git-gel :hanz::hanz::hanz:
Hasılı vizeyi aldık, şimdi işin en tuz serpilmiş oturulacak kazığı uçak bileti kaldı, ne kadar az kan kaybıyla atlatırsak o kadar iyi