hakan dostum bır gun ankaraya gelırsem senın arabaya bınmem lazım ebedı mutlulugu ben anca oyle bı makınanın ıcında bulurum hem cer cop camur hemde adrenalın hemde metalıca
aslında iyi bi noktaya değindin abi. normal yaşantım hiç forumdan belli olduğu gibi değil, çoğumuzunda öyledir tabi.
içerde yiyip yere atar, kafa sallayıp bağıra bağıra king nothing söylerim, bacağımın arasında içeceği tutar camdan sallarım, sinüzitli olaraktan 150 ile giderken kafama beremi takıp, camdan sarkıp tükürrüm, maalesef hep aynı şey olur, arka cama sıvanır, 72 lik kutusu 1 TL olan ıslak mendillerden 3-4 paket alıp hep elimi ona siler ve yere atarım, bütün akaryakıt fişleri yerde olur, nolur nolmaz diye saklarım, öle kalır. kardeşim biner ayakkabı ile koltuğa bağdaş kurup oturur, paso içeri kusar, 38 derece sıcakta klima açmadan giderim, ön camı açınca pompom yapmasın diye giderken dönüp arka camı açarım krikosundan, çukurlardan kaçacam diye ralli yaparım millet yanımdan kornayla geçer tip tip bakarak. ilerde kırmızıyı görüp 500 mt öteden gazı bırakırım trafik arkama yığılır, istanbul yolunda 34 plakalara pis takılırım, artiz olurlar, ayar verilir (mazotum hep onlara gider) cuma gün arka arkaya makaslaşıyorduk
valla bekledim kenara çeksede dursa kapışsak diye, trafik olan kısım bitip yol boşalınca kaçtı hırço yetişemedim toyota camry idi
, CD değiştirecem diye kutuyu açıp karar verme evresinde bütün kamyonlara geçilir şerit ortalar küfür yerim, kırmızıda boş kavşakta çaktırmadan g.tüm g.tüm ilerler tüyerim, şerit değiş, polisin önüne atla, megafondan azar ye polis agadan tüm trafiğin içinde, yine bana hastır, eskişehir yolunda tam 100.yıl ayrımında enteresan bi trafik olur, sola geçmeye çalışırken ben kararsız kalırım, soldaki kararsız kalır o ara hiç dolmaz, tam ben geçmeye karar vermişken o ilerler birden sağa kaçarım kornayla, camdan el kol çıkarırırız birbirimize. saniyeli ışıklarda kontak kaparım, trafik sakinken kemeri çıkarırım, kızışınca takarım
, çocukken babam elimden tutup caddede gezdirirdi beni ve ille su birikintilerine basmaya çalışırdım, babam bi tarafa asılıyor ben öteye ayağımı uzatıp ille suya girecem diye, kaldırımda yaya yoksa dalarım suya, çamurluğa çarpıp titreşim yaratması hoşuma gidiyor (yanlış anlamayın o tarz bi hoşlanma değil)
oh be ne yazdım yahu
hepimizin zaten yaşadığı şeylere biraz olsun dokunabildim diye düşünüyorum.