Ben askerligimi Ankara Etimesgutta pek kisa donem olarak (6 ay)
yaparken ve cuma gununden evci cikarken bile mutlu degildim.
Ama bakın sonra neler oldu. Bir gun bize Kurtulus dizisinde rol alacagimiz soylendi. Konu
memleket meselesi olunca tabii, sahsi cikarlarimizi bir yana birakip
senaryoyu okumadan kabul ettik teklifi.
Sahnelerin Polatlida cekilecegini soylediklerinde icime biraz kurt
dusmedi degil.
Polatli topcu okuluna bir geldik ki Belene kampindan farksiz bir
yer. 2000 kisiyi cole saldilar ve cadirlarinizi kurun dediler.
Ertesi gun bir kismimiza kuvva-i milliye, bir kismimiza yunan, ve
diger gavur askeri kiyafetlerini dagittilar. Tabii bizim kuvva-i
milliye kiyafetleri yirtik pirtik. Ayni kiyafetle cekim yapip, yatip
kalkip yasiyoruz. Sabah bir matara su veriyorlar ve bir matara
suyla her turlu
)) ihtiyacimizi karsiliyoruz.
Saat 08:00 de otobuslerle sete gidiyoruz. Set dediysem yanlis
anlasilmasin Yildiz Tepe. Sakarya meydan muharebesinin gectigi yer.
Rivayete gore (resmi tarihte boyle bir bilgi yok) tepe daha once
bizimmis. Bizimkiler yeterince stratejik gormeyip birakmislar ve
Yunanlilar aldiktan sonra da aymislar ve tepeyi geri almak icin
taarruza gecmisler. (Bu konuda tarih bilgisi olan varsa ve beni
aydinlatirsa cok sevinirim).
Neyse, cekimler baslamadan once TRT nin citir kizlari 2000 kisiye
makyaj yapiyorlar ve tabii ki 1999 Abaza makyajlarini silip
yeniden yaptirmak icin siraya giriyor. J
Makyozlerden biri tanidik cikti ve kizcagiza bizimkilere ulasmasini
ve bana temiz camasir vs. gondermelerini soyledim.
Savasmak pis bir is. Insanin ustu basi batiyor. Tepenin basinda bir
komutan. Asagidan pire gibi gorunuyor ve asagida biz yani 2000
asker.
Komutan megafonla hucum diye bagirgyor ve biz Allah Allah
nidalarıyla gavurun ustune yildirimlar gibi cakiyoruz. Tabii bu
sirada birilerinin olmesi gerekiyor ve herkes daha az kosmak icin
olmek istiyor.
Olume talep cok olunca komutan (cakmak cakmak bir teğmen-enteresan
birisi) bu isi siraya soktu. Bu sefer kim olecek diyince herkes
elini kaldiriyor. Ama bizim bir kisa donem var, her defasinda
siyatik, dalak sismesi, koroner kalp yetmezligi gibi hastaliklar
bahane ederek olmek istiyor ve adamin tum saydigim ve sayamadigim
hastaliklari icin raporu var. Komutan kim olecek diyince herif her
defasinda bir rapor ibraz ediyor ve olme hakki kazaniyor. E n
sonunda komutan “lan ne bicim herifisin be, sen zaten olusun olum”
diyerek ona her cekimde olme hakki tanidi.
Bir keresinde de ben olmeye hak kazandim ve olme yerim de yunan
siperine 5 metre kala. Yaklaşık 300 metre tirmanmamiz gerekiyor
yani. Neyse hucum emirini aldik ve Allah Allah Allah… tirmanmaya
basladik, tabii ben savasmayali yillar olmus biraz hamlamisiz.
Nefes kesiliyor. Buffaloda top kosturmaya benzemiyor.
Benim olme mekanima daha cok var ve benim gozum karardi ve artik
bacagim cekmedi.
Ben de erken olmeye karar verdim.
ve yandim Allah diyerek goge yukseldim, silahimla havada bir yay
gibi gerildim ve koca bir dag gibi devrildim ve en yuce kata
erme serefine nail oldum.
Buraya kadar olayin butun hamasi yonu bir anda traji-komik bir hal
aldi. Tabii olduk ve devrildik ama; Yildiz tepe, dik bir tepe
hafiften.
Olduk ama basladik yuvarlanmaya. Her taraf tas, kaya, cakil. Oramiz
buramiz yirtiliyor. Zaten elbise dedigin caput parcasi.
Yirtiklardan filan don paca geziyoruz. Ben bir taraftan
yuvarlanirken bir taraftan tutunmaya calisiyorum . Tufek bir tarafa,
matara ve diger techizatlarim bir tarafa, ben bir tarafa
yuvarlanip duruyoruz.
Durmak mumkun degil. Guya olduk rol icabi; ama can tatli tabii.
Velhasil olsen bir turlu olmesen bir turlu.
Ertesi gun biz yunanli olduk ve temmuz sicaginda bize kase elbiseleri
giydirdiler. Uzun donemlerden biri tutturdu ben yunanli olmam diye.
“Abi ben yunanli olursam koye donemem, anamin babamin yuzune nasil
bakarim” diyor. Olum ulan rol icabi bir sey olmaz dedikse de
dinletemedik ve herif ictimaya cikmadi.
Tabii bizim bolukten biri yunan olmayi kabul etmeyip cekimlere
katilmadigi icin ceza yedik. Bu ara tuvaletleri cukur acip bez
paravanlarla insa ettik.
Gece bir ruzgar cikiyor, colun ortasinda comelmis yuzlerce ay
parcasi ortaligi aydinlatiyor.
Yunanli oldugumuz gun yine yayilmisiz ortaya hucum emri
bekliyoruz. Hucum emri geldi ve basladik taarruza. Bu sefer gavur
olarak.
Ve bizim boluk salak gibi yine Allah Allah nidalariyla saldiriyor.
Tepeden yakin cekim de yaptiklari icin son derece dikkatli olmak
gerekiyor aksi taktirde cekim tekrar ediliyor ve bir cekimin
hazirligi 3 saat filan suruyor.
Ulan dedim “manyak misiniz olum biz yunanliyiz ne Allah Allahi”.
Demez olaydim. Cekim devam ederken bizim boluk durdu. Oradan biri
peki ne diyecegiz diye ortaya son derece kritik bir soru atti. Boluk
konuyu tartismaya basladi.
Bu arada yuzlerce at yanimizdan gok gurultusu halinde geciyor.
Ortalikta bombalar patliyor. Gurultuyu ve arbedeyi anlatamam.
Diger yunan bolukleri yanimizdan Allah Allah diye geciyorlar ve
gecerken bizim boluge bakip ulan bunlar ne yapiyor savasin
ortasinda diye anlamsiz anlamsiz bakiyorlar.
Olum birakin tartismayi hicbir sey demenize gerek yok kosun yeter
diyorum ama bomba sesleri ve at kisnemelerinin arasinda beni pek
sallayan yok. Dallamanin teki bir dakika diye kukredi, beb buldum
“Makarios” diye bagiralim dedi. Bu olaganustu fikir de bir sure
tartisilmaya deger goruldu ve sonuc tahmin ettiginiz gibi sahne
yeniden cekildi.
Cunku yukaridaki kameralar bizi ayna gibi cekmisler. Savasin
ortasinda bir grup yunanl hararetli bir sekilde tartisiyor.
Bu arada mayinlarin daha iyi patlamasi icin icine at pisligi
koyuyorlarmis ve bunu kimseye soylemediler.
Daha ilk cekimde basladik kosmaya ve yanimizda, sagimizda solumuzda
bombalar patliyor. Ortalik bir anda bok gibi kokmaya basladi ve
gokten basimiza at boku yagiyor. Ensemizden at boku oldugu gibi
iceri. Herkes durdu ve uyuz gibi elini sirtina sokup basladi
kasinmaya.
Sonuc yine tahmin ettiginiz gibi. Cekim sil bastan.
ALINTIDIR..
Askerlik anılarından hoşuma gitti paylaşmak istedim.
http://www.askerlikhatirasi.tk/portal/2009/08/etmesguttan-polatliya-cekime/#comments