škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

aşkın gücü matematiğin gizemi ile birleşince

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mayham85

  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 2736
    • Profili Görüntüle
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi ...onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.
Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser.

Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin. Ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.
Göreceğiniz manzaraysa şudur mirim:

Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır ....

 
not:alıntıdır.


Çevrimdışı lrfan

  • Yönetici
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 30143
    • Profili Görüntüle
    • http://www.skodaturkey.com
Çıraklık eseri Şehzadebaşı Camii bile içimi okşar   :ok:


Çevrimdışı alpko

  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 569
    • Profili Görüntüle
Mimar Sinan, camileri insa ederken isik lambalarindan cikan 'is' leri bir odaya toplayip, murekkep ureten sonra da bu murekkep ile ayni caminin yazilarini yazdiran ustadir, sanatcidir..  Ne kadar saygi duysak azdir..


Çevrimdışı seyyah

  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 1322
    • Profili Görüntüle
Kanunî Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan doğma kızı Mihrimah  Sultan, büyüyüp evlenme çağına gelince, kendisine bir koca arandı. Saray  ve çevresinde pek çok aday vardı. Bunlar gözden geçirilirken,  Enderun’dan yetişen ve padişaha bağlılık ve sadâkatiyle tanınan, üstelik  de bekâr olan Diyarbekir Valisi Rüstem Paşa üzerinde duruldu. Padişah  ve nazdar eşi Hürrem Sultan, biricik kızları Mihrimah’ı ona vermeye ve  Paşa’yı kendilerine damat edinmeye karar verdiler. Paşa’nın rakipleri ve  onun başına böyle bir ikbal kuşu konmasını çekemeyenler, sultanla  nişanlanması söz konusu olunca ortaya ciddî bir dedikodu attılar:
«Rüstem Paşa, cüzzam illetine müptelâdır!»
Bu  haber, saraya bomba gibi düştü; iddianın gerçek olması korkunç bir  şeydi! Muhteşem Süleyman, bu damat adayını bir devlet ve idare adamı  olarak çok takdir ederdi, ayrıca kendisine olan sadâkatinden de emin  bulunuyordu. Bu hâdisenin, ona haset edenlerin bir iftirası  olabileceğini düşündü; aksi hâlde Rüstem Paşa’yı aday listesinden hemen  kazıyıp atardı. Vakit geçirmeden saray hekimbaşısı çağrıldı.
Sultan Süleyman sordu:
“–Hekimbaşı, cüzzam illetinin en aşikâr delil ve alâmeti ne ola?”
Hekimbaşı, cihan padişahının huzurunda etek öperek cevap verdi:
“–Saadetli  Sultanım, cüzzamın en açık alâmeti, illete müptelâ kimsede kehlenin  bulunmamasıdır, yani cüzzamlıda bite rastlanmaz!”
Bu bilgi  üzerine, hassa hekimlerinden Mehmet Halîfe huzura çağrıldı ve kimseye  söylememesi sıkıca tembih edildikten sonra, mesele anlatıldı. Sonra da,  bu işi gereği gibi teftiş ve araştırmaya memur edilerek Diyarbekir’e  gönderildi.
Kısa zamanda Diyarbekir’e ulaşan Mehmet Halîfe, Paşa’nın  huzuruna çıkıp fermanı kendisine uzattı. Rüstem Paşa’yı soyup, tepeden  tırnağa iyice muayene eden hekim, sonunda Paşa’nın gömleğinde küçük bir  bite rastladı. Geldiği hızla Dersaadet’e dönen Mehmet Halîfe, huzurda  etek öperek beklenen müjdeyi verdi:
“–Rüstem Paşa cüzzamlı değil!”
Artık  hem biti bulan hekim, hem de bitli Rüstem Paşa için ikbal yolu  açılmıştı.2 İstanbul’a davet edilen Paşa, parlak bir düğün yapılarak  Mihrimah Sultan’la evlendirildi.


Olacak bir kişinin bahtı kavî, talihi yâr
 Kehlesi dahi mahallinde anın işe yarar!