Bir süredir malum sebebpler nedeniyle internete girmiyorum. Bu arada gelişmelerden kısaca bahsedeyim. Avukatımı tazminat talebinin açıklamadığı davayı kazansam bile sadece aracın tamiri ile ilgili dilekçe yazdığımızı söyleyere uyardım. İlave bir dilekçe ile tazminat hakkında beyan dilekçesi yazdık.
Dilekçeyi verirken kalemdeki vatandaş hakimin bir aylık izne çıktığını istersem ertelenmesi için dilekçe verebileceğimi söyledi. Tanık dinleme olacakmı diye sordum. Büyük bir ihtimalle dinlemez dediler.
Bugün duruşma vardı. Tanıklardan biri eşim olduğu için ayrıca duruşmanın dinleneceği tarihe kadar oğlumuzun doğma ihtimalinin yüksek olmasından dolayı eşimi götürdüm. Site güvenliğinden gelen vatandaş ordaydı. İlk defa gördüğüm için olayı sordum. Araca boya döküldüğünde kendisinin olay yerinde olduğunu söyledi. Ancak daha sonrasını görmediğini söyledi.
Duruşmaları 3'er 3'er diğer hakimlere paylaştırmışlar. Bizimkine bakacak olan hakim geldi. Davalılar gelmedi. Hakim davayı açtı. Konuşmaya başladı. Konuya girip tanıkların dinlenmesini talep etmeyi planlarken hakim tanıkları sordu. Geldiklerini söyledim. Hakim Mübaşire:
Hakim: Tanık kürsüsü nerde? dedi.
Mübaşir : E e efendim köşede duruyo
H : Hep orada mı durur?
M : Evet efendim hep orada durur.
Yüzünde bu ne biçim mahkeme salonu der gibi bir ifadeyle birinci tanığı çağır dedi. Güvenlik görevlisi geldi. Hakim bütün soruları bağırarak sordu. Hatta arabanın çizildiğini gördünmü diye sorduğunda bizim tanık "gögögördüm" diye titrek bir sesle cevap verdi. İçimden aferin hakim benim alamadığım cevabı sen aldın dedim. Sonra eşimi çağırdı. Biraz daha yumşamıştı. İfadesini aldı. 12.08.2009 tarihine erteledi. Arada işin hangi inşaat firmasına verildiği sorulacakmış. İlk duruşma için dört, ikinci için iki, üçüncü için bir ay süre verildiğini hesaba katarsak bir sonrakinin onbeş gün sonraya erteleneceğini düşünüyorum:)
Tutanak ekte.