Konu güzel okudum iyi gidiyor ama ricam şahsa yazılı taciz olmadıkça kilitlenmemesi. Fakat yinede yönetici tasarrufundadır zira konu siyaset inkâr edilemez ama seviyeli oldukça zararı olmadığı inancındayım.
Her neyse, konuya dönelim.
Öncelikli çıkış noktamız akaryakıttan bu denli alınan vergi. Bu noktadaki fiyat artışları bizi siyasete zorladı. Peki neden bu kadar fazla vergi alınıyor, düşünelim.
Bugün TC devletinin topladığı vergilerdeki payın %12 kadarını stopaj ile cebren alınan vergiler oluşturur. Türkçesi memurun ve sabit ücretle çalışanın maaşından gelir vergisi olarak düşülen matrah. Dolaysız vergi, alması kolay, kesin, belirgin.
Bir ücretliler var, birde sermaye sahipleri. Yani kurum, şirket, ticarethane vs... işleten tipler. Yine bugün TC devletinin topladığı toplam vergilerin %1'lik kısmını büyük şirketler, %0.013'lük kısmını ise küçük esnaf vermektedir. Hani şu fiş istemem dediğiniz esnafgiller.
Burada düşünülmesi gereken şey şudur, dolaysız vergiyi (satın aldığınız şeylerden kesilmeyen vergi) kim en çok ödüyor? Fakat kamu hizmet ve teşviklerinden kim yararlanıyor?
Yukarıda açıkladığım şeyde bariz belli olaraktan devletin vergi yükü sabit ücretle çalışanların omuzlarında. Sermayedarlar vergi ödememekte. Ayrıca bunların kayıt dışı elde ettikleri gelirler o kadar fazla ki, aklınız durur.
Örneğin vadeli mevduatlar, hisse senetleri değer kazanım gelirleri gibi şeyler %15 oranı ile vergilendirilmekte şu an yanlış hatırlamıyorsam o yüzde ile ödemiştim. Bu %15'lik tutar oldukça komiktir, asgari ücretle çalışandan alınan gelir vergisinin yüzdesi ile aynıdır. Fakat yüklü mevduat ve hisse senedi sahipleri götü büyük kişi ve kurumlardır lâkin en düşük dilimden vergiye tâbidirler. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bu mevduatlarınız 220.000 TL ve altında ise vergi yok. 150-200 milyarı olan fakir değildir arkadaşlar vergilendirilmeli.
Daha bi ton şey sayarım biraz düşünsem bunlar ilk kalemde aklıma gelen şeyler. Şimdi gelin nedenleri sorgulayalım.
Yukarıda anlattığım gibi dolaysız vergi stratejisi izlenmekte, bizim sıkıntımız dolaylı vergiden yana, yani akaryakıt gibi, bu sadece bir tanesi bunun sigarası, alkolü, elektroniği gibi bir çok çeşidi var. Peki neden bu kadar dolaylı vergi elde etme ihtiyacı duyuyor devlet? Yav işte bunlar AKP yapar demek çok basite kaçmak oluyor.
Sermayedarlara vergi muafiyetleri getiriliyor, teşvik üzerine teşvik sunuluyor, işleri kolaylaştırılıyor. Devlet bu bağlamda regülatör görevini lâyıkı ile yerine getiriyor. Burada neden onlara avantaj varda, ben...Yaşar Usta!, ücretli çalışana yok diye düşünmek doğal. Peki arkadaşlar bu girişimcilere bunlar verilmese bu adamlar bana ne yav sanki ne avanajı var diye düşünmez mi? Neden gireyim ben bu işe der. O zaman bunca hizmeti kim üretecek. (GSM, İnşaat, TV, Basın-Yayın, Ulaştırma-Taşıma faaliyetleri vs....) Bu adam niye senle aynı parayı versin bir otomobile veya kamyona. Adam iş üretecek kamu için. Düşersin MTV'yi ÖTV'yi her ne ise... O da yapar.
Buaraya kadar dediklerimde bir şey yok, genelde böyle işler dünyanın çoğu yerinde. Peki ama neden bu kadar bu kadar çok adaletsizlik var ve devlet benzini 4 TL yapmak zorunda kalıyor?
İnsan olarak aslında sıkıntı bizde başlıyor. Adam şirket kuruyor, eve, karısına ve çocuklarına telefon alacak, yaz abicim şirketin üstüne yaz yazzz..... Düş iletişim vergisini misssss....
Adam hususi otomobil alıyor, yaz anasını satiyim şirketin üzerine, al abicim aracı vergi bedelsiz, paşalar gibi bin... Mis...
Serbest meslek erbapları, milletin anasını bunlar düzüyor işte, adam avukat, yıllık geliri kendi gösteriyor bilirsiniz gelir beyanı diye bir şey var. Veya özel diş hekimi vs... İçeri girersin vergi levhasına bak 800 lira vergi ödemiş zındık, kapıda Audi Q7
Bugün bir ağır ceza davasının minimum ücreti 5.500 Türk Lirasıdır, bak abi deftere kağıda, bir yılda o parayı kazanmış dersin adamcağız vah vah yazık... Böyle yüz binlercesi arkadaşlar.
Hepimizde fiş istememe âdeti yok mudur küçük esnaftan, gidersin bilgisayarcıya toplarsın makineyi fiş miş garanti şindi ne gerek var, hoppp %18 soktun devlete, hepimiz yapıyoruz, herkes yapıyor inkâr ederler ama yaparlar kesin.
Denetimdede sıkıntı var. Ülkede vergi canlılığı hat safhada. Vergi canlılığından kastım kelime anlamından uzak. Devletin vergi gelirlerinde GSMH artışı olmaksızın bir artış oluyorsa bu vergi canlılığı var demektir. İyi mi kötü mü? Kötü....
Örneğin bir diş hekimi gelir beyan edip vergisini ödemiş. Maliye'den telefon geliyor. (maliye telefonu, sarı zarf, polis telefonu alıyorsanız kalp krizi geçirin zira arık işin rengi değişmiştir.) Vay işte benim memurum arıyor namuslu helal olsun kaçırdığı vergileri götünden şırıngayla alacak dersin değil mi?
Diş hekimi cevap veriyor telefona, diyor ki vergi idaresi efendim, geliriniz çok düşük gösterilmiş şüpheli bir durum var. (belli ki iş hanının alt katındaki kuaförü epey gıcık etmiş doktor kişi) Nedir o şüpheli durum?
-Eeee şöyle ki geliriniz çok düşük beyan edilmiş buraya bakarsak üzerinize kayıtlı aracınızı alabilmek için 145 sene yemeden içmeden çalışmanız gerekiyor.
(elemanın renk atar, bi an her şey bitti diye düşünüp kriz geçirebilir, ama TR'de yaşadığının bilincindeyse sorun yoktur)
-Peki napmamız lazım?
-Ek beyanat vereceksin %100 artıracaksın ilk beyanatı.
-Vermezsem ne tür bi müeyyide ile karşılaşırım?
-5 yıl geriye dönük incelemeye alırım seni (bu gözünün önünde annen dâhil tüm dişi akrabalarının ırzına geçerim demek, zira sizin ve bizlerinde bildiği gibi hepimizin ille vardır bi boku, ne derlerse yapın)
-Tamam, iyi günler.
Sonra bu serbest meslek kişisi gider bir uzmana danışır, aiyyyy anamı sevecekler mahvedecekler beni nolur yardım et!!!!!!?
?
Uzman kişisi der ki sakin ol, oraya gideceksin, pazarlık yapacaksın der bildiğin. Nası lan?? Yav işte %100 demişler, 70-60-40.... derken bi bakmışsın doktor kişisi %17 ile yırtmış, yaşaaaa büyük sensin...
Bir diğer mevzu, asgarî geçim indirimi diye bir şey vardır. Yanlış olmasın asgari geçim sınırından ücretli bir kişi bekar ise 54 TL, evli fakat çocuksuz ise 65 TL, evli ve 2 çocuklu ise 84 TL vergi indirimine tabidir. Hanginiz biliyor bunu, hadi bura seviyeli forum bu sınırda çalışan veya yaşayan kaç kişi biliyor??? Hemen hemen hiç biri. Bu kişiler bunu bilmeyince ne olur, bizim memlekette işe biri alınacaksa ücret önce lafzi şekilde prensipte belirlenir. XYZ veririm gibi aylık. Ki bu asgari geçim sınırlarında dolanır. Devlette o iş verene bu kişinin matrahından düşülmüş parayı geri verir ki ona ödesin.
Ulan öder mi hiç, ücreti önceden zaten anlaştı herifle, hoooop işverenin cebe inen paradır bu, işçi çalıştırırken bile üzerinden nemalanmak iş verenin imece evlatlığı sınırları içerisinde bir olay... Duyarlı mıyız? Hayır. Ulan iş olsunda.... Hatta kağıtlar imzalatırlar kovarsam tazminat vermiyom diye. İkramiyede istemem diye yazı yazdırırlar sana.
Bu kayıt dışılıklar oldukça, vergi ödeyene enayi gözüyle bakıldıkça benzine daha çok paralar öderiz efendim. Şunu unutmayın ki Tayyip Erdoğan'da, Kemal Kılıçdaroğlu'da ülkedeki bu büyük servet ve sermaye sahiplerini vergilendiremez, Allah'tan başkasının güçleri yetmez onlara. Unutun bu şeyleri, vergiyi sen ben gibi kişiler öder. Buna bağlı olarak bireysel vergi yükü oranlarında biz onların kat kat üzerlerindeyiz. Sigara ve benzine herkes aynı vergiyi öder, zenginden daha fazla alamazsın!
Aydın Doğan hikayesi bilir misiniz? 2.3 milyar ceza yazdılar, vergi cezası. Ulan bu adam Aydın Doğan, hemen göstermelik ahlamalar vahlamalar, bıraktım kızıma verdimcikler, bir komisyon toplanır ve o cezayı 0.3 milyara indirir. (bu komisyon maliye bakanı başkanlığında toplanır ve isterse ''0'' yapma yetisine yasayla sahiptir.)
AKP imiş CHP imiş geç, alayı aynı. Belki muhalifler olsa durumumuz çok daha vahimde olabilirdi.
Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün %50'yi geçkin olduğu bir ekonomimiz var yani normalden 2 kat daha fazla vergi ödediğimiz. Konunun dönüp dolaşıp geleceği yer;
EĞİTİM ŞART.