Bilmeyenleriniz vardır eminim..Belirtmemde fayda var.Zira bizim işimizide ilgilendirdiği için size belirtme ihtiyacı duydum..
Şimdi şu lejyoner hastalığı banyo yaparken 35-45 derece su kullanırız genelde.Bazılarımız ise kaynak su ile banyo yapmayı sever.Evet işte kaynak su ile banyo yapanlar biraz daha şanslı..
İrfan abinin bu konu ile daha net bilgisi vardır.Zira bakteri bilimiyle uğraşıyor kendisi..
Şu lejyoner bakteriler 20-45 derece su sıcaklığında yaşıyorlar.
Bakteri içeren suların ve özellikle klimaların yayılmasını kolaylaştırdığı hastalık, bakteri içeren su damlacıkları ya da aerosolün solunumla vücuda girmesiyle başlar. Bakteri içeren suların içilmesi hastalığa neden olmaz; hastalık, kişiden kişiye bulaşmaz. Legionella bakterisi, sıcaklığın 20-45 derece arasında korunduğu SPA havuzlarında, hava nemlendirici cihazlarda, bahçelerde kullanılan sulama sistemlerinde ve şehir suyu şebekesinde kolayca gelişebilir.
Lejyoner hastalığının grip benzeri belirtileri, bakterinin vücuda girmesinden sonraki 2-10 gün içinde ortaya çıkar. Belirtiler; baş ağrısı, iştah kaybı, kas ağrısı, yeşil renkli ya da kan lekeli balgam çıkarılmasına doğru ilerleyen kuru öksürük, bilinç bulanıklığı, ateş, kimi durumlarda karın bölgesinde kramp ve ishal olarak sıralanabilir. Teşhis, balgam kültürüyle doğrulanabilir; birçok antibiyotiğin, hastalığın tedavisinde etkili olduğu görülmüştür. Tedavi edilmediği durumlarda hastalık ölümcül olabilir.
Özellikle boylerli(Sıcak su depolayan sistem) sistemlerde lejyoner koruma aktif edilmeli.Satışını yaptığımız cihazların boyler sistemlerine elektronik kontrol cihazı ile programlanıp sıcak suyun kullanılmadığı (Gece 3-4 arası mesela) saatlerde boylerin sıcaklığını 80-90 derece çıkartılması gerekmekte ve böylelikle bakteri oluşumunun önüne geçilmekte..
Banyoda su kullanırken 35-45 derece gibi sıcaklıklarda oluşan buhar yoluyla vücüda girer ve bakteri vücuda yerleşir.Ölümcül bir hastalıktır. Bilginiz olsun istedim.Geçtiğimiz günlerde eğitim notlarımı karıştırırken aklıma geldi paylaşmak istedim.
İnternette biraz araştırınca klima hastalığı olarakta bilindiği belirtilmekte.Ama en çok sıcak su sistemlerinde, banyolarda karşılaşılmakta bu bakteri ile..
Lejyoner Hastalığı, Legionellaceae ailesinden L. Pneumophilia adlı bakterinin neden olduğu pnömoni yani zatürre hastalığı olarak tanımlanır. Hastalığa neden olan bakteri 1977 yılında Philadelphia�a Lejyonerlerin toplantısı sırasında ortaya çıkan salgınla birlikte ortaya konulmuş ve bu nedenle Legionella adı verilmiştir.
Bakteri nemli ortamlarda ve akarsu ya da göllerde yaşar ve bu ortamlarda uzun süre canlılığını koruyabilir. Bakteri bu özelliği nedeniyle klima sistemlerinde de yaşayabilmekte ve bu sistemde oluşan aerosollerin ortamda bulunan insanlarca solunması sonucu akciğere yerleşerek hastalığa neden olmaktadır. Hastalığa halk arasında klima hastalığı denilmesinin sebebi de budur. Hastalığı neden olan bakteri büyük oteller ya da buna benzer kuruluşların su sistemlerine doğal kaynaklardan bulaşabilir ve bu sistemler içerisinde bakım ve dezenfeksiyon koşullarına uyulmadığı takdirde üreyebilir. Su sisteminde üreyen bakteriler su boruları, banyo armatürleri gibi çeşitli ortamlarda üremelerin devam ederek suyun kullanımı sırasında oluşan aerosollerin solukla akciğere alınması sonucu hastalığa neden olur.
Hastalık daha kronik akciğer veya karaciğer hastalıkları, kanserler, şeker hastalığı, alkolizm, yoğun sigara kullanımı neticesi savunma sisteminin zayıflaması sonucu ortaya çıkar yani bu sayılan durumlar lejyoner hastalığı için risk faktörü olarak kabul edilebilir.
Hastalığın belirti ve bulguları nelerdir? Hastalığın belirti ve bulguları hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonu belirtilerinden, ölümcül seyreden zatürreye kadar çeşitlilik gösterebilir. Legionella bakterisinın neden olduğu zatürre hastalığında ateş, halsizlik, baş ağrısı, karın ağrısı, yaygın kas ağrıları, deri döküntüleri, kuru öksürük, nefes darlığı gibi belirtiler kısa sürede ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye çıkabilir. Bu hastalarda diğer zatürrelerden farklı olarak sıklıkla akciğer dışı belirti ve bulgular da görülür. Karın ağrısı, bulantı �kusma , ishal, bradikardi (kalp atım sayısının azalması) bu belirtilere örnek olarak sayılabilir. Ayrıca bu hastalarda bilinç bozukluğu da görülebilir. Hastaların fizik muayenelerinde pnömoniye has bulgular mevcuttur.
Tanı yöntemleri nelerdir? Bu olgularda çekilen akciğer grafileri sadece pnömoni bulguları verir yani hastalığın lejyoner hastalığı olduğunu kanıtlayacak özel bir radyolojik bulgu yoktur. Kan sayımında lökosit sayısı normal olabilir ya da hafifçe artmıştır. Karaciğer enzimlerinde ve LDH enzim düzeyinde yükselme, hiponatremi, böbrek fonksiyonlarında bozulma saptanabilir. Sedimantasyon genellikle yüksektir. Bu bulguların hiçbirisi lejyoner hastalığı için spesifik değildir ve tanı koyduramaz. Kesin tanı için her şeyden önce hekimin hastalıktan kuşkulanması ve bu hastalığın tanısına yönelik tetkikleri istemesi gerekir. Balgam, kan ve idrarda Legionella bakterisi ya da onun antijenleri tespit edilerek tanıya ulaşılır.
Tedavi Hastalığın tedavisinde antibiyotiklerden yararlanılır. Ancak lejyoner hastalığında tedavi için kullanılan antibiyotikler ve bunların kullanım süreleri diğer pnömonilere göre farklılık gösterir. Tedaviye yanıt genellikle çabuk olmakla birlikte ağır seyreden bazı olgularda sekeller kalabilir.
Kaynak : Doç.Dr.Benan Çağlayan
Gökhan ÖZ
Isıtma soğutma uzmanı/Elektrik teknikeri
Mayıs 2010