škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

Etimesguttan Polatlıya çekime!

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kalender

  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 628
    • Profili Görüntüle
Ben askerligimi Ankara Etimesgutta pek kisa donem olarak (6 ay)
yaparken ve cuma gununden evci cikarken bile mutlu degildim.
 Ama bakın sonra neler oldu.

 Bir gun bize Kurtulus dizisinde rol alacagimiz soylendi. Konu
memleket meselesi olunca tabii, sahsi cikarlarimizi bir yana birakip
senaryoyu okumadan kabul ettik teklifi.
 Sahnelerin Polatlida cekilecegini soylediklerinde icime biraz kurt
dusmedi degil.
 Polatli topcu okuluna bir geldik ki Belene kampindan farksiz bir
yer. 2000 kisiyi cole saldilar ve cadirlarinizi kurun dediler.
 Ertesi gun bir kismimiza kuvva-i milliye, bir kismimiza yunan, ve
diger gavur askeri kiyafetlerini dagittilar. Tabii bizim kuvva-i
milliye kiyafetleri yirtik pirtik. Ayni kiyafetle cekim yapip, yatip
kalkip yasiyoruz. Sabah bir matara su veriyorlar ve bir matara
suyla her turlu )) ihtiyacimizi karsiliyoruz.
 Saat 08:00 de otobuslerle sete gidiyoruz. Set dediysem yanlis
anlasilmasin Yildiz Tepe. Sakarya meydan muharebesinin gectigi yer.
Rivayete gore (resmi tarihte boyle bir bilgi yok) tepe daha once
bizimmis. Bizimkiler yeterince stratejik gormeyip birakmislar ve
Yunanlilar aldiktan sonra da aymislar ve tepeyi geri almak icin
taarruza gecmisler. (Bu konuda tarih bilgisi olan varsa ve beni
aydinlatirsa cok sevinirim).
 Neyse, cekimler baslamadan once TRT nin citir kizlari 2000 kisiye
makyaj yapiyorlar ve tabii ki 1999 Abaza makyajlarini silip
yeniden yaptirmak icin siraya giriyor. J
 Makyozlerden biri tanidik cikti ve kizcagiza bizimkilere ulasmasini
ve bana temiz camasir vs. gondermelerini soyledim.
 Savasmak pis bir is. Insanin ustu basi batiyor. Tepenin basinda bir
komutan. Asagidan pire gibi gorunuyor ve asagida biz yani 2000
asker.
 Komutan megafonla hucum diye bagirgyor ve biz Allah Allah
nidalarıyla gavurun ustune yildirimlar gibi cakiyoruz. Tabii bu
sirada birilerinin olmesi gerekiyor ve herkes daha az kosmak icin
olmek istiyor.
 Olume talep cok olunca komutan (cakmak cakmak bir teğmen-enteresan
birisi) bu isi siraya soktu. Bu sefer kim olecek diyince herkes
elini kaldiriyor. Ama bizim bir kisa donem var, her defasinda
siyatik, dalak sismesi, koroner kalp yetmezligi gibi hastaliklar
bahane ederek olmek istiyor ve adamin tum saydigim ve sayamadigim
hastaliklari icin raporu var. Komutan kim olecek diyince herif her
defasinda bir rapor ibraz ediyor ve olme hakki kazaniyor. E n
sonunda komutan “lan ne bicim herifisin be, sen zaten olusun olum”
diyerek ona her cekimde olme hakki tanidi.
 Bir keresinde de ben olmeye hak kazandim ve olme yerim de yunan
siperine 5 metre kala. Yaklaşık 300 metre tirmanmamiz gerekiyor
yani. Neyse hucum emirini aldik ve Allah Allah Allah… tirmanmaya
basladik, tabii ben savasmayali yillar olmus biraz hamlamisiz.
Nefes kesiliyor. Buffaloda top kosturmaya benzemiyor.
 Benim olme mekanima daha cok var ve benim gozum karardi ve artik
bacagim cekmedi.
 Ben de erken olmeye karar verdim.:)
 ve yandim Allah diyerek goge yukseldim, silahimla havada bir yay
gibi gerildim ve koca bir dag gibi devrildim ve en yuce kata
erme serefine nail oldum.
 Buraya kadar olayin butun hamasi yonu bir anda traji-komik bir hal
aldi. Tabii olduk ve devrildik ama; Yildiz tepe, dik bir tepe
hafiften.
 Olduk ama basladik yuvarlanmaya. Her taraf tas, kaya, cakil. Oramiz
buramiz yirtiliyor. Zaten elbise dedigin caput parcasi.
 Yirtiklardan filan don paca geziyoruz. Ben bir taraftan
yuvarlanirken bir taraftan tutunmaya calisiyorum . Tufek bir tarafa,
matara ve diger techizatlarim bir tarafa, ben bir tarafa
yuvarlanip duruyoruz.
 Durmak mumkun degil. Guya olduk rol icabi; ama can tatli tabii.
Velhasil olsen bir turlu olmesen bir turlu.
 Ertesi gun biz yunanli olduk ve temmuz sicaginda bize kase elbiseleri
giydirdiler. Uzun donemlerden biri tutturdu ben yunanli olmam diye.
“Abi ben yunanli olursam koye donemem, anamin babamin yuzune nasil
bakarim” diyor. Olum ulan rol icabi bir sey olmaz dedikse de
dinletemedik ve herif ictimaya cikmadi.
 Tabii bizim bolukten biri yunan olmayi kabul etmeyip cekimlere
katilmadigi icin ceza yedik. Bu ara tuvaletleri cukur acip bez
paravanlarla insa ettik.
 Gece bir ruzgar cikiyor, colun ortasinda comelmis yuzlerce ay
parcasi ortaligi aydinlatiyor.
 Yunanli oldugumuz gun yine yayilmisiz ortaya hucum emri
bekliyoruz. Hucum emri geldi ve basladik taarruza. Bu sefer gavur
olarak.
 Ve bizim boluk salak gibi yine Allah Allah nidalariyla saldiriyor.
Tepeden yakin cekim de yaptiklari icin son derece dikkatli olmak
gerekiyor aksi taktirde cekim tekrar ediliyor ve bir cekimin
hazirligi 3 saat filan suruyor.
 Ulan dedim “manyak misiniz olum biz yunanliyiz ne Allah Allahi”.
Demez olaydim. Cekim devam ederken bizim boluk durdu. Oradan biri
peki ne diyecegiz diye ortaya son derece kritik bir soru atti. Boluk
konuyu tartismaya basladi.
 Bu arada yuzlerce at yanimizdan gok gurultusu halinde geciyor.
Ortalikta bombalar patliyor. Gurultuyu ve arbedeyi anlatamam.
 Diger yunan bolukleri yanimizdan Allah Allah diye geciyorlar ve
gecerken bizim boluge bakip ulan bunlar ne yapiyor savasin
ortasinda diye anlamsiz anlamsiz bakiyorlar.
 Olum birakin tartismayi hicbir sey demenize gerek yok kosun yeter
diyorum ama bomba sesleri ve at kisnemelerinin arasinda beni pek
sallayan yok. Dallamanin teki bir dakika diye kukredi, beb buldum
“Makarios” diye bagiralim dedi. Bu olaganustu fikir de bir sure
tartisilmaya deger goruldu ve sonuc tahmin ettiginiz gibi sahne
yeniden cekildi.
 Cunku yukaridaki kameralar bizi ayna gibi cekmisler. Savasin
ortasinda bir grup yunanl hararetli bir sekilde tartisiyor.
 Bu arada mayinlarin daha iyi patlamasi icin icine at pisligi
koyuyorlarmis ve bunu kimseye soylemediler.
 Daha ilk cekimde basladik kosmaya ve yanimizda, sagimizda solumuzda
bombalar patliyor. Ortalik bir anda bok gibi kokmaya basladi ve
gokten basimiza at boku yagiyor. Ensemizden at boku oldugu gibi
iceri. Herkes durdu ve uyuz gibi elini sirtina sokup basladi
kasinmaya.
 Sonuc yine tahmin ettiginiz gibi. Cekim sil bastan.
ALINTIDIR..
Askerlik anılarından hoşuma gitti paylaşmak istedim.
http://www.askerlikhatirasi.tk/portal/2009/08/etmesguttan-polatliya-cekime/#comments
\'\'Ben\'\' Yaradan\'dan Ötürü Yaradılanı Sevdim... Yaralayanı\'\' Değil..!



Çevrimdışı aliergun

  • Kıdemli Üye
  • ****
    • İleti: 281
    • Profili Görüntüle
    • http://www.hobbyrc.com

Çevrimdışı dgn

  • Yönetici
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 7891
    • Profili Görüntüle

Çevrimdışı mygokhan

  • ŠKODA
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 15590
    • Profili Görüntüle
Çok iyiydi..:)
2004 Skoda Fabia 1.2 HTP
2007 Skoda Roomster 1.2 HTP
2011 Skoda Fabia II 1.2 HTP  
2012 Fiat Doblo Cargo maxi 1.3 Mjet
2015 Ford Courier Van 1.5 TDCI



Çevrimdışı gokcen59

  • \"Keyif Adamı\"
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 5199
    • Profili Görüntüle
:D:D:D:D
-------------------------------------------------


Çevrimdışı mdindas

  • hürgeneral
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 4181
    • Profili Görüntüle

Çevrimdışı aenkur

  • Yeni Üye
  • *
    • İleti: 26
    • Profili Görüntüle

Çevrimdışı hiko

  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 2103
    • Profili Görüntüle
Çok güzel bir skeç yapılabilir.Ancak başlık daha çarpıcı olsaydı daha çok okunurdu...
Torunlarına ajnlataxcak çok şey vardır sizde...
Biz yedek subaylık yaptığımız için fazla bir şey çıkmaz...
En çarpıcısını paylaşayım.. Gebze'de 15.kolordu da Nöbetci subayıken; bir İstanbullu fırlama vardı hergece dışarıya içmeye kaçardı. Özellikle onu takibe aldım ; ama nafile gene kaçmış,,, kelle saydırıyorum, kendim sayıyorum, silah saydırıyorum, gene sonuç aynı koğuş tam gözüküyor...( yandaki koğuştan adam getirip, kendi yerine saydırıyormuş, öbür garibanın başı yanmasın diye affetmiştim)
« Son Düzenleme: 19 Ekim 2010, 11:34:51 Gönderen: hiko »
:ok:Neşeli ve Sağlıklı forumlar dilerim


Çevrimdışı mygokhan

  • ŠKODA
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 15590
    • Profili Görüntüle
Benim anım böyle komik değil ama açıkçası heyecanlıydı :)

Yeni bölük komutanı Özgür tüten yüzbaşı bölüğe hep yenilikleri aşılıyordu.Sürekli yeni şeyler falan geliştiriyordu.En son öneri kutusu yaptı.Herkesten önerisini yazıp bu kutuya atmasını istedi.Bende illa bişey geliştiricem ya, hani teknoloji adamıyız ya :D Gittim GSM frekansları ile alakalı ve bunu orduda kullanılması ile ilgili bir kaç öneride bulundum.Aslında USA'nın kullandığı 1900 mhz GSM frekansını biz neden kullanmıyoruz gibilerinden bir yazı yazdım postladım..1 hafta geçmedi -ki önce takım komutanı BÇVŞ çağırdı yanına, ardından bölük astsubayı, ardından bölük komutanı....Çalıştığım 3ncü ordu karargahında bile yankılanmış olay.GENSEK idari kısımdaki BÇVŞ' 'ta benle konuştu.Ardından GENSEK başkanı binbaşı'da yanına çağırdı :D Tabi ben tırsıngen..:kiki: Ama neymiş olay, bu konuları ben nerden biliyormuşum..:P Sanki neyse bu bilgiler :D Bu bilgiler brifing konuları imiş :) Hatta bu bilgileri neden istiyormuşum? Terörist gibi değerlendirilebilirmişim meğer...:Çok uyardılar beni..Sonra içimden askerliğimi yakmamak için araştırma geliştirmeye ordu'da devam etmeme kararı almıştım :) Hatta komple bölüğün önünde benimle ilgili konuştular.Tabi isim vermeden. :)
2004 Skoda Fabia 1.2 HTP
2007 Skoda Roomster 1.2 HTP
2011 Skoda Fabia II 1.2 HTP  
2012 Fiat Doblo Cargo maxi 1.3 Mjet
2015 Ford Courier Van 1.5 TDCI



Çevrimdışı xxman

  • New York Subesi
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 537
    • Profili Görüntüle
Gökhan tırsma dedin de benimde böyle bir anım var :)
 
Tarih:Şubat 2006
 
Yer: Erzincan - 3. Ordu Muhabere Alayı Tabur Komutanlığı 1. Bölük
 
Konu: Kurmay Başkanına Yakalanmam. Ardından kendimi Harekat Başkanının odasında bulmam...
 
Kısa dönem olmama rağmen zorunlu gerekçelerden 1 hafta izin kullanmıştım. İzin dönüşüne yakın koşuşturmacadan ve birazda rahatlıktan, saç traşını askeriyede olurum diye geçiştirdim.
 
Tilki hesabı tekrar dönüp dolaştım, vatani görevimin geri kalanını tamamlamak için birliğime teslim oldum. Herkes kısa dönem askerliğin çok rahat olduğundan bahseder ama bu benim için geçerli değildi. Gündüzleri eğitim, Takım çavuşluğu, Nöbetiçi Çavuşluk, Çapraz nöbetleri ekseninde döner dururdum. Bu kadar koşuşturmacanın arasına birde eğitim gösterisi için manga çavuşu yapmışlardı.
 
Yalnız bu süreç devam ederken ben hala bir türlü saç traşı olamıyordum, ben müsait olduğum zamanlar berber ortalıklarda olmuyordu, berber olduğunda ben müsait olmuyordum.
 
Gelelim o güne; astsubayımız mangamı alarak alaya gidip eğitim çalışmalarıma katılmamı istedi. Arkadaşlar ile alaya doğru gitmek için nizamiye kapısına yaklaşırlen kapının önünden rütbeli iki askerin gittiğini gördük ama ne olduğuna kimse kanaat getiremedi. Yüzbaşı diyenler, binbaşı diyenler...Nizamiyede bulunan devremle ben mi nöbet tutucam, benmi eğitime gidicem geyiğinden sonra kapıdan çıkış yaptık.
 
Anammm, anammm oda nesi yıldızları sayamıyoruz üstelik birde çelenk var. Olamaz tüm manga rüya görmüş gibi, sol-sol-sol-sağ-sol... Artık nafile dağınık ve disiplinsiz bir halde olduğumuz abes bir şekilde ortada. Tabii emir subayından mangaya dur emri geldi. Daha sonradan 3. Ordu Kurmay başkanı olduğunu öğrendiğim komutan beni yanına çağırıp, bana babacan tavırlar ile sorular sormaya başladı. benden mangayı nizamiye kapısının önüne tek sıra halinde dizmemi istedi ve telefona sarıldı. "Kafanızı çıkartın ve şu rezilliğe bakın, ben size bu kapıdan asker çıkmayacak herkes 3. ordu nizamiyesini kullanacak demedim mi? Ya karşıdan karşıya geçerken bu askerlere bir araç çarpsa biz ne hesap veririz" bu telefon konuşmasından sonra bana dönerek evladım manganı al ve eğitimine git.
 
Tabii biz yolda başımıza ne geleceğini düşünerek alaya vardık. Daha silahlarımızı çatıp kenara oturmuşken, tabur komutanının arabası yanımıza yanaştı. "Manganın çavuşu nerde diye bölük yüzbaşımız çıktı, araca binsin." yola çıktık Kurmay başkanının bizi yakaladığı yere geldik, geldik ama etraf rütbeli kaynıyor. Tabur komutanımızın yanına götürdüler bizi babacan bir tavırla "oğlum sen ne yaptın" dedi. Neyse tabii durmak yok bu sefer tekrar arabaya bindirdiler birilerini aramaya koyuldular. Ben ne olduğunu yada ne yaptığıma bir türlü anlam veremiyorum. Sonunda aradıklarını bulamadılar, bana dönerek gidip traş olmamı, üstüme çeki düzen vermemi istediler.
 
Terslik ya bu sefer yine berberi bulamıyorum, göreve gitmiş çocuk. Bende kendime çeki düzen verip bölük komutanına durumu izah ettim. Bana bekle dediler. Beklemeye devam.
 
Sonunda tekrar tabur komutanı çağırdı, arabasına atladık bu sefer 100 mt ilerimizde ki 3. Ordu Karargah binasına doğru hareket etmeye başladık. Önde tabur komutanı arkada ben koridorlarda ilerlerken,
 
-komutanım kusura bakmayın sizide sıkıntıya soktum
-Yok evladım canını sıkma
 
gibi muhabbetlere giriyorum. Sonunda labirent gibi koridorların sonuna geldik, flamasını bile gördüğümüz zaman yerimizde duramadığımız komutanımız gür bir sesle tekmil verek içeri girdi. Ben hala arkasında duruyorum. Ordan yine yıldızlarını sayamadığım ve çelenkte eksik olmayan bir komutanımız gelerek beni incelemeye başladı.
 
-Yok, manganın başında ki çavuş bu değil.
-Bu çavuş komutanım
-Yok, değil. Dön bakalım yavrum enseni. Senmiydin manganın başında ki çavuş.
-Evet bendim komutanım.
-Yok
 
Neyse ordan yusuf kardeşimle kol kola çıktık. Çıkarken hala şaşkın, ne olduğunu anlamamış ve niye buralarda olduğumu bilmez bir haldeydim. Tabur komutanı tamam oğlum sen git diyip beni gönderdi.
 
Taburda herkes merak ediyor. Ne oldu, niye seni çağırdılar diye. Ama kimsenin bilgisi yok.
 
Tabii sonradan işin kokusu çıkıyor.
 
Ben Kurmay başkanıyla konuşurken arkadan da Hareket Başkanı geliyormuş. Yanındakilere "kim bu kurmay başkanıyla konuşan papaz diyerek çıkışmış ve beni görmek istemiş".
 
Eğer o gün benim o çavuş olduğumu kabul etseydi ne olurdu? Kimse buna sır erdiremedi :)
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir


Ugur A.

  • Ziyaretçi
Alıntı yapılan: kalender;148447
....Gece bir ruzgar cikiyor, colun ortasinda comelmis yuzlerce ay parcasi ortaligi aydinlatiyor....
:++:  :++:  :++:  :++:  :++:  :++:  :++:  :++:
Alıntı yapılan: xxman;149230
....Ben Kurmay başkanıyla konuşurken arkadan da Hareket Başkanı geliyormuş. Yanındakilere "kim bu kurmay başkanıyla konuşan papaz diyerek çıkışmış ve beni görmek istemiş".
 
Eğer o gün benim o çavuş olduğumu kabul etseydi ne olurdu? Kimse buna sır erdiremedi :)
Abovvvv!!!! Direkten dönmek bu olsa gerek.

Ben gazinoda yaptım askerliği. Son 80 günde alaya geri döndüm. Telden çıkıp alış-veriş yapıp geri geliyorlardı elemanlar. Bir gün bir astsubay geldi. "Niye saldın onları" dedi. Rütbeye bakmadan "yan tarafa gidip gelecekler" dedim ve fark ettim karşımdakinin kim olduğunu. "Arkadaşın birinin çok ağrısı var eczaneden ilaç alıp gelecekler" dedim. Her nedense bir şey demedi yürüdü gitti. Gazinocudan nöbetçi bu kadar olur işte.


Çevrimdışı kalender

  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 628
    • Profili Görüntüle
herkesde mutlaka iyi veya kötü anıları vardı
 ben acemi birliğini balıkesirde yaptım.normalde sağlık branşında olanlar samsunda sıhhıyeci olarak yapar.ben tecili  bozup gittiğimden dolayıbeni balıkesir çavuş talimgah ordanat okuluna verdiler.ilk gördüğüm derslerde kaporta doğrultma idi:D ordanatız ya çekiç nasıl vurulur.onu öğrendik.:D
acemi birliğinde öğle arasında silahlar çatta iken bir kısa dönemin g3 kayboldu çalındı.o48 saati unutamam bütün çavuş talimgah 48 saati ayakta geçirdi.
silah neyse bir çantanın içinde toprağın alttında sökülmüş vaziyette bulundu.
 
Usta birliği İstanbul hasdal kışlası idi.orada da yapmadığım iş yoktu :D ilk olarak revirde çalıştım. o dönem içinde hiç unutamayacağım hadisede başımıza geldi.
daha yeni 2 usta asker tel boyunda mermili nöbet tutarken birinin sakarlığı yüzünden arkadışını vurması ve oraccıkta vefat etmesi.cenazeninde revire gelip bütün işlemlerin yapılması.bu beni çok etkiledi. odada sadece savcı,benimle beraber birde sağlık memuru arkadaş vardık.manzara çok kötüydü hele ailesine haber vermek içn kimse üstlenmedi.üstelenemedi.
hala unutamıyorum.
  neyse üzücü olayın yanında güzel olaylar da olmuyor değil hani.her 3 ayda bir acemi birliğinden dağıtımdan tugaya askerler gelir.bizim muzip kayserili bir kardeşimizde gelen acemi askerlere şu  öneriyi yapar ama her gelene
--bak  şimdi başçavuş içeriye sizi çağıracak o size sivilde ne iş yaptığınızı soracak sizde diyeceksiniz ki sivilde çaycıydım diyeceksiniz.diye onları uyarır.
     başçavuşuun sorma nedenide  branşı olanları seçmek.
 Kayserilinin yardımları ile çaycılığa uzanacağını düşünen acemiler başçavuşun odasına  girmeleri ile bütün hayalleri suya düşer düşmezle kalmaz bir de içerden çaaaaat diye bir ses
şimdi başçavuş kime sorsa aynı cevabı alınca tabi hafiften dellenme moduna girmiş.pata küte girişiyo.
      dolayısı ile Askerlik anlatılmaz yaşanır  :)
\'\'Ben\'\' Yaradan\'dan Ötürü Yaradılanı Sevdim... Yaralayanı\'\' Değil..!